Küresel ticaret çatışmalarının hız kazandığı bir dönemden geçerken, Türkiye’deki işletmeler için de Avrupa pazarında varlık göstermek kaçınılmaz büyüme adımlarından birine dönüştü. Türkiye’de özellikle e-ticaret ve teknoloji gibi alanlarda başarılı olan girişim ve KOBİ’ler, ihracat için Avrupa pazarını hedeflese de yüksek maliyetler, vize engelleri, bürokratik süreçler, etkin bir globalleşme planı yürütmeyi zorlaştırdı.
450 milyona yakın tüketiciyi kapsayan Avrupa Birliği, diğer ülkeler için önceliklendirilen hedef pazarlardan biri olsa da özellikle küçük işletmeler Avrupa’ya açılma yolunda pek çok engelle karşılaşıyor. Invest in Holland tarafından yapılan bir araştırma, 5 yabancı işletmeden dördünün Avrupa Birliği pazarına girmelerinin önündeki en büyük engel olarak, yüksek şirket kuruluşu maliyetlerini gösterdiğini ortaya koyuyor.
“Ayrı ticari yapı kurmak ile ilgili yanılgı var”
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Olmadık Ofis Kurucusu, Girişimci A. Seçkin Canan, “Global ölçekte faaliyet göstermek için hedef pazarın yasal mevzuatına uygun ayrı bir ticari yapı kurmanın şart olduğuna dair yaygın bir yanılgı var. Bu yüzden şirketler, uluslararası pazarlara adım atarken en başta şirket kurmak için çabalıyor. Ancak dil engelleri, regülasyonlar, vize zorlukları ve daha da önemlisi yüksek maliyetler, bu girişimlerin başarısız olmasına sebep oluyor. Olmadık Ofis olarak geliştirdiğimiz ‘Global Ofis’ paketi, Türkiye’de kurulu şirketler için globalleşme yolculuğunu Avrupa’da temsilcilik modeliyle hızlandırıyor” dedi.
E-ticaret sektöründe 2030’a kadar %22,6 büyüme öngörüsü
Canan, 2024 yılında ihracatın 2023’e göre yüzde 2,5 artışla 262 milyar dolarla yükseldiği ve Türkiye e-ticaret sektörünün 2030’a kadar yıllık yüzde 22,6 büyümesinin öngörüldüğünü vurguladı.
KOBİ’lerin Türkiye’nin ihracatının üçte birinden fazlasını gerçekleştirdiğini söyleyen Canan, “Halihazırda KOBİ’ler, ülkemizin ihracatının üçte birinden fazlasını gerçekleştiriyor. Türkiye’de mal ve ürün ihracatının önemli bir paydaşı konumundaki KOBİ’lerin çoğu, e-ticaret gibi küresel iş alanlarında Avrupa pazarlarına ulaşmak istiyor. Rotterdam Limanı, merkezi karayolları ve Schiphol Havalimanı gibi lojistik olanaklarıyla Hollanda, Avrupa’da tüm pazarları birbirine bağlayan önemli bir merkez. Hollanda’da yaşayan nüfusun yüzde 90’ından fazlası İngilizce konuşuyor. İstikrarlı ekonomisi ve iş dostu politikaları, Hollanda’yı bu açıdan da Avrupa Birliği’ni hedefleyen yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi haline getiriyor” ifadelerini kullandı.
“Global pazarda rekabet büyüme için kritik”
Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli işletmelerin global pazarlarda rekabet edebilmesinin, ülke ekonomisinin istikrarlı büyümesi için kritik önemde olduğunu vurgulayan Canan, “Türkiye’deki işletmeleri uluslararası rekabette güçlendirmeyi amaçlayan Global Ofis paketi, uygun fiyat ve pratikliği harmanlayan yaklaşımıyla ülkemizdeki KOBİ’lerin globalleşmesi açısından bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Küresel pazarlara erişmek, ürün ve hizmetlerini ihraç etmek isteyen KOBİ’ler için mesajımız açık: Avrupa pazarı göründüğü kadar uzak değil. Maliyetleri oldukça sınırlı tutarak Avrupa’daki potansiyel müşterilere güven vermek ve globalleşme yolunda ilk sağlam adımı atmak, Global Ofis ile mümkün” dedi.