Cuma, Ocak 10, 2025

Evlenecek genç çiftlere maddi destek

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Nüfus Politikaları Kurulu Toplantısı’nın açılışında konuştu. Güçlü bir toplum olmanın temelinin aile kurumu ile birlikte genç ve nitelikli bir nüfus yapısına sahip olmaya dayandığını ifade eden Yılmaz, yapısal bir alan olan nüfus politikalarına uzun vadeli perspektifle bakılması gerektiğini belirtti.

Yılmaz, demografik yapının ihtiyaçlarına çözüm sunacak temel başlıkların şunlar olduğunu söyledi: “Normal Doğumun Desteklenmesi: Zorunlu durumlar dışında sezaryen doğum oranının azalmasını teşvik edeceğiz. Sağlık profesyonelleri içinde önemli bir yere sahip olan ebelerin, çiftlere kaliteli ve nitelikli bakım ve danışmanlık hizmetleri sunması ve ebelerin istihdamını yaygınlaştırmak önemli.  Genç Evliliklerin Desteklenmesi: Aile kurmayı teşvik etmek amacıyla genç çiftlere maddi destekler, evlilik danışmanlığı ve ilk evini alanları önceliklendiren sosyal konut programlarını hayata geçireceğiz.  Yeni Çalışma Modelleri: Kadınların hem ev hayatını hem iş hayatını aynı anda sağlıklı biçimde sürdürmeleri ve ikisi arasında bir tercihe zorlanmamaları için yeni çalışma modelleri geliştirmemiz gerekiyor. Doğum izinlerinin artırılmasından, kreş ve bakım süreçlerinin desteklenmesine; doğum yardımlarından esnek ve uzaktan çalışmaya birçok alternatifi çok yönlü ve bütüncül bir bakış açısıyla ele alacağız.  Çocuk Bakım Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması: Çalışan ebeveynlere destek olmak için ücretsiz veya düşük maliyetli kreş ve çocuk bakım hizmetlerini yaygınlaştıracağız. Aile yapımızı zayıflatmaya ve cinsiyetsizleştirmeye yönelik küresel saldırılara karşı değerlerimizi öne çıkaran eğitim, kültür ve iletişim politikalarımızı güçlendireceğiz.”


Nüfus artış hızında keskin düşüş

Yılmaz, 2009 yılından itibaren, ülkemizdeki doğurganlık ve nüfus artış hızında belirgin bir düşüş gözlemlendiğini belirterek, “Toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2023 yılında 1,51 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2023 yılında 1,51 düzeyine geriledi. Bu, tarihimizin en düşük değeri. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyinde kritik eşik olan 2,1’in altında kaldığını bize gösteriyor. Nüfusun kendini yenilemesi için gerekli olan 2,1 eşiğinin üzerinde olan 10 ilimiz kalmış olup, toplam doğurganlık hızının 3’ün üzerinde olduğu tek ilimiz Şanlıurfa. Tüm illerimizde düşüş var. 1,5 düzeyinin altında 51 ilimiz var. Bunun yanında yıllık nüfus artış hızımızda da keskin düşüşler yaşandı ve 2023 yılında kaba doğum hızı binde 11,2 olarak gerçekleşti. Çocuk ve genç nüfus azalırken, 65 yaş ve üstü yaşlı nüfus ise 2023 yılında ilk defa yüzde 10’u aştı. Ortalama yaşımız 34’e yükseldi. Ülkemizde evlenme oranları ve doğurganlık hızı azalırken; boşanma, ilk evlenme yaşı, ilk anne olma yaşı, tek ebeveynli aile sayısı, yalnız yaşayan birey sayısı ve yaşlı nüfus oranı gittikçe artıyor” ifadelerinde bulundu.


Doğurganlık hızında düşüş tehlikesi

Türkiye’de sezaryen oranlarının dünya ortalamasından çok daha yüksek olmasının, doğurganlığı etkileyen önemli faktörlerden biri olduğunu ifade eden Yılmaz, “Tıbbi bir gereklilik durumunda sezaryen tartışmasız bir zorunluluk, ancak bir ülkede doğumların yüzde 60’ı sezaryenle gerçekleşiyorsa bunu yalnızca tıbbi sebeplerle açıklamak mümkün değil. Küresel medya ve sosyal medya kanallarıyla aile değerlerine yönelik artan saldırılar ve toplumları cinsiyetsizleştirme yönünde sarfedilen sistematik çabaları da dikkatle değerlendirmek zorundayız. Nüfus projeksiyonları, aile ve toplum yapısındaki değişim ve dönüşümler bize şunu gösteriyor: Nüfus, aile ve evlenme kurumu ile ilgili etkin tedbirlerin alınmaması halinde doğurganlık hızındaki düşüş devam edecek. Doğurganlık hızındaki düşüş, yalnızca demografik bir sorun olmanın ötesinde. Toplumumuzun geleceği açısından kısa, orta ve uzun vadede istihdam, sosyal güvenlik, bakım, ekonomi, savunma gibi birçok alanda ciddi sorunlara yol açma potansiyeline sahip. Doğurganlık oranlarındaki düşüş bir günde gerçekleşmediği gibi doğurganlık oranlarının artırılması ve nüfusun kendini yenileme oranının üzerine çıkarılması da bugünden yarına gerçekleşebilecek bir durum değil” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM