Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanları, Buca Ege Organize Sanayi Bölgesi (BEGOS) toplantı salonunda düzenledikleri ortak basın toplantısında hazır giyim sektörünün mevcut durumunu ve geleceğe yönelik beklentilerini kamuoyu ile paylaştı. TGSD Müşterek Başkanları Toygar Narbay ve Dr. Ümit Özüren ile EGSD Başkanı Yasin Akçakaya, katıldıkları toplantıda sektörün çıkış noktası için öneriler sundu.
Toplantıya ev sahipliği yapan EGSD Başkanı Yasin Akçakaya hazır giyim ihracatında yaşanan düşüşe dikkat çekerek, Ege Bölgesi’nde 2024’te ihracatın yüzde 9 oranında gerilediğini, buna karşılık tekstil hammaddeleri ihracatının arttığını belirtti. Pamuk, iplik ve kumaş ihracatı yapmak yerine bu hammaddeleri Türkiye’de değerlendirip katma değerli ürün üretmek zorunda olduklarının altını çizen Akçakaya, artan maliyetler nedeniyle bazı üreticilerin yurtdışına kaydığını ve bunun uzun vadede sektörü tehdit ettiğini söyledi.
“İthalat 2 yılda yüzde 55 arttı”
Türkiye hazır-giyim ithalatında fason 2 yılda hızlı bir artış yaşandığını söyleyen Akçakaya, “Son 2 yılda hazır giyim ithalatımız, 2 milyar 600 milyon dolardan 4 milyar dolara geldi. Yüzde 55 oranında ithalat artışından bahsediyoruz. İthalatımızın artması da kurların düşük olması, yurt içi maliyetlerinin yüksek olmasına bağlı. Ülke içerisinde bu sebeplerden dolayı üretemediğimiz ürünleri, ithal ediyoruz” diye konuştu. Sektörün 2 yıldır; müşterilerini, yetiştirdiği personellerini, yaptığı yatırımlarını kaybetmek istemediği için zararına ürün yaptığını belirten Akçakaya, “Ancak buna hangi sanayicimiz, tedarikçimiz daha ne kadar süre dayanabilir, orası meçhul. Bu sektörün bilgi birikimi ve insan kaynağı bir hazine. Bunu korumak için çözüm üretmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Akçakaya sektörün çıkış noktası konusunda da şu bilgileri verdi: “Türkiye olarak pamuk, iplik, kumaş da satalım, ihraç edelim ancak bu hammaddelerimizi kendimiz daha çok değerlendirip katma değeri yüksek ürünler haline getirip, ihraç edelim istiyoruz. Bunu da çok iyi yapan bir birikime sahip personelimiz, sanayimiz ve firmalarımız var zaten. Biz bu hammaddelerimizi, değerlerimizi, bilgi birikimimizi de başka ülkelere taşımaya gerek olmadan kendi ülkemizde kullanmaya devam etmeliyiz.”

“Türkiye yeni dünya düzeninde öne çıkabilir”
TGSD Müşterek Başkanı Toygar Narbay ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Trump’ın yeni gümrük vergilerinin, Türk hazır giyim sektörü için büyük bir fırsat yarattığını vurguladı. Trump’ın bu kararla ABD’li firmalara tedarik zincirlerini yeniden oluşturma mesajı verdiğini söyleyen Narbay, Türkiye’nin yüksek entegre yapısı ve tasarım gücü ile bu yeni dünya düzeninde öne çıkabileceğini belirtti. Kamu destekleriyle sektörün rekabetçiliğinin artması durumunda mevcut yatırımlarla 5 milyar dolarlık ilave ihracat yapılabileceğini ve 145 bin kişiye yeni istihdam yaratılabileceğini söyleyen Narbay, “Ancak bunun için özellikle kur desteklerinin ve Eximbank kredilerinin artırılması, ithalatçı firmaları önceliklendiren mevcut teşvik sistemlerinin de gözden geçirilmesi gerekiyor” dedi.
Uzak Doğu’dan ürün tedarikinde fiyat farkının yeni vergilerle birlikte yüzde 28 civarına düşeceğini vurgulayan Narbay, bunun Türkiye için benzersiz bir pazar kazanım fırsatı sunduğuna dikkat çekti. Narbay, kamunun sağlayacağı doğru destek mekanizmaları ile bu tarihi fırsatın değerlendirilebileceğini söyledi. Narbay, kur dönüşüm desteğinin firmaların ithalat, ihracat rakamlarına ve ülke için yarattıkları katma değere bakılmaksızın salt ihracat ve döviz dönüşüm rakamına bakılarak verildiğine dikkat çekti. Narbay, ithalatçıları destekleyen bu yapının yeniden düzenlenmesini, net katma değeri ve üretimi önceleyen bir teşvik sistemi kurulmasını ve hazır giyim endüstrisinin net ihracatına yüzde 10 kur dönüşüm desteği verilmesini talep ettiklerinin altını çizdi.
“KGF destekleri devreye alınmalı”
TGSD Müşterek Başkanı Dr. Ümit Özüren de KOBİ’ler için açıklanan çalışan başı 2 bin 500 TL desteğin firma ölçeği gözetilmeksizin tüm sektör firmalarına sağlanmasının büyük önem arz ettiğini belirtti. Özüren, büyük ölçekli firmaların, Türkiye’ye getirdiği müşterilerin ve bu firmaların KOBİ’lere verdiği siparişlerin ihracatı önemli ölçüde desteklediğini ifade etti. Özüren, 2024’te yüzde 9 seviyesinde olan Eximbank kredi destek tutarının 2018’deki kredi/ihracat oranı olan yüzde 16 seviyesine yükseltilmesini beklediklerini vurguladı.
Firmaların teminat mektubu sorunlarının çözülebilmesi için Kredi Garanti Fonu (KGF) desteklerinin devreye alınması gerektiğini kaydeden Özüren, “Eximbank reeskont faizi politika faizinin yarısı oranına çekilmeli. Faiz tahsilatının da dönem sonunda yapılmasını talep ediyoruz” dedi. Özüren, birim fiyatını artırmanın tek yolunun markalı ihracat yapmaktan geçtiğini söyledi. Markalı satış ile ürün değerinin 2-2,5 kat arttığını, perakende ve e-ticaret kanallarında ise birim satış fiyatlarının 80-100 dolara ulaşabildiğini dile getiren Özüren, “TGSD olarak bu hedef doğrultusunda ‘Ufuk 2040 Stratejik Planı’ ve ‘TGSD Gelişim Akademisi’ gibi projeleri hayata geçirdik” diye konuştu.