Perşembe, Ocak 30, 2025

Ekonomik Savaşlar

Yeni bir şey olmamakla beraber özünde şiddet ve zorlama barındıran, toplumlar ve bireylerin yaşamlarını olağan üstü durumlara yönelten militer- siyasi sıcak savaşların ve savaş riski gerginliklerin dünya haritasının muhtelif bölgelerinde devam ettikleri tarihsel vukuattır. Bu tip kayıtların ekserisi karasal olmakla beraber, keşiflerle denizler, sonrasında göklere taşınmış, teknolojinin katkıları ile konvansiyonel olan olmayan şekillerde yerine ve zamana göre değişiklikler göstermiştir.

Yukarıda geçen militer-siyasi sıcak savaşlar cümlesinden olarak geçen yüzyılda yerini bulan militer-siyasi soğuk savaşların devreye girmesi ile asır sonlarında devreden çıkmasının ardından ortaya çıkan bir belirsizlik ya da boşluk içerisinde şimdilerde telaffuz edilen ekonomi-siber savaşları tabiri öne çıkmakta. Kalburüstü ülkelerin ve ittifaklarının aralarındaki siyasi söylemlerinde yer alan iktisadi kriterler artık konvansiyonel veya nükleer silahlarla donatılmış potansiyellerin papucunu dama atacak surette ortaya çıkıyor.

Olan bitenlerin tümü namütenahi maddi imkanlara sahip bulunmak mutlaka önemli olmakla birlikte onun ötesinde, ülkeler ve toplumların tarihi, zamanın ruhuna uygun sevk ve idari kapasiteleri, fırsatları değerlendirme kabiliyetleri gibi geleceğe dönük hedeflere ulaşma birlik ve gayreti ile ekonomik değer algıları üzerinden somutlaşıyor.

Apple CEO’su Tim Cook katıldığı Global Forum söyleşisinde Çin hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Söyledikleri Çin’de yıllardır en büyük yabancı (ABD’li) yatırımcılardan biri ve ilk elden deneyime sahip olduğu için önemsenmeli;” Yaygın algıya göre bir çok kişinin hala şirketlerin düşük işgücü maliyetleri nedeniyle Çin’e geldiğini düşündüğünü belirtiyor. Oysa gerçek şu ki, Çin artık düşük işgücü maliyetli bir ülke değil, Çin’e yönelmenin asıl nedeni Çin’deki beceri düzeyinin ve çeşitliliğinin diğer ülkelerden daha iyi olması. Bizim ürünlerimiz için üretimde yüksek teknoloji ve gelişmiş ekipman kullanmak gerekiyor ve Çin bu konuda derin bir uzmanlığa sahip. Çin’deki mesleki uzmanlık oldukça etkileyici”.

Hülasa ucuz işgücü tuzağına düşmeyip eğitimi milli bir seferberlik haline getirir, gençlerinizi 30 yıl boyunca Amerikalılara eğittirir, ardından onları ülkede istihdam yaratarak geri alırsanız ve liyakate+uzmanlığa dayalı bir strateji uygularsanız dünyanın başat gücü olma yolunda ilerlersiniz.

Öte yandan 20.Ocak’ta ABD’nde görevine başlayan Başkan Trump’ın, Brics Ülkelerinin rezerv para birimi olarak ABD dolarını kullanma taahhüdünde bulunmalarını istemesi, Çinin tepkisini çekti. Çin’in ABD Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Pengyu, Newsweek’s verdiği mülakatta ABD’nin uzun zamandır krizleri yönlendirmek, ABD’ndeki enflasyonu dünyanın diğer bölgelerine yaymak, bunu uluslararası ekonomik ve finansal istikrara zarar veren, uluslararası düzeni bozan jeopolitik bir araç haline getirmek için doların hegemonyasını kullanmak anlamına geldiğini söyledi.

Olan bitene bakıldığında ABD küresel güç olarak tam da bunu yapıyor ve geri durmuyor. Çin de bunu engelleyecek adım atamıyor, hızını kesemiyordu. Bu trafikte Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı açıklamada Brics ülkelerinin dolardan uzaklaşmaya çalışırken kendilerinin kenardan durup izleme fikrinin bittiği, aksi takdirde %100 gümrük vergisi ile karşı karşıya kalacaklarına dikkat çekti.

Ortada görünen şekli ile ekonomik açıdan her ikisi de küresel yaklaşan ve piramitin ilk iki sırasında yer alan ABD ve Çin Halk Cumhuriyetine ait yukarıdaki örnek her iki yaklaşımın da ekonomik savaşların niteliği hakkında karşılıklı güncel yorum ve farklı bakış açılarını şimdilik kısaca özetliyor.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar