Ankara Sanayi Odası (ASO) mayıs ayı meclis toplantısı, ASO Meclis Başkanı Celal Koloğlu başkanlığında yapıldı. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, toplantının açılışında yaptığı konuşmada güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirerek, sanayicilerin sorunlarını ve taleplerini dile getirdi.
KOBİ tanımının güncellenmesi gerektiğini söyleyen Başkan Ardıç, “Avrupa Birliği ile uyumlu KOBİ tanımı getiren yönetmelik 25 Mayıs 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Buna göre, yıllık çalışan sayısı 250’den az olan, yıllık cirosu veya mali bilançosu 500 milyon TL’yi aşmayan işletmeleri KOBİ olarak tanımlıyoruz. Örnek aldığımız Avrupa Birliği’nde ise bu rakam ciro için 50 milyon euro, mali bilanço için ise 43 milyon euro. Yani bizdekinin neredeyse 4 katı. KOBİ tanımımızın güncellenmesi artık kaçınılmaz oldu. 500 milyon TL olan rakam, Avrupa Birliği tanıtımındaki miktara ya da en azından onun yarısına, yani 1 milyar TL’ye çıkarılmalı. Son iki yılda yaşadığımız enflasyon oranları da dikkate alındığında, bu güncelleme bir zorunluluk haline geldi” dedi.
“Kayıt dışı ile mücadeleyi önemsiyoruz”
Başkan Ardıç’ın gündeminde kayıt dışı ile mücadele için Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) girişlerinde vergi denetimleri yapılması yönündeki uygulama da vardı. Sanayicilerin zorlu koşullar altında üretime devam etmek için büyük çaba harcadığına dikkat çeken Ardıç, “Böyle bir ortamda OSB’lere vergi memurlarının gönderilmesi, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede gerçekten etkili bir çözüm olabilir mi? Bunu, şiddetli bir fırtınada dümeni devralan kaptanı sorgulamak gibi değerlendiriyorum. Kayıt dışı ile mücadeleyi son derece önemsiyor ve destekliyoruz. Bu konudaki hassasiyetimizi daha önce de pek çok kez dile getirdik. Ancak bu mücadelenin alanı, OSB’ler gibi tüm giriş ve çıkışların kayıt altında olduğu üretim merkezleri olmamalı. Asıl odaklanılması gereken yerler; fatura kesmeyen hizmet işletmeleri, IBAN üzerinden kayıt dışı tahsilat yapanlar ve resmi işlemlerde düşük bedel gösteren satıcılar. Zor koşullarda üretim, istihdam ve ihracat için büyük emek harcayan sanayicilerimizin faaliyet gösterdiği OSB’lerde vergi denetimiyle baskı oluşturmak, kayıt dışılıkla mücadeleye katkı sunmaktan çok, üretim motivasyonuna zarar verebilir ve işleyişin yavaşlamasına yol açabilir” diye konuştu.
Ekonomik düzenin daha kırılgan ve öngörülemez olduğunu belirten Ardıç, “Özel sektör olarak üzerimize düşen büyük bir sorumluluk var. Değişime direnmek yerine, değişimin öncüsü olmak zorundayız. Esnek, yenilikçi ve kapsayıcı iş modelleriyle sadece krizleri aşmakla kalmayıp aynı zamanda büyümeyi de sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Bugün karşılaştığımız zorluklar, yarının güçlü ve dirençli şirketlerini inşa etmek için bir fırsat” ifadelerini kullandı.

“Sanayinin güç kaybettiği bir süreç yaşıyoruz”
Mart ayında aylık yüzde 3,4, yıllık yüzde 2,5 artan sanayi üretim endeksinde çeyreklik bazda yüzde 2,2’lik daralma olduğuna dikkat çeken Ardıç, sanayi üretiminin son 5 yılda sadece yüzde 8 arttığını, maliyet kaynaklı gelişmelerin üretim kapasitesini azalttığını vurguladı. Manşet PMI endeksinin nisan ayında değişmeyerek 47,3 seviyesinde kalmasının sektörün performansındaki bozulmaya işaret ettiğini ve faaliyet koşullarındaki yavaşlamanın 13 aydır sürdüğünü söyleyen Ardıç, “Son yıllarda büyümeye tüketimin öncülük ettiği, sanayinin ise ciddi anlamda güç kaybettiği bir süreç yaşıyoruz. Asıl sorunumuz, üretmeden tüketmemiz. Üretimi teşvik edecek yapısal dönüşümü mutlaka gerçekleştirmeliyiz” dedi.
Artan maliyetlerin yarattığı sıkıntıya dikkat çeken Ardıç, şunları söyledi: “Üretici fiyat endeksi yüzde 22,5 iken ticari kredi faizleri yüzde 60’ları aşmış durumda. İhracatta rekabet gücümüz her geçen gün azalırken; mevcut pazarlarımızı da kaybetme riski ile karşı karşıyayız. Pazar kaybı yaşamamak için zararına ihracat yapan sanayicilerimiz var. Bu sürdürülebilir bir durum değil.”