Çarşamba, Mart 26, 2025

“Dayanıklı yapılarla sağlam bir gelecek inşa etmeliyiz”

Hinginar: Konutlarımızı, iş yerlerimizi, fabrikalarımızı inşa ederken deprem gerçeğini öncelik olarak ele almalıyız

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 2. yıldönümünde hem can ve mal güvenliğimize hem de geleceğimize öncelik verecek güvenli yapılar inşa etmek zorunda olduğumuza dikkat çekti. 

Türkiye’nin konutlarını, iş merkezlerini, fabrikalarını, okullarını, kamu binalarını sağlam ve güvenli bir şekilde inşa etmesi gerektiğini belirten Hinginar, “Akılcı bir planlamayla tüm önceliklerimizi deprem gerçeği üzerinden yapmak zorundayız. Her aşamada tüm kurallara titizlikle uyulması gerekiyor. Depremi engelleyemeyiz ama dirençli binalar, şehirler kurmak elimizde. Doğru ve kaliteli malzeme seçmeliyiz. Depreme dayanıklı yapılarla sağlam ve güvenli bir gelecek inşa etmeliyiz” dedi.

Hinginar, 6 Şubat’ta yaşanan depremin yıldönümünde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yapı ve mühendislik alanında dünya çapında projelere imza attığını, akademik eğitimde ön plana çıktığını ve üretim alanında yüksek kalite standartlarını yakaladığını belirtti. Tüm bu başarıların deprem gerçeğini merkeze alan bir yaklaşım ile anlam kazanacağını ifade eden Hinginar, “Çok büyük kayıplar yaşadık. Konutlarımızı, iş yerlerimizi, fabrikalarımızı inşa ederken deprem gerçeğini öncelik olarak ele almalıyız. Akıldan ve bilimden ayrılmadan, bir daha büyük acılar yaşamamak için el birliği ile çalışmalıyız. Şehirlerimizi geleceğe güvenle taşımak için ihmale dayalı hataların önüne geçmeliyiz” diye konuştu.


“Yönetmeliklere uygun yapılar inşa etmeliyiz”

Türkiye’nin sahip olduğu bilgi birikimi, mühendislik gücü ve malzeme kalitesinin dünya standartlarında olduğunu vurgulayan Hinginar, şöyle devam etti: “Türk yapı sektörü, dünyanın en önemli projelerine imza atan firmalara sahip. Hem Türkiye’de hem de dünyanın farklı coğrafyalarında önemli işler yapıyoruz. Ülkemizde, dünya standartlarında yapı malzemeleri üretiyoruz ve bu malzemeler, üretim aşamasında titizlikle denetleniyor. Bir bütün olarak hareket etmeliyiz. Tüm bu unsurları bir araya getirerek güvenli, sağlam ve yönetmeliklere uygun yapılar inşa etmeliyiz. Şehirlerimizi, sanayi bölgelerimizi titizlik ve sorumlulukla planlamalıyız. Bir yapının inşasında doğru ve uygun malzeme seçimi ön planda olmalı. Bir deprem ülkesi olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadan binalarımızı, yapılarımızı depreme dayanıklı inşa etmeliyiz.”


“Dirençli yapılar inşa etmek bizim elimizde”

Türk Ytong olarak, uzun yıllardır afetlere karşı dirençli kentler yaratılması gerektiğine dikkat çektiklerini belirten Hinginar, “Ülkemizde yaşanan depremler, uzun zaman unutamayacağımız acılara neden oldu. Bu acılardan ders çıkarmalı ve gelecekte benzer yıkımların yaşanmasını önlemek adına üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Güvenli yapıların inşa edilmesi hem teknik gerekliliklere uyum hem de toplumsal sorumluluk konusu.  Güncel deprem yönetmeliğine harfiyen bağlı kalmak proje sahiplerinin asli görevi, konunun takipçisi olmak ise yurttaşların vatandaşlık görevi. Biz yapı malzemeleri üreticileri de sağlam, dayanıklı, kaliteli ürünler üretmekle yükümlüyüz. Depremin olmasını engelleyemeyiz ama dirençli yapılar inşa etmek bizim elimizde. Doğru ve bilinçli adımlar atarak geleceğimiz için güvenli yaşam alanları oluşturmalıyız” dedi.


“Üretim tesislerine, sanayi yapılarına da dikkat etmeliyiz”

Hinginar, Türkiye’nin bir sanayi ülkesi olma yolunda büyük adımlarla ilerlediğinin altını çizerek şunları söyledi: “Ülkemiz deprem kuşağında olan bir ülke. O nedenle yalnızca konutların değil, sanayi yapılarının da dikkatle incelenmesi, değerlendirilmesi gerekiyor. Özellikle üretim tesisleri, fabrikalar ve endüstriyel tesisler, olası bir depremde hem çalışanların güvenliği hem de ekonomik kayıplar açısından ciddi riskler barındırır. Bu nedenle, riskli sanayi yapılarının ivedilikle yenilenmesi veya depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekir. Büyük ölçekli yıkımlar sadece can kayıplarına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda üretim süreçlerini aksatarak ekonomik kayıpları da derinleştirir. Depremlere, afetlere karşı dirençli bir sanayi altyapısı oluşturmak, sürdürülebilir kalkınmanın temel unsurlarından biri.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM