Cuma, Mayıs 9, 2025

“Yapılar yönetmeliğe uygun olmalı”

İzmirSMD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Onur, mevcut yönetmeliklerin yeterli olduğunu ancak uygulamada sıkıntılar yaşandığını söyledi

ALİ YAMAN

Bolu Kartalkaya’da yaşanan yangın, binaların güvenliği ve yönetmeliklerin uygulanabilirliği konusunu yeniden gündeme getirdi. Özellikle eski yönetmeliklere göre inşa edilmiş yapıların denetim eksikliği, potansiyel tehlikeleri artırıyor. Konuyla ilgili konuşan İzmir Serbest Mimarlar Derneği (İzmirSMD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Onur, mevcut yönetmeliklerle inşa edilmiş binalarda hem mimari açıdan hem statik sağlamlık açısından hem de deprem ve yangın yönetmelikleri açısından herhangi bir sorun olmadığını söyledi. Mevcut yönetmeliklerin son derece yeterli olduğunun altını çizen Uğur, “Ancak, bu yönetmeliklerin uygulanmasında sıkıntılar var. Daha önce yapılmış binalar ise mevcut yönetmeliklerden oldukça uzak bu binaların mevcut yönetmeliğe uygun hale getirilip sıkı bir denetim yapılması gerekiyor” dedi.


“Binaların standartlara uygun hale getirilmesi gerekiyor”

Eski yapılarda denetim eksikliğinin büyük bir sorun teşkil ettiğini belirten Onur, “Bu binaların ciddi şekilde denetlenmesi ve standartlara uygun hale getirilmesi gerekiyor. Yangın ya da afet olduktan sonra bu konuların gündeme gelmesi yanlış; afet veya yangın meydana gelmeden önce gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Uygulamada çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Denetimlerin, yeni yapılar kadar mevcut yapıların ve eski yönetmeliklere göre yapılmış binaları da kapsamalı. Mevcut yapıların, özellikle eski yönetmeliklere göre yapılmış binaların, denetlenmesi ve güncel standartlara uygun hale getirilmesi şart. Bu tür düzenlemeler afetlerden önce yapılmalı ve insan hayatını koruyacak şekilde planlanmalı” değerlendirmelerinde bulundu.


“Önlemler uluslararası standartlarla belirleniyor”

Yangın güvenliğinin hem kamu hem de özel sektörde kritik bir konu olduğunu ifade eden Onur, “Yangın güvenliğiyle ilgili olarak projeler belediyelere sunuluyor, onaylanıyor yapı buna göre inşaa ediliyor ve bu projeleri İtfaiye birimleri de uygunluğunu yerinde denetliyor. Bunun yanı sıra özel denetim kurumları da bulunuyor ve bu kurumlar aslında itfaiyelerden daha sıkı çalışmakta. Özellikle oteller, seyahat acenteleri ve tur operatörleri, otellerin yangınlara karşı dayanıklılığını sürekli denetler ve uluslararası standartlara uygunluk arar. Yangına karşı alınması gereken önlemler uluslararası standartlarla belirlenmiş durumda. Örneğin, perdelerin alev almaz, halıların geç tutuşur malzemelerden yapılması gerekiyor. Bu malzemelerin uluslararası sertifikalara uygun olması zorunlu. Yeni yapılan otellerde bu standartlara kesinlikle uyuluyor, ancak eski yapılar için aynı şeyi söylemek mümkün değil” diye konuştu.


“Mevcut binalarda ek tedbirler uygulanmalı”

Yangın güvenliği açısından binalarda doğru tasarlanmış kaçış alanlarının büyük önem taşıdığını söyleyen Onur, “Yangın merdivenlerinin önünde bir yangın holü olmalı. Bu hol, yaklaşık 6 metrekare büyüklüğünde bir alan olmalı ve yangın merdivenine geçiş bu alan üzerinden sağlanmalı. Kapılar karşılıklı olmamalı, aksi halde baca etkisi yaratıyor ve dumanın yayılmasını hızlandırıyor. Bir yangın merdiveninin mesafesi, kaçış yolları ve diğer özellikleri yönetmeliklerde açıkça belirtiliyor. Örneğin; yağmurlama sistemi (sprinkler) varsa yangın merdivenine ulaşma mesafesi farklı, yoksa farklı oluyor. İtfaiye ekipleri, bu mesafeleri dikkatle ölçer ve standartlara uygun olmayan projelere rapor vermez. Mevcut yapılara yangın tüneli gibi ek çözümler de uygulanması gerekiyor. Bu sistem, halat gibi bir hortum yardımıyla yüksek binalardan güvenli şekilde inme imkânı sunar. İç kısmı duman geçirmez bir malzemeyle kaplı ve dış tabakası yanmaz. Bu tür çözümler özellikle eski binalarda kullanılmalı.  Ayrıca, yağmurlama sistemleri mevcut yapılara da uygulanmalı. Bu sistem, ortam sıcaklığı 65 dereceye ulaştığında otomatik olarak devreye girer ve itfaiyenin gelmesini beklemeden yangını söndürmeye başlar” diye konuştu.

“Ahşap kaplamaların iyi emprenye edilmesi gerekiyor”
Ahşap kaplama binaların iyi emprenye edilmesi gerektiğinin altını çizen Onur, “İyi emprenye edilirse yanmaz veya alev almaz hale getirilebilir. Ancak, iyi emprenye edilmezse yangına karşı dirençsiz hale gelir ve kibrit çakıldığında soba gibi yanabilir. Ahşabın içinde kullanılan strafor (poistren köpük) gibi malzemelerin yerine taş yünü gibi yanmaya dayanıklı malzemelerin tercih edilmesi gerekiyor. Şu anda geçerli olan yönetmelikler bu konuda oldukça açık ve net. Ancak daha önceki yönetmeliklere göre yapılmış binaların güncel yönetmeliklere uygun hale getirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşüm çalışmalarının ise oldukça yavaş ilerlediğini belirten Onur, “Özellikle yangın ya da deprem gibi afetler yaşandıktan sonra bu konular gündeme geliyor. Oysa bu sorunların önceden ele alınması ve denetimlerin yapılması gerekiyor” dedi.
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM