Ekonomim’de yer alan habere göre, Anayasa Mahkemesi, CHP’nin içinde KKM için bütçeden kaynak aktarılmasını öngören düzenlemenin de yer aldığı 7351 sayılı kanun ile getirilen, KKM hesapları için bütçeden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) kaynak aktarılmasını öngören düzenlemeyi iptal etti. Bursa 4’üncü İcra Hukuk Mahkemesi’nin, alacak bedellerinin sabit tutulmasını öngören hükümlerin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, ilgili hükümleri iptal etti. Aynı kanun ile iptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
TL vadeli mevduat ve katılma hesaplarına aktarılmak üzere TCMB’ye nakit kaynak aktarmaya ve nakit aktarım için Maliye Bakanlığı bütçesine ödenek eklemeye Hazine ve Maliye Bakanı’nı yetkili kılan geçici 35’inci maddenin birinci fıkrası iptal edildi.
Kural, bütçe hakkında aykırılık oluşturdu
KKM ile ilgili Maliye Bakanı’na ödenek aktarma yetkisi veren fıkranın, yasama organının halk adına harcama yapma yetkisinin Bakan’a devredilmesi sonucunu ortaya çıkardığı ve bu itibarla kuralın bütçe hakkında aykırılık oluşturduğu bildirildi. Kararın gerekçe kısmında, finansal istikrara katkı sağlama ve gerçek kişilerin mevduat ve katılma hesaplarının getirilerini kur artışına karşı destekleme amacı taşıyan kuralın uygulanmasında esas unsur olarak nitelendirilebilecek hususlarda genel çerçevenin çizilmediği ve bu konuda cumhurbaşkanına çok geniş bir takdir alanının bırakıldığı belirtildi.
Aynı maddede cumhurbaşkanını konuyla ilgili çeşitli usul ve esasları belirleme yetkisi veren bölümler, alacak davalarında temyiz ve istinafa sınır getiren hüküm ve para ve mal alacak davalarında istinaf/temyize tabi sınır yeniden değerleme oranında artırılırken, alacak tutarının sabit tutulmasını öngören yasa hükmü de iptal etti.
İcra ve İflas Kanunu’nun 363’üncü maddesi 7 bin lirayı aşan alacakların istinafa, 364’üncü maddesi ise 58 bin lirayı aşan alacaklar için temyize başvurulabileceğini öngörüyordu. Bu tutarların altındaki alacaklar için bu yollara başvurulamıyordu. Aynı kanun uyarınca bu sınırların her yıl yeniden değerleme oranında artırılması öngörülürken, alacak tutarlarının hüküm tarihindeki değerlerini sabit kalıyordu.