Cuma, Mayıs 9, 2025

Yumurta ihracatında ‘fon’ krizi

yumurta

Sektör temsilcileri, yumurtada fon kesintisi yapılmasının istişare edilmeden alınan bir karar olduğunu ve bunun, yumurta fiyatlarında ortalama yüzde 80’e varan artışlara yol açacağını ifade etti

ŞURA NUR SAVRANOĞLU

Ticaret Bakanlığı, iç piyasada gıda arz güvenliğini sağlamak ve vatandaşların yumurtaya daha makul fiyatlarla erişimini kolaylaştırmak amacıyla yeni bir düzenlemeye gitti. 25 Şubat 2025’te ihracata getirilen kilogram başına 50 sentlik kesinti, 25 Mart 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 1,5 dolara yükseltildi. Bakanlık tarafından kamuoyuyla paylaşılan açıklamada, sofralık yumurta ürününde fiyat istikrarına katkı sağlanmasının hedeflendiği belirtildi. Sektör temsilcilerinin öngörüsü ise yumurta bedelinde ortalama yüzde 80’e varan maliyet artışlarının yaşanacağı yönünde oldu. Kararın sektöre yansımalarını değerlendiren Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı İbrahim Afyon ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit TİCARET Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu.


“İhracatı kesintiye uğratmak mı doğru karar”

Yumurta ihracatına 50 cent fon gelmesi sonrasında yumurta fiyatlarında bir düşüş olmadığına dikkati çeken Birlik Başkanı Girit, “Yumurtaya 50 cent fon gelmeden önce haftalık 160-200 tır yumurta ihraç ediyorduk. 50 cent kesinti sonrasında 20-30 tır’a düşmüştük, yumurta ortalama ihraç fiyatını yüzde 80 artıran bir kesintiyle ihracat olanaksız. Sadece taahhütlerini yerine getirmeye çalışacak ihracatçılarımız zararına ihracat yapmayı göze alırlarsa 5 tır ihracat yapılabilir. İhracata fon, vergi, yasak kararları getirilirken getirisine, götürüsüne bakılarak karar verilmeli. Türkiye’de kişi başı yumurta tüketimi yıllık 220 adet, aya vurduğunuzda 18 yumurta yapar. Bir aylığına 18 yumurtayı pahalı yemek mi, ihracatı kesintiye uğratmak mı doğru karar. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.


“Satış fiyatlarıyla market fiyatları farkı büyük”

Girit, hükümetin sofralık yumurta ihracatına uygulanan fon kesintisinde yükselmeye gitmesinin iç piyasadaki fiyatı regüle etmek amacıyla yaptığını belirterek, “Devletin burada yanlış değerlendirdiği nokta şu; Konuyu iki açıdan ele almak gerekiyor, bir tarafta üreticiler, diğer tarafta tüketiciler var. Biz üretici olarak ürünü piyasaya sunuyoruz, tüketici ise bunu market rafından satın alıyor. Asıl sorun, bizim satış fiyatlarımızla tüketicinin markette karşılaştığı fiyatlar arasındaki büyük fark. Bizde yumurta başına en fazla 5-10 kuruşluk artışlar olurken, örneğin bizim en yüksek çıkış fiyatımız koli başına 144 TL ama tüketici aynı ürünü 200, 210, hatta 230 TL’ye alıyor. Dolayısıyla burada sorgulanması gereken, tüketiciye ürünü satan noktaların uyguladığı fiyat politikası” diye konuştu.


“Fiyatlardaki dalgalanma ihracat kaynaklı değil”

Bu tür kararların sektör temsilcileriyle istişare edilmeden alınmasının doğru sonuçlar doğurmayacağına dikkat çeken Girit, “İhracatın kısıtlanmasına rağmen, bizdeki çıkış fiyatlarının değişeceğini sanmıyorum. Marketlerin fiyat politikalarını bilemem ama bizim ihracata bağlı olarak fiyatları artırmamız söz konusu değil. Çünkü bu durum ihracatla değil, Ramazan ayının doğal seyriyle alakalı. Her yıl Ramazan’ın ilk ve son haftasında yumurta fiyatlarında artış olur, ikinci ve üçüncü haftalarda ise düşüş yaşanır. Bu yıllardır istatistiklerle de sabittir. Yani fiyatlardaki bu dalgalanma ihracatla doğrudan ilgili değil. Mayıs ayına doğru üretimin artmasıyla birlikte fiyatlar zaten doğal olarak düşer. Dolayısıyla, ihracat olmadığı için fiyatların düşeceği yönündeki düşünce doğru değil. Asıl problem, karar alıcıların sektör temsilcileriyle istişare etmeden hareket etmesi. Düz mantıkla, ‘İhracat yasaklanırsa piyasada daha fazla yumurta olur, dolayısıyla fiyatlar düşer’ deniliyor ama işin gerçeği öyle değil. Bilimsel verilere, geçmiş yılların istatistiklerine baktığınızda, ihracatın serbest olduğu dönemlerde bile Ramazan’da fiyatların hep aynı döngüde seyrettiğini görürsünüz. İnsanlar ilk hafta yoğun alışveriş yaptığı için fiyatlar artar, sonra düşer, son hafta tekrar artar. Ramazan sonrasında ise yeniden düşüş olur. Bu nedenle bana göre ihracat kısıtlamasına veya fonun yükseltilmesine gerek yoktu. Fiyatlar zaten birkaç hafta içinde doğal dengesine oturacaktı” açıklamasında bulundu.


