İzmir Mermer Fuarı, Gaziemir’de sektörün önde gelen isimlerini, üreticilerini ve alıcılarını bir araya getirerek uluslararası üne sahip olan ticaret hacmini katılımcılarına sunuyor. Türkiye’nin zengin mermer rezervlerini ve doğal taş çeşitliliğini temsil eden fuar, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlayarak önemli iş birliklerinin temelinin atılmasını hedefliyor. Doğal taş endüstrisinin ötesine geçen fuar, aynı zamanda turizm, konaklama ve yeme-içme sektörlerinde de önemli bir hareketlilik yaratmasıyla dikkat çekiyor.
ŞURA NUR SAVRANOĞLU
Mermer sektörünün önde gelen temsilcilerine 30. kez kapılarını açan Marble Fuarı’nın turizm, konaklama ve yeme-içme sektörlerinde önemli bir hareketlilik yaratması bekleniyor
Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 9-12 Nisan 2025 tarihleri arasında hem Türkiye’den hem de dünyanın dört bir yanından mermer sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getirmek üzere 30. kez kapılarını açtı. Sektör profesyonellerinin çizdiği yol doğrultusunda kentin ekonomisine önemli katkı sağlaması beklenen fuarın sadece doğal taş endüstrisiyle sınırlı kalmayıp turizm, konaklama ve yeme-içme sektörlerinde de önemli bir hareketlilik yaratması bekleniyor. Yerel esnaftan ulaşım sektörüne kadar geniş bir yelpazede hareketlilik yaratan fuar, bu yıl ekonomik dalgalanmalar ve organizasyon süresindeki kısalmalar nedeniyle de farklı açılardan da değerlendirme altına alınarak İzmir ekonomisine katkıları ve etkisi tartışmaya açıldı. Konuya dair TİCARET Gazetesi’ne konuşan sektör temsilcileri; İzmir Lozan Pastanesi sahibi Bahar Pelit, İzmir Lokantacılar Odası Başkanı Doğan Kılıç Doğan Kılıç ve İzmir Otel-Pansiyon ve İşçileri Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Veral, fuarın iç piyasaya etkilerini mercek altına aldı.
Lozan Pastanesi’nin, 30. Marble İzmir Fuarı’na katılım göstermesinin işletmenin satışlarına ve marka bilinirliğine etkisiyle ilgili konuşan Pastane sahibi Bahar Pelit, “Bir kere uluslararası bir fuar olduğu için insan hacmi ve ziyaretçi sayısı genişliyor, yerli ve yabancı turist sayısı genişliyor. Ev sahibi olarak birçok ülkeden alım için gelen yerli ve yabancı turistleri ağırladığımız yoğun bir dönem. Bizde bu dönemlerde hem ekipmanımızı hem de ürün çeşitliliğimizi arttırırız. Senelerdir Alsancak Lozan Pastanesi’nden kuru pastasını, yeri gelir catering’ini, açılışını, misafirlerini bizimle ağırlamak isteyen firmalara günlük servis şeklinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

“Seneye daha da parıldayacağını düşünüyorum”
Geçen yıllara kıyasla Marble fuarına olan ilginin azalmasıyla ilgili görüşlerini dile getiren Bahar Pelit, bunun büyük oranda pandemi sonrası küresel ekonominin durgunlaşmasından kaynaklandığını ve bu noktada devletin devreye girerek uluslararası fuarlarda daha etkin bir etkileşim stratejisi izlemesi gerektiğini ifade etti. Pelit, “Dünya, Covid-19 gibi oldukça ağır bir dönemden geçti. Milyonlarca insan evine kapandı. O süreçte adeta ‘pause’a basılan birçok şey, şimdi tekrar aktif hale geldi. Benim görüşüm, bu hareketlenmenin giderek daha da güçleneceği yönünde. Elbette bu sadece İzmir özelinde değil; tüm dünya genelinde uzun süre duran ekonomik döngü yeniden harekete geçti. İnsanlar korkularını geride bırakıyor. Özellikle geçtiğimiz yıl gözle görülür bir yükselme yaşandı, bu sene bu ivmenin daha da artacağını düşünüyorum. Hatta gelecek yıl çok daha parlak geçecek. Bu bir süreç. Tüm dünyanın kriz yaşadığı, herkesin belirsizlik içinde olduğu bir dönem. Enflasyonun sürekli dalgalandığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu durum, yabancı yatırımcılar açısından elbette çekinceler yaratıyor. Yatırım yapmak ya da bağlantı kurmak konusunda tereddüt yaşamaları çok normal. Bu noktada, devlet büyüklerinin devreye girerek en azından sabit kur gibi çözümlerle süreci desteklemesi, uluslararası fuarlarda daha etkin bir iletişim ve etkileşim sağlanmasına katkıda bulunabileceklerini diye düşünüyorum. Yüksek ve dalgalı enflasyon ortamında yatırımcı ya yatırım yapmaktan kaçınıyor ya da elindekini korumaya çalışıyor, risk almak istemiyor. Bu konu aslında tamamen ülkesel ve oldukça detaylı ama enflasyonun bu kadar değişken olması bizi de doğrudan etkiliyor. Hammaddede, maliyetlerde ciddi dalgalanmalar yaşıyoruz ancak Lozan Pastanesi olarak biz fiyatlarımızı çok sık değiştiren bir firma değiliz. Sürekli gelen müşterilerimize özel indirim oranlarımız her zaman mevcut. Bu noktada biz de bir işletme olarak fedakârlık yapıyoruz. Bizi tercih eden firmaların yanında duruyoruz fakat elbette bu fedakârlık uzun vadede bizi de zorluyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu süreçte güçlü ve eksiksiz bir sunum yapıyoruz”
Fuar döneminde ziyaretçilerin özellikle daha küçük, pratik ve tüketimi kolay ürünleri daha çok talep ettiğine dikkat çeken Pelit, “Pudrasız, şekersiz, az yağlı, tek lokmalık ürünler ön plana çıkıyor. Gelen misafirler genellikle elleriyle rahatça yiyebilecekleri, pratik ama lezzetli ürünler tercih ediyor. Biz de bu ihtiyaca yanıt veriyoruz. İmalathanemiz hemen yanımızda olduğu için müşterimizden gelen özel bir talebi en geç iki saat içinde hazırlayıp sunuyoruz. Örneğin, büyük satış gerçekleştiren bir firmaya, bu başarılarını kutlaması amacıyla çok kişilik özel bir pasta hazırlamamız istenirse bunu 1 saat içinde üretip teslim edebiliyoruz. Bu sistemimiz 1969’dan bu yana aynı hız ve özenle çalışıyor. Sürekli bizimle çalışan müşterilerimiz bu yapıyı zaten çok iyi bilir. Sunduğumuz tatlar özenle seçiliyor. Pratik, doyurucu, sağlıklı, katkısız ürünler sunmaya özen gösteriyoruz. Klasik tatlı ve tuzlu kuru pastaların yanı sıra kişiye ve firmaya özel hazırlanan kanepeler, sıcak-soğuk içecekler gibi ürünlerle de hizmet veriyoruz. Catering hizmeti almak isteyen firmalara sadece yiyecek-içecek değil, gerekli personel desteğini de sağlayarak daha güçlü ve eksiksiz bir sunum yapıyoruz” diyerek süreci paylaştı.
“Fuar kapandıktan sonra da ziyaretçi sayımız artıyor”
Fuar dönemlerinde iş gücünün artığına değinen Pelit, “Bu süreçte zaman zaman dışarıdan destek aldığımız da oluyor. Bununla birlikte ürün çeşitliliğimizi ciddi anlamda artırıyoruz çünkü bu birkaç gün boyunca oluşan hareketlilik, büyük bir ekonomik katkı sağlıyor dolayısıyla ürün sayımız, üretim hacmimiz, iş gücümüz, masraflarımız ve maliyetlerimiz neredeyse iki katına çıkıyor. Mermer Fuarı bizden bir talepte bulunduğunda bunun karşılığını en iyi şekilde en kaliteli ve hijyenik koşullarda, en hızlı biçimde Lozan Pastanesi’nden tedarik edeceğini bilir. Bunun yanında sadece fuar alanı ile sınırlı kalmayan bir yoğunluktan bahsediyoruz. Fuarı ziyaret eden yerli ve yabancı konuklar İzmir’de kaldıkları sürede sabah kahvaltısı ve akşam üzeri tatlı bir şeyler yemek istiyorlar. Fuar alanı kapandıktan sonra da pastanemize gelen ziyaretçi sayısı ciddi oranda artıyor. Özellikle ülkelerine dönmeden önce baklava, çikolata gibi hediyelik ürünlere yoğun bir ilgi oluyor. Butik ve lokal kimliğini koruyan işletmemize bu dönemlerde daha fazla ziyaret ediliyor. Biz hem fuar alanına hizmet veriyoruz hem de kendi mekânımızda, sütlü tatlılardan baklavaya, çikolatadan hediyelik ürünlere kadar geniş bir yelpazede misafirlerimizi ağırlıyoruz. Konuklar buradan sadece tatlı yemiyor, aynı zamanda yanlarında götürmek ya da sevdiklerine hediye etmek üzere ürün de temin ediyorlar” dedi.
“Bumerang etkisi yaratıyor”
Fuar gibi organizasyonlarda yer almanın finansal açıdan getirdiği faydalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Pelit, “Bu süreçte adeta bir bumerang etkisi oluşuyor. Mermer Fuarı’nın doğrudan benden alışveriş yapması, birebir ticari bir katkı ama asıl etkisi bununla sınırlı değil. Fuarın dolaylı olarak etkilediği, çevresindeki firmalar, iş ortakları ya da ziyaretçiler de İzmir’de farklı harcamalar yapıyor. Bu da dolaylı bir ekonomik katkı anlamına geliyor. Fuarın bize doğrudan etkisi bizden mal alması. Dolaylı etkisi ise fuar sayesinde İzmir’de ekonomik hareketlilik yaşayan firmaların gelip bizden alışveriş yapması. Bu da ticaretin doğasında olan zincirleme bir etkileşim. Ticarette herkes birbiriyle bağlantılı ve bu tür organizasyonlar bu bağlantıları güçlendirir” diye ifade etti.
“Fuar sayesinde kısmende olsa işlerin artacağını düşünüyoruz”
Eski fuarların etkisinin bambaşka olduğuna dikkat çeken İzmir Lokantacılar Odası Başkanı Doğan Kılıç Doğan Kılıç, “Şimdiki fuar da yeme-içme sektörüne elbette katkı sağlıyor ama eskisi gibi değil. Önceden fuar süresi bir aydı, sonra 20 güne düştü, ardından 10 güne indi ve en sonunda fuar yeri değiştirildi, yukarı taşındı. Bu fuarın, özellikle esnafımıza katkısı var. Otellerdeki doluluk oranlarında artış görülüyor. Ticari taksiler faydalanıyor. Genel olarak İzmir’e fuarın mutlaka katkısı oluyor. Eski fuarlar bir ay sürerdi ve her gün yoğun iş yapardık. O zamanlar fuar, herkese ve her sektöre dokunuyordu. Şimdi süresi kısaldı ama yine de otellere, taksicilere, lokantalara, restoranlara, kafelere faydası oluyor. Doluluk oranları, ekonomi koşullara göre yine de fena değil. Katılım ne düzeyde olur tam bilemiyoruz ama geçmiş yıllarda esnaf hep faydasını gördü. Memnun kaldılar. Bu yıl, genel ekonomik durumdan dolayı bir düşüş olabilir malum, piyasa sıkıntılı. Evet, işlerimizi etkiliyor ama fuar sayesinde kısmen de olsa, işlerin artacağını düşünüyoruz. Bu da İzmir’in tamamına değil belki ama özellikle otel, kafe, restoran gibi yerlere katkı sağlayacak. Aşırı bir doluluk beklenmese de sektör için olumlu etkileri olacağına inanıyoruz. Ayrıca, restoranlarımız fuar dönemlerinde toplu yemek anlaşmaları yapıyor, arkadaşlarımız bu konuda müşterilerle görüşüp uygun fiyatlar sunmaya çalışıyor” dedi.

“Keşke fuar süresi 10 gün, hatta 20 gün olsaydı”
Fuar gibi büyük etkinliklerde artan müşteri yoğunluğunu karşılayabilmek adına yürüttükleri faaliyetlerle ilgili açıklamalarda bulunan Doğan Kılıç, “İnsanlardan kalkıp farklı şehirlerden İzmir’e geliyorlar. Biz de gelen misafirlerimize mutlaka bir ayrıcalık tanıyoruz. Hem bilgi veriyoruz hem hizmet sunuyoruz hem de elimizden gelenin en iyisiyle onları ağırlamaya gayret ediyoruz zaten fiyatlarımız da öyle fahiş değil. Dışarıdan bakıldığında bizim sektör pahalı gösteriliyor ama dönüp ekonomiye bakarsak, ekonomi de yerinde durmuyor. Her şeyin fiyatı sürekli artıyor. Biz bu noktada çok da detaylara takılmadan, fuar boyunca misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlamak için elimizden geleni yapacağız. Şu anda büyük bir hazırlık içinde değiliz çünkü henüz fuarın etkisini görebilmiş değiliz, önümüzü net göremiyoruz. Yeni bayramı atlattık, daha hareketlilik başlamadı ama biz hazırız. Yeter ki müşteri gelsin. Müşteri olduğu sürece, altyapımız var, hazırlığımız var. İnanıyoruz ki bu fuar İzmir’e mutlaka fayda sağlayacak. Oteller, taksiler, dolmuşlar, yeme-içme sektörü, kafeteryalar, restoranlar, lokantalar, barlar… Hepsi bu fuardan kazançlı çıkacak. İnancımız sonsuz. Keşke fuar süresi 10 gün, hatta 20 gün olsaydı; çok daha güzel olurdu. Biz bu sürece hazırlıklıyız. İzmir olarak, kent olarak, esnaf olarak, özellikle yeme-içme sektörü olarak her yönüyle hazırız. Eskiden şöyle derlerdi: ‘İzmir Fuarı’nda sahne almayan sanatçı, sanatçı olamaz.’ Gerçekten de Türkiye’nin en büyük sanatçıları burada sahneye çıkarak tanınmışlardır. Fuarın bu yönüyle de İzmir’e çok büyük katkısı olmuştur” ifadelerinde bulundu.
“Fuarın etkisi azalsa da hâlâ bir katkısı var”
Marble Fuar’ının İzmir için en fazla doluluk yaratan fuar olduğuna vurgu yapan İzmir Otel-Pansiyon ve İşçileri Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Veral, bunun turizm hareketliliğini de etkilediğine dikkat çekiyor. İbrahim Veral, “Bu yıl önceki yıllara göre etkisi azalsa da hâlâ bir katkısı var. Ancak her geçen yıl bu etki giderek azalıyor. Yani bir önceki seneyi arar hâle geldik. İzmir genelinde konuşacak olursak, Marble Fuarı doluluk oranlarını yaklaşık yüzde 15 oranında etkiliyor diyebiliriz bazen bu oran yüzde 20’ye kadar çıkabiliyor. Fuar, dönemsel olarak otel fiyatlarını da bir miktar artırıyor fakat dediğim gibi, eski yılların etkisini göremiyoruz özellikle pandemi öncesindeki Marble Fuarları döneminde sadece İzmir değil, Çeşme ve hatta Manisa’daki oteller dahi doluyordu. Otelciler Odası olarak tüm konaklama tesisleri adına konuşuyorum; şu an için o dönemlerdeki gibi bir doluluk yaşanmıyor” dedi.

Fuara katılan yerli ve yabancı ziyaretçilerin konaklama ihtiyaçları hakkında açıklamalarda bulunan Veral,”Yerli firmalar, genellikle fuar öncesinde gelirler ve standlarını kurarlar. Bu süreç, fuarın süresinin neredeyse iki katı kadar bir konaklama ihtiyacı yaratır. Fuar alanı biraz uzak olduğu için, bu firmalar önceden gelir, yerlerini hazırlarlar. Ancak yabancı katılımcılar açısından fazla bir etki olmuyor. Yani yerli firmalar, özellikle ocak sahipleri ve mermerle uğraşan firmalar, fuar öncesinde şehre gelirler” diye konuştu.