Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, ÖTV Kanunu değişikliğiyle otomobillerin yeniden temininde sürenin 5 yıldan 10 yıla çıkarılmasının, engellilerin eski teknolojiye mahkûm edilmesine sebep olduğuna dikkat çekti
Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, engelli haklarına yönelik son dönemde yaşanan hak kayıplarına karşı bir basın açıklaması yaptı. Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, Memur-Sen Konfederasyonu, Hak-İş Konfederasyonu, Özel Eğitim Kurumları Konfederasyonu, Otizm Konfederasyonu, Ulusal Otizm Konfederasyonu ve Engelli Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte ‘Engelli haklarında sistematik engellere hayır diyoruz’ diyerek yaptığı basın açıklamasında, son dönemde engellilerin haklarına yönelik yapılan sistematik hak kayıplarına karşı durmak için ses yükseltmek amacıyla burada bulunduklarını ifade ettiler.
ÖTV Kanunu değişikliğiyle otomobillerin yeniden temininde sürenin 5 yıldan 10 yıla çıkarılmasının, engellilerin eski teknolojiye mahkûm edilmesine sebep olduğunu ve gelişen güvenlik donanımlarına sahip araçlara erişimlerini engellediğinin altının çizildiği açıklamada, “Engelliler soruyor: ‘Bagajına tekerlekli sandalye sığmayan otomobillere çeki demiri mi takacağız? Erişilebilir olmayan ülkemizde erişilebilir olan tek şey otomobilleri de elimizden alındığında biz ne yapacağız? Biz devlet ve millet için her şeyi göğsümüzle karşılamaya hazırken, yerli adı altında fakat asla milli kimliğe sahip olmayan fırsatçılar engellilerin alabileceği otomobil fiyatlarını ÖTV düzenlemesi sonrası fahiş fiyatlara yükseltti bile. Bu alanda tekelleşme artmakta, ihtiyaca cevap verilememesi nedeniyle araç temininde zorluklar yaşanmakta. Hazine ve Maliye temsilcilerinin ‘Biz eski arabalara biniyoruz, onlar sıfır otomobile’ söylemi yerine, ‘Onlar hayata tam katılamıyor, engellerini aşmak gerekiyor’ gerçeğini görmelerini bekliyoruz. Bu tutum; devlet ciddiyetiyle, sosyal devlet anlayışıyla ve insan için devlet kavramıyla bağdaşmıyor” ifadeleri kullanıldı.
“Bu kararlar engellileri toplumdan ve yaşamdan dışlamakta”
Engelli bireylerin yalnızca tüketen değil, üreten bireyler haline gelmesi için politika üretilmesi ve yeni bir yol ve yöntem oluşturulması gerektiğini savunan Türkiye Sakatlar Konfederasyonu açıklamasında, “Ancak alınan bu ve benzeri kararlar, engellileri toplumsal yaşamdan dışlanıyor ve ayrımcılığı derinleştiriyor. Suiistimal yapanın cezalandırılmadığı, hayata tutunmak için mücadele eden engellilerin cezalandırıldığı bu yanlıştan acilen dönülmesi gerekiyor. Araç Tadil ve Satış Yönetmeliğinde değişiklik yapılarak, hayatın olağan akışına aykırı olarak otomobili bizzat kullanan ortopedik engelli bireyin otomobilini eş ve çocuklarının kullanmasının yasaklanmasıyla aile bütünlüğüne ağır bir darbe vuruldu. Sürücü Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, yıllardır sürücü olan birçok ortopedik ve işitme engelli bireyin ehliyetleri iptal edilmiş, engelli birçok arkadaşımız mağdur oldu. Bu engelli arkadaşlarımız, zaten yeteri kadar erişilebilir olmayan toplu taşıma araçlarından yararlanamazken, temel ulaşım haklarından ve sosyal hayata eşit katılımdan mahrum bırakıldı” ifadeleri vurgulandı.
“Bakım Sigortası Yasası çıkarılmalı”
Sağlık Kurulu Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerin, gelir kriteri bahanesiyle binlerce bakıma muhtaç engelli bireyin sosyal desteklerinin kesildiği ve kaderine terk edildiği vurgulanan açıklamada, “SGK tarafından protez, ortez, tekerlekli sandalye, beyaz baston ve işitme cihazı gibi engelliler için hayati öneme sahip malzemelerin ödemelerinin küçüklüğü mağduriyetleri derinleştirdi. Hafif zihinsel engelli bireylerin hayat boyu eğitimdeki 143 modülü 9 modüle düşürülerek temel eğitim hakları ellerinden alındı. Kamuda yeterli seviyede Türk İşaret Dili Tercümanı istihdam edilmeyerek işitme engelliler yok sayılıyor. Bakıma muhtaç engelli bireylerin ailelerinin yasal güvence altına alınması, Bakım Sigortası Yasası’nın çıkarılması yıllardır konuşulurken hiçbir ilerleme olmadı. Bu yasa ivedilikle hayata geçirilmeli. Engelli bireylerin haklarını sınırlandıran düzenlemeler yerine, onların yaşam kalitesini artıracak eşitlikçi politikalar geliştirmek, hem insan hakları hem de sosyal devlet açısından oldukça önemli” denildi.
“Engelli haklarının gaspı, toplumsal adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı”
Karar alıcıların, hak kayıplarına neden olan düzenlemeleri yeniden değerlendirmesi gerektiğini ifade eden açıklamada, “Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak politikaları öncelikli hedefleri arasına alması gerek. Engellilerle ilgili aldığınız her kararın, altına imza attığınız her düzenlemenin ve cümle kurma hassasiyeti gösterdiğiniz her konunun başında ve sonunda vicdanınızın sesini dinleyin. Engelli haklarından, temel ihtiyaç malzemelerinden tasarruf edilemez. Engelli araçlarından tasarruf etmek yerine, kamudaki israf azaltılmalı; zaruri temel yaşam ihtiyaçlarından değil, gereksiz harcamalardan tasarruf edilmeli” ifadeleri kullanıldı.
“Yaşam hakkımızın elimizden alınmamasını istiyoruz”
Engellilerle ilgili karar alırken, temsilcisi Sivil Toplum Kuruluşları’nın yok sayıldığının altı çizilen açıklamada, “Tarafı olduğumuz Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, alınacak kararların engelli sivil toplumları ile birlikte alınması gerekiyor. Anayasa’mız, engelli bireylerin yaşam hakları için özel tedbirler alınması gerektiğini ifade ediyor. Ulusal düzeyde engellilere yönelik politikaların, programların ve eylemlerin tasarım süreçlerinde, engelli STK’ların katılımı hayati bir gereklilikken, hiçbir şekilde görüşümüz sorulmuyor. Onayladığınız sözleşmeleri tanımıyor, Anayasa’yı ve Kanunları görmezden geliyorsunuz. Ancak biz, görmezden gelinmeyecek kadar kalabalığız! Engelli bireylerin ulaşım hakkını, gelişen teknolojilere erişimlerini ve yaşam kalitelerini geri kazandıracak düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz. Biz aslında yeni bir şey talep etmiyoruz. Var olan haklarımızın devam etmesini, engelimizin zaaf olarak görülmemesini, yaşam hakkımızın elimizden alınmamasını istiyoruz. Bizler, bu haksızlıklara karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadeleri vurgulandı.