“İhracat yavaşlatılırsa fiyatlar makul seviyelere gelir”

İbrahim Afyon, Ramazan’da iç piyasanın artan talebine cevap vererek fiyat artışını önlemek istediklerini ancak fiyatların yine de yükseldiğine dikkat çekti. Afyon, “Ramazan süresince ihracata ara verelim ki iç piyasanın dönemsel, anlık talebine daha iyi cevap verebilelim, böylece fiyatlar yükselmesin istedik. Ancak biz ne kadar arzı artırmaya çalışsak da piyasada anlam veremediğimiz bir fiyat artışı yaşandı. Bu artışı üç temel nedene bağlıyoruz; İlki, 8-9 ay önce yaşanan Kuş Gribi nedeniyle oluşan üretim kayıpları; ikincisi, Ramazan dönemine özgü artan tüketici talebi; üçüncüsü ise ihracat. Şu anda Ramazan’ın yarattığı alışveriş yoğunluğu geçti, üretim de yavaş yavaş toparlanıyor. Geriye sadece ihracat etkisi kaldı. Eğer ihracat bir süreliğine yavaşlatılırsa, iç piyasadaki arz artar, fiyatlar da makul seviyelere gelir. Bizim amacımız manipülasyonları önlemek, fiyatları dengelemek ve arzı artırmak için ihracata giden belli bir miktarı geçici olarak iç piyasaya yönlendirmek. Mesele sadece bundan ibaret” ifadelerinde bulundu.


“Spekülasyonlara karşı mücadele ediyoruz”

Son dönemde kamuoyunda ihracatın fiyatları artırdığı yönünde oluşan algının gerçeği yansıtmadığına değinen Afyon konuya dair şunları söyledi: “Türkiye olarak dönemsel dalgalanmalara rağmen ihracatta güçlü bir ülkeyiz. Şu anda ihracata giden yumurta miktarı azalmış olsa da bu rakamlar bizim için oldukça küçük ve konuşulmaya bile değmez. Ancak kamuoyunda ‘ihracat yüksek fiyatlara gidiyor’ gibi yanlış bir algı oluşturulmuş durumda. Bu da piyasada haksız bir fiyat artışına yol açıyor. Aslında ortada ciddi bir ihracat baskısı yok ama bazı fırsatçılar bu algıyı kullanarak fiyatları yükseltmeye çalışıyor. Başlangıçta bu durum bir ‘fırsat değerlendirme’ olarak görülebilirdi ama artık açıkça fırsatçılığa dönüşmüş durumda. Biz de bu haksız algıyı çürütmeye çalışıyoruz. Çünkü piyasada ‘yumurta yok, hepsi ihracata gidiyor’ söylemiyle fiyat artışları meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Oysa serbest piyasa ekonomisi başıboşluk değil. Cumhurbaşkanın da dediği gibi, serbest piyasa düzeni bir denge içinde yürütülmeli. Biz zarar ederken bile bu düzenin içinde kalmaya çalıştık, ‘serbest piyasa ekonomisine bizi yem etmeyin’ dedik. Şimdi de serbest piyasa adı altında yapılan spekülasyonlara karşı mücadele ediyoruz. Bu konuda hem Ticaret Bakanlığı hem de Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli çalışmaları yürütüyor.”

“Üreticiyi mi cezalandırıyorsunuz?”
Girit, yumurta üreticisinden 30’luk yumurta kolililerinin 140 TL’den çıktığı bilgisini vererek, “30’luk yumurta kolisi 2 kilogramı geçiyor. Ispanak 60 TL, yumurta 70 TL. Yumurta marketlerde 220-230 TL’ye yumurta kolileri satılıyor. Burada yöntem ihracatın önünü kesmek yerine, böyle yüksek karlarla yumurta satan marketleri denetlemek olmalı. Böylesi kararlar alırken sektörün pozisyonunu alabilmesi için süre verilmeli, beyannamesi açılmış, parası gelmiş, cuma günü gemiye yüklenecek ürünler var. Burada ihracatı mı kapatıyorsunuz, üreticiyi mi cezalandırıyorsunuz. Bunların doğru tahlil edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM