Salı, Nisan 15, 2025

“Depo otomasyon sistemleri hataları azaltıyor”

Küresel ticaretin hacmi her geçen yıl büyürken, lojistik sektörünün önemi de aynı ölçüde artıyor. Tedarik zincirlerinin daha karmaşık, müşteri beklentilerinin daha yüksek ve piyasa koşullarının daha rekabetçi hale gelmesiyle birlikte, lojistik operasyonlarını daha verimli yönetmek artık sadece bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi. Son yıllarda artan enerji fiyatları, küresel krizlerin neden olduğu teslimat gecikmeleri, karbon emisyonlarına yönelik çevresel baskılar ve e-ticaretin hızla yükselmesi gibi etkenler, lojistik maliyetlerin kontrol altında tutulmasını hem daha zor hem de daha kritik bir konu haline getiriyor. Lanes Lojistik’in Operasyon Direktörü Ali Demircan, küresel düzeyde lojistik çalışmalarının maliyetlerini düşürmek için yapılması gerekenleri sıraladı. 


Lojistik yönetiminde dijitalleşmenin, süreçleri daha verimli ve hatasız hale getirmenin en etkili yollarından biri olduğunun söyleyen Demircan, gelişmiş yazılımlar sayesinde depo yönetimi, rota planlama ve sevkiyat takibinin gerçek zamanlı olarak yapılabildiğini belirtti. Rota optimizasyonu ile yakıt tüketiminin azaldığını dile getiren Demircan, “Depo otomasyon sistemleri sayesinde insan hataları en aza indiriliyor. Aynı zamanda, yapay zeka destekli tahminleme sistemleri sayesinde daha doğru stok planlaması yapılabiliyor ve gereksiz depolama maliyetlerinin önüne geçiliyor. Bu dijital araçlar, kaynak kullanımını en üst düzeye çıkarmak için işletmelere önemli avantajlar sunuyor” diye konuştu.


“Küçük araçlar yakıt tüketimini azaltır

Demircan, farklı taşıma türlerinin entegre biçimde kullanılmasının hem maliyetleri düşürmek hem de çevresel etkileri azaltmak açısından önemli fırsatlar sunduğunu aktardı. Özellikle uzun mesafelerde demiryolu ve denizyolu taşımacılığının, karayoluna kıyasla daha düşük maliyetli ve çevre dostu olduğunu vurgulayan Demircan, “Intermodal taşımacılık sayesinde bu yöntemler bir arada kullanılabilir hale gelir. Ayrıca, son kilometre teslimatlarında daha küçük ve çevik araçların kullanılması sayesinde yakıt tüketimi azalır, teslimatlar daha hızlı ve ekonomik olur. Bu tür hibrit taşıma modelleri, lojistik süreçlerin daha esnek ve optimize olmasına katkı sağlar” ifadelerini kullandı.


Depo yönetiminin lojistik maliyetlerinin önemli bir kalemini oluşturduğundan bahseden Demircan, bu nedenle depolama stratejilerinin gözden geçirilmesinin büyük önem taşıdığını söyledi. Demircan, Cross-docking yöntemiyle ürünlerin depoya alınmadan doğrudan sevk edilmesiyle hem depo maliyetlerinin azaltılacağı hem de ürünlerin pazara ulaşma süresinin kısaltılacağını belirtti. 

Özellikle büyük şehirlerde kurulan bölgesel mikro depoların teslimat süresini düşürürken aynı zamanda taşıma mesafesini de kısaltarak yakıt tasarrufu sağladığını dile getiren Demircan, “Bununla birlikte, depo içi otomasyon ve robotik sistemlerin kullanılmasıyla alan verimliliği artar, iş gücü maliyetleri azalır ve işlem süreleri kısalır” dedi.


“Tedarik zinciri ortaklarıyla yakın ilişkiler kurulmalı”

Lojistik maliyetlerinin önemli bir kısmının plansız sevkiyatlar ve düşük araç doluluk oranlarından kaynaklandığını söyleyen Demircan, bu sorunun önüne geçmek için işletmelerin tedarik zinciri iş ortaklarıyla daha yakın ve entegre ilişkiler kurması gerektiğini kaydetti. Demircan, farklı müşterilerin yüklerinin bir araya getirilerek taşıma konsolidasyonu yapılmasının, araçların daha verimli kullanılmasını sağlayacağını vurguladı. 

Ayrıca, depo ve taşıma altyapısının ortak kullanımı gibi çözümlerle ölçek ekonomisinden faydalanmanın mümkün olduğunu söyleyen Demircan, “Tedarikçilerle kurulan entegre sistemler sayesinde sipariş ve stok planlaması daha sağlıklı yapılabilir, böylece acil taşıma ihtiyacı gibi maliyet artırıcı unsurların önüne geçilir” dedi.


“Elektrikli veya hibrit araçlar yakıt maliyetini düşürebilir”

Demircan, sürdürülebilirlik odaklı uygulamaların, yalnızca çevresel açıdan değil, aynı zamanda finansal açıdan da işletmelere önemli katkılar sağlayacağını dile getirdi. Demircan, elektrikli veya hibrit araçlar ile fosil yakıt tüketimi azaltılarak hem doğanın korunacağını hem de yakıt maliyetlerinin düşürülebileceğini aktardı. 

Geri dönüştürülebilir, hafif ve kompakt ambalaj çözümlerinin taşıma kapasitesini artırırken, paketleme maliyetlerini azaltacağını belirten Demircan, şöyle konuştu: “Ayrıca, karbon ayak izinin izlenebilir hale gelmesi sayesinde lojistik süreçlerin çevresel etkileri kontrol altına alınır. Bu da hem çevre bilincine sahip müşteriler nezdinde kurumsal itibarı artırır hem de uzun vadede kaynak kullanımını daha verimli hale getirir.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM