Terziler, 2024 şubat fiyat tarifesine göre çalışmalarına rağmen müşterilerin pazarlık yaptıklarını belirtti
ESLEM TÜRKOĞLU
El becerisi gerektiren mesleklerden biri olan terzilik, zor zamanlar geçiriyor. Türkiye’deki ekonomik olumsuzluklardan etkilenen terziler, eski günlerini ararken, terzilik mesleği de alttan eleman yetişmediği için kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. 2024 şubat ayı fiyat tarifesine göre İzmir’de iş yapan terziler, müşterilerin fiyatları fazla bulup, pazarlık yaptığını söylerken İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası Başkanı Mustafa Güvenli, terzilere ve konfeksiyonculara teşvik yapılmasını talep etti.
Terzilerin durumunun kötü olduğunu söyleyen Güvenli, “Terziye gelenler şu anda eski elbiselerini yaptırmaya geliyorlar ve terziyle pazarlık yapıyorlar. Fiyat listesine bu nedenle uyan yok. Terziler de yeter ki müşteriyi memnun edelim, biz de para kazanalım düşüncesiyle bu fiyatları kabul ediyorlar. Bu durum önceden kurtarıyordu belki ama şu anda terziyi de kurtarmıyor. Çünkü 2 bin TL, 3 bin TL, 5 bin TL kira veren bir terzinin dükkanı 15 bin TL oldu. Dolayısıyla terziler de dükkan kapatma yoluna gidiyor. Bu işi yapamıyorlar. Bir taraftan belediyeler ruhsat için bastırıyorlar. Bugün bir ruhsat almanın 15-20 bin TL masrafı var. Bu nedenle de kapatanlar var. Elektrik faturaları, önceden ayda 300-500 TL geliyorken şimdi 2 bin 500 TL geliyor. Esnaf kan ağlıyor” diye konuştu.
“Hem iş gücü azaldı hem iş yok”
Bir işverenle görüştüğünü aktaran Güvenli, “5 milyon TL’ye kurulamayacak atölye satılığa çıkarılmış. İşveren, 10 aydır ben iş yapamıyorum diyor. Atölyenin son sistem makineleri vardı. Dükkan kapandığı için makine de çalışmıyor. Bu işverenin yanında 50 kişi çalışıyordu. Hem iş gücü azaldı, hem iş yok. Eleman maliyetleri ve vergiler yüksek. Esnafa kredi veriliyor. Ama krediyle bu işler olmuyor. İşveren yarın krediyi ödeyemeyecek zaten. Önemli olan iş yaratmak, piyasaların önünü açmak. Tekstil sektörü artık kapanıyor ve büyük işletmeler yurt dışına, Mısır’a gidiyor. İş gücünün daha ucuz, verginin daha düşük olduğu yerlere gidiyorlar. Vergi vermekten esnafımız artık iş yapamıyor. Bu duruma bir çözüm üretilmezse esnafın durumu vahim” ifadelerini kullandı.

Terziye teşvik yapabilmesi, konfeksiyoncuların çalışması ve bu sektörün devam etmesi için talepte bulunan Güvenli, “Kira artışlarının devlet tarafından düzenlenmesi gerekiyor. Devlet, kira artışlarına yüzde 60 değil de yüzde 20-30 demeli. Ayrıca devletin SSK primlerini düşürmesi lazım. Bugün bir SSK primi 9 bin TL. İşverenin yanında 10 kişi çalıştığı zaman sadece SSK’ya 90 bin TL yatırılacak. Böyle bir primle bu esnaf yürüyemez. Bugün çok yüksek elektrik faturaları geliyor. Ben atölyeleri geziyorum. Şu anda herkes kan ağlıyor. SSK primlerinin düşürülmesi, zamların önüne geçilmesi lazım. Yoksa bir pantolon paçası yapmakla bu işler yürümez” diye konuştu.
“Alım gücü kalmadı, esnaf sıkıntıda”
Mahalle arasındaki terzilerin pantolon paçası yaptığından bahseden Güvenli, “Terziler de artık iş yapmamaya çalışıyor. İnsanların alım gücü kalmadı, esnaf sıkıntıda. İnsanlar çok eski pantolonunu terziye getiriyor. Terziye vereceği 50-100 TL’yi de veremiyor, yaptırmaktan vazgeçiyor. Terzi de dükkanı kapatıyor” dedi.
Güvenli, esas sıkıntının atölyeler olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Fason atölyeler, iş yapan atölyeler kapatma yönüne gidiyor. Son yaşanan olaylarda; doların, piyasaların, faizin artışı yine esnafın sırtına yüklendi. Bu arada maliyecilerimiz de sık sık geziyor. En ufak bir şeyde ceza yazıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Geçen hafta 40 kişi dükkanını kapattı. Bu hafta da şu ana kadar 6-7 kişi dükkan kapattı. Esnaf kapatıyor artık. Esnafın önünün açılması lazım. Esnaf iş yapsın ki biz devlete vergimizi verelim.”
“Gençler ümidi kesmişler”
Tekstil sektöründe eleman yetişmediğini söyleyen Güvenli, “Oda olarak makine eğitim kursları açıyoruz. Gençlerimiz gelmiyor, talep yok. Kursa gelen gence günde 200 TL para veriyoruz. Kursumuz 2 aylık, burada makine öğrenecekler. Ondan sonra o gençleri işyerlerine göndereceğiz, istihdam sağlayacağız. Gençler gelmiyor, ümidi kesmişler. Bu gençleri yetiştirmemiz lazım. Yetiştirsek de iş yok. Tekstil sektörü bana göre bitiyor. Böyle giderse son demlerimiz” diye konuştu.
Bayram öncesinde yaşanan son olaylardan önce bir kıpırdanma olduğunu aktaran Güvenli, “Ümitliydik. Bayram üstü işler hızlanır diyorduk maalesef olmadı. Tekrar faizlerin yükselmesi, doların yükselmesi, piyasaların tedirginliği. Pamuk ipliğine bağlı bizim piyasalarımız. Ne bayram göreceğimiz var, ne seyran göreceğimiz. Eskiden ümitliydik, şu anda o ümitler de yok artık” dedi.
“Eski terzilikler yok”
1969’dan beri giyim sektöründe çalışan terzi Fedayi Çetin ise “Eski terzilikler yok. Ben her branştan iş yaptığım için; deri, kumaş, abiye, gelinlik, hepsinde çalıştığımdan dolayı tecrübem var. Fazla da iş almıyorum. Benim yazın az işim olur. O da deri azaldığı için. Ama hiç boş oturmadım. Bayram üzeri paça işlerimiz oluyor, sıfırdan dikim olmuyor” diye konuştu.
İnsanların düşük fiyatlar istediğine değinen Çetin, “İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası’nın bana verdiği listede 200 TL pantolon paçası yapılacağı yazıyor. Ama ben müşteriden pantolon paçası için 100 TL pek nadir alıyorum. 80 TL civarı bir ücret alıyorum. Çünkü karşındakini de düşünmek zorundasın. Herkesin bir ekonomik durumu var. Bazı müşteriden 80 TL istersin 100 TL verir. 200 TL dediğim zaman müşterilerin yüzde 80’i yaptırmaz veya pazarlık yapmaya çalışıyor. Kiralar pahalı olduğu için de insanlar biraz böyle. Örneğin ben burada bin 200 TL’ye oturuyorum. Başka bir dükkanda çalışan kişi 2 bin 500 TL veremem deyip, dükkandan çıktı. Dükkanlar defalarca doluyor, boşalıyor” ifadelerini kullandı.
“Eskisi gibi ısmarlama iş olmuyor”
Çetin, geçmişe göre terziciliğin çalışma koşullarının daha iyi olduğundan bahsederek, “Evvelden gece gündüz çalışıyorduk. Bayramlara iki ay kala uyku hapı içerek çalışmaya başlardık. Ustalarımız bizi öyle çalıştırıyordu. Ama şimdi ona hiç gerek yok. Eskiden çok iş vardı. Eskisi gibi ısmarlama iş olmuyor artık. Örneğin bugün bir terzi, ısmarlama şekilde 10 bin TL civarında elbise dikiyor. Bunun kumaşı da zaten 3-4 bin TL tutsa toplamda 15 bin TL. Büyük mağazalarda 50 bin TL’ye de satılıyor. Markalar, reklam parası alıyor. Ama normal bir vatandaş 15 bin TL’ye elbise diktireceğine gidip, konfeksiyondan alır. O elbiseyi de 1-2 sene giyer atar. Benim 40 yıllık elbisem var, hala ilk günkü gibi. Çünkü el emeğiyle olan bir şey, onun ayrı bir özelliği var” diye konuştu.
“İkinci el kıyafet ucuz değil”
İkinci el kıyafet getirildiğini de söyleyen Çetin, şöyle konuştu: “Bizim ülkemizde ikinci el yeni. Almanya’da kişi giymediği düzgün kıyafeti götürüp, ikinci el satın alanlara satıyor. Bu eskiden bizde vardı ama şimdi daha çok yaygınlaştı. Şimdi pazarlara yayıldı, vatandaş oradan da alıyor. Oradan aldığı da ucuz değil. Pantolon bile 400-500 TL’ye alınıyor. Bir de alım gücünün dışında eskiyi daha çok seviyorum deyip, alanlar da var.”

Terzilik mesleğinin öleceğini söyleyen Çetin, “Ben Antalya’da çalıştığım zaman bir Alman müşterim ‘Siz hep var olun’ dedi. Benim hiçbir yerli müşterim bunu söylemedi. Ve o bana öyle deyince etkilendim. Bizde sanatkâr, kıyafet dikecek insan yok; en ufak bir sökük olsa çöpe atıyoruz, dedi. Bana Almanya’dan kıyafet tamiratı yapmaya getirenler var, ben yapıyorum. Müşteri memnun oluyor ve öyle gidiyor. Bizim bugün için sanatkarımız varsa yarın yok. Çünkü devamı yok, yetişmiyor” dedi.
“Müşteriler fiyatlar pahalı diyor”
1968’den beri terzilik yapan Kerim Kertmen de, “Hep tamir işi var. Yeni alıp da getiren yok, alım gücü yok. Ekonominin güzel olması lazım ki tüketiciler yeni alsın yeni giyinsin. Müşteriler fiyatlar pahalı diyorlar ama mecburiyetten yaptırıyorlar. Biz de elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz” dedi.

Değişecek olan makine parçasına göre tamircinin para istediğini söyleyen Kertmen, “Tamir, pahalı oluyor. Tamirci, tamir için bir servis parası istiyor. Uzaktan geldim, diyor; 400 TL servis parası talep ediyor” dedi.
“Alt tabandan yetişen yok”
Terzilikte eleman olmadığından bahseden Kertmen, “Eleman hiçbir meslekte yok. Ben bu mesleğin sonuncusuyum. Benim ailemde de benden sonra terzilik kalmayacak. Terzilik çok kıymetli bir meslek olacak da alt tabandan yetişen yok. Mesleğimiz çok güzel. Bütün insanların ihtiyacı olan bir şey. Çocuk ortaokulu bitirmiş, nasıl çıraklık yapacak burada? Kendi çocuklarım dahi bu mesleği istemiyor. Terzilik sıkıcı geliyor, herkes yapamaz bunu. Bu mesleği yaparsın ama müşteriye beğendiremezsin. Yapılan işi beğenmeyen müşteriler de var” diye konuştu.