Ege Bölgesi’nin köklü sanayi kuruluşlarından Batı Anadolu Şirketler Topluluğu, sürdürülebilirlikteki istikrarını yayımladığı ikinci raporla kamuoyuyla paylaştı. Global Reporting Initiative (GRI) 2021 standartlarına uygun olarak hazırlanan ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile uyumlu olan rapor, ‘Önce İnsan’, ‘Gezegene Saygı’, ‘Dönüşüm’ ve ‘Yönetişim’ başlıkları altında ele alındı. Raporda ayrıca grubun iştiraklerinden Batıçim, Batısöke, Batıliman, Batıbeton ve Batıenerji şirketlerinin faaliyet alanlarında yarattığı değer ve katkılar öne çıktı. Yurt içi pazarların yanı sıra üç kıtada 30’dan fazla ülkeye ürün ve hizmet sunan grubun ikinci kez yayımladığı raporda; iklim değişikliğiyle mücadele, enerji verimliliği, düşük karbonlu üretim, atık yönetimi, çevre dostu lojistik uygulamaları ve çalışan odaklı kültürel dönüşüm konularına ilişkin ilerlemelere yer verildi.
Net sıfır hedefi doğrultusunda somut adımlar
Grup, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine uyumlu olarak alternatif yakıt kullanım oranını yüzde 8,6’ya çıkarırken, sürdürülebilir çimento üretim oranını yüzde 72,7’ye yükseltti. Atık ısıdan elektrik üretim oranı yüzde 13’e ulaşırken, Batısöke ve Batıliman’daki yatırımlarla karbon ayak izi azaltımına yönelik kapasite artışı sağlandı. Batıliman’ın yıllık elleçleme kapasitesi ise iskele