Perşembe, Mayıs 29, 2025

“Doğal afetler tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerinde incelemelerde bulundu. Bayraktar incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, doğal afetlerin ülkemizde tarımsal üretimi fevkalade olumsuz etkilediğini vurguladı.

Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “6 Şubat’ta bir deprem yaşadık. Çok büyük bir felaketti. 6 Şubat depremi gibi, 65 vilayetimizde büyük bir don felaketiyle karşı karşıya kaldık. Birçok ürünümüz maalesef yüzde 100 oranında zarar gördü. Tabii afetler devam ediyor. 2024 yılında bin 254 adet afet yaşadık. 2025 yılına geldik, afetler hem oran hem de şiddet olarak artarak devam ediyor. Tarım sektörü dışarıdan bakıldığında çok kolay bir meslek olarak görülüyor. Ama tarım sektöründe iştigal etmek, tarımda üretim yapmak son derece zorlaştı. Bir taraftan kuraklık, bir taraftan don, dolu, sel, hortum gibi afetlerle mücadele ederek çiftçilerimiz üretim yapmaya devam ediyor.”


“Üreticiler yapısal sorunlarla boğuşuyor”

Üreticilerin zaman zaman planlama olmadığı için arz-talep dengesi arz lehine bozulduğu dönemlerde ürünlerini satamaz, mallarını pazarlayamaz hale geldiklerini ve zarar ettiklerini belirten Bayraktar, “Diğer üreticilerimiz yüksek girdi maliyetleriyle mücadele ediyor. Başta elektrik ve sulama ücretleri olmak üzere mazot, gübre, ilaç, tohum, yem ve işçilik ücretlerindeki maliyetlerle üretmeye devam ediyorlar. Bu maliyetler üreticilerimizi zorluyor ve fiyatlarına bu maliyetleri yansıtamayan üreticilerimiz zaman zaman zarar ediyor. Yine üreticilerimiz yapısal sorunlarla boğuşuyor. İşletme büyüklüklerimiz yeterli değil, ekonomik faaliyet göstermeye müsait değil. Küçük ve parçalanmış işletmelerde üretim yapmaya devam ediyoruz. Tabii teknoloji ve bilgi kullanamıyoruz. Bunlar olmayınca da verimliliği yakalayamıyoruz. Bugün işletme büyüklüğümüz 70 dekar, o da 11 parsel. Bu işletmelerde ekonomik faaliyette bulunmak fevkalade zor. Bütün bunlara rağmen üreticilerimiz bu işletmelerde üretmeye devam ediyor. Yine kuru alanlarda üretim yapıyoruz. Sulamaya açamadığımız alanlarımız var. Sulamaya açamadığımız alanlarda verimli üretim yapamıyoruz. Üreticilerimizin üretici örgütleri çok güçlü olmadığı için pazarlama konusunda zaman zaman ciddi sıkıntıları oluyor. Piyasaya müdahale eden kurumların az olması nedeniyle pazarlamada bazı sıkıntılar yaşıyoruz” dedi.


“Yelkenleri daha fazla tarıma çevirmeliyiz”

Bu koşullarda üretim yapmanın kolay olmadığını ifade eden Bayraktar, “Bütün bunlar çiftçimizin üretimde kalmasını zorlaştırıyor. Bugün tarımda gençlerimizi tutamıyoruz. 18-32 yaş arasındaki gençlerimizin oranı yüzde 5’e kadar düştü. Tarım nüfusu yaşlanıyor. Bugün tarım nüfusu 59’a geldi. Yaşlanmaya devam ediyor. Bu yaşlı nüfusla üretmeye devam ediyoruz. Çiftçi, kamu bankalarına, özel bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlanarak üretimine devam ediyor. Bu zor koşullara rağmen üretici üretiminden vazgeçmiyor, ülkenin gıda güvenliğini sağlıyor, sofralarımızda 3 öğün hiçbir şeyi eksik bırakmıyor. Sadece ülkemizin gıda güvenliğini sağlamıyor, 32,6 milyar dolarlık gıda ihracatı yapılmasını da sağlıyor. Eğer sofralarımızda 3 öğün bazı gıda ürünlerinin eksik olmasını istemiyorsak, yelkenleri daha fazla tarıma çevirmemiz gerekiyor. Tarım sektörüne ve bu sektörde çalışan çiftçilerimize daha fazla destek vermemiz gerekiyor. Don afeti tarihimizin en büyük afeti ve 65 ilde hem üretimi hem üreticileri etkiledi” diye konuştu.


“Türkiye su fakiri ülke olabilir”

Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunan Bayraktar, şöyle konuştu: “Kişi başı su tüketim miktarımız bin 300 metreküp. Bu 5-6 sene sonra bin metreküpe düşebilir. Türkiye su fakiri ülke olabilir. Su isteyen bazı ürünlerimizi bazı bölgelerde yetiştirebiliyoruz. Ama kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda su isteyen bazı ürün çeşitlerinden vazgeçmek zorunda kalacağız. Sulamayla alakalı gerekli tedbirlerin alınması lazım. Sulama yatırımlarının bitirilmesi, çiftçimizin acilen suya kavuşması lazım. Yer altı su kaynaklarına başvuruyor çiftçimiz ama artık o kaynakları da tüketmeye başladık. Yer altı kaynaklarından da yeterli suyu bulamaz hale geldik. Bunun dışında sulama randımanını artırmamız gerekiyor. Bugün sulama randımanımız yüzde 52’ler mertebesinde, yani kaynağında tarlaya suyun yarısını kaybediyoruz. Sulama kanallarını muhakkak suretle kapalı sisteme geçirmemiz gerekiyor. Çiftçilerimizi basınçlı sulama sistemlerine geçirmemiz ve bunları kullanmasını sağlamamız gerekiyor. Bunları yapamadığımız takdirde kuraklık ülkemizi ve üretimimizi çok yakında etkileyecek. Gıda güvenliğini sağlamakta zorluk çekebiliriz. Sadece ülkemiz değil, Akdeniz havzasında bulunan bütün ülkeler bu kuraklıktan etkilenecek gibi görünüyor, yapılan çalışmalar bu yönde. Üreticilerimizin don felaketinden fevkalade etkilendiğini görüyoruz. Üreticilerimiz böyle zor zamanlarda örgütlerini yanlarında görmek istiyor.”


“Üreticilerimizin nakite ihtiyacı var”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 32 vilayette çiftçilerle bir araya geldiğini, bahçeleri ziyaret ettiğini, zararları yerinde tespit ettiğini belirterek, Üreticilerin haklı olarak devletimizden birtakım talepleri var. Üreticilerimiz don felaketinden sonra bahçelerinde üretim sağlayamayacakları için ki bazı ağaçlarımız gövdeden etkilendi, dallar kurudu. Önümüzdeki yıllarda bazı ağaçlarda meyve tutumu olmayabilir. Üreticilerimizin nakite ihtiyacı var. Üreticilerimizin tarlada kalması lazım, üretimde kalması lazım. Üreticilerimizin üretime devam etmesi lazım. Bunun için çiftçilerimizin nakit ihtiyacı var. Nakit ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Bununla alakalı bir çalışma başlatıldı bu çalışmanın bitirilmesi ve bu yardımların bir an evvel hızlı bir şekilde çiftçilerimize intikali önemli. Geç kalan yardımın önemi yok. Bunun dışında çiftçilerimiz bu sene ürünlerinden para kazanamayacakları için bankalara olan borçlarını tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının ertelenmesini talep ediyor haklı olarak. Bu borçların ertelenmesi lazım para kazanamayan üreticimiz bu borçları nasıl ödeyecek bu gücü kabiliyeti yok bu borçların muhakkak suretle ertelenmesi lazım” ifadelerini kullandı.


Sulama ücretlerinde %50 indirim talebi

Üreticilerin TARSİM’le alakalı beklentilerine değinen Bayraktar, şunları söyledi: “Bugün TARSİM çok önemli ama TARSİM’i daha hızlı şekilde alanlar ve çiftçimize yaymamız gerekiyor. Bugün alanlarımızın 5’te 1’i TARSİM’de. Üreticilerin 3’te 1’i TARSİM’de. TARSİM’in de özellikle hasar tespitleri yaparken, hakkaniyetli olmasını adil olmasını ve doğru tespit yapmasını istiyor çiftçiler. Bunu da TARSİM’e ilettik. Bunun dışında üreticilerin hükümetimizden birtakım talepleri var. Sulama ücretlerinin çok arttığını ifade ediyorlar. 2023 yılında olduğu gibi sulama ücretlerinde yüzde 50 civarında indirim yapılmasını talep ediyorlar. Bunu hükümetimize ilettik. Bunu çok önemsiyoruz bu yardımı da hükümetimizden bekliyoruz. Önümüzdeki süreçte kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalan üreticilerimiz daha fazla enerji daha fazla sulama maliyetiyle karşı karşıya kalacak. Bu açıdan verilecek olan sulama ücretlerine yapılacak destek elektrik fiyatlarında yapılacak olan indirim üreticilerimiz için fevkalade önem kazanıyor. Çünkü elektrik fiyatları da son 1 yılda en fazla artan girdi fiyatları arasında yer alıyor. Yine üreticiler Bağ-Kur primlerini ödeyemiyor.”


Çiftçi, SGK primlerinde destek bekliyor

Asgari ücret arttıkça Bağ-Kur primlerinin arttığını, 9 bin TL’ye geldiğini belirten Bayraktar, “Bunu ödeyemiyoruz. Ziraat odalarımızdan muvafakat belgesi almak suretiyle Bağ-Kur’dan çıkıyoruz, SGK’dan çıkıyoruz diyorlar. 2021 yılında 1 milyon olan çiftçi sayısı, SGK 2024 yılında 410 binler seviyesine düştü. Ziraat odalarından muvafakat almak suretiyle çiftçilerimiz sosyal güvenlik kurumundan ayrılıyorlar. Ama bu şartlarda emekli olmaları da mümkün değil. Sosyal güvencelerini kaybediyorlar. Onun için bu primlerde muhakkak suretle bir destek istiyoruz” dedi.


“Gençlerin tarımda tutulması gerekiyor”

Ülkenin gıda güvenliğini sağlamanın, gençleri tarım sektöründe tutmakla çok yakından alakalı olduğuna değinen Bayraktar, “Gençlerin yüzde 5’i tarımda. Özellikle bunu hükümetimizden talep ettik; tarımda çalışan gençlere pozitif ayrımcılık yapılmasını, SGK primlerinin devlet tarafından karşılanmasını istiyoruz. Eğer bu sağlanırsa çiftçilerimizin tarımda kalması sağlanabilir. Bugün Afganlarla, Suriyelilerle bir şekilde götürmeye çalışıyoruz. Onun için gençlerin tarımda tutulması gerekiyor. Tarım sektörü zor bir sektör. Üretim yapmak bu doğal afetlerden sonra da fevkalade zorlaştı. İnsanlarımızı tarımda tutmakta zorlanıyoruz. Acil olarak yelkenleri tarıma çevirmek zorundayız. Tekrar ediyorum: Yelkenleri tarıma çevirmek zorundayız, yelkenleri tarıma çevirmek zorundayız. Tarım sektöründe çalışan insanlarımıza destek olmalıyız, üretimde kalmalarını sağlamalıyız. Üreticilerimizden bize intikal eden sorunları Ankara’da ilgili makamlara iletmeye devam edeceğiz” diye konuştu.


“Kütahya çiftçisi desteği hak ediyor”

Kütahya özelinde kaç çiftçinin zirai don afetinden etkilendiğine ilişkin Bayraktar, “Kütahya ilimizde başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre – ki burada alanda da gördük – birçok ürünümüz yüzde 100’lere varan oranlarda zarar gördü. Kiraz, vişne, elma, armut, ceviz yüzde yüzlere yakın zarar görmüş durumda. Bazı ilçelerimizde de şeker pancarında bir miktar zarar var, orada yeni ekim yapıldı. Buradaki bütün meyvelerimiz zarar görmüş durumda. Kütahya çiftçisi bu manada desteği hak ediyor” açıklamasında bulundu.

Bayraktar, TARSİM dışında kalıp da etkilenen çiftçiler için herhangi bir girişim olup olmayacağına ilişkin ise “Bütün bu talep ettiğim destekler TARSİM dışında kalan üreticilerimiz için. Sonuçta TARSİM’e kayıtlı olan çiftçilerimiz primlerini ödüyorlar, bir şekilde zararlarının bir kısmı tazmin edilecek. Ama TARSİM dışında kalan üreticilerimiz ne yapacak, nasıl üretecek? Şimdi tabii afetin büyüklüğünü dikkate alarak ve afetin şiddetini dikkate alarak – son 30 yılın en düşük sıcaklık değerleriyle karşı karşıya kaldık. Eksi 15-20 dereceleri gördük. Tarihimizde böyle bir afet de görmedik zaten. Dolayısıyla, afetin büyüklüğünü dikkate alarak, TARSİM dışında kalan üreticilerimizin sahada kalması, üretimde kalması için destek verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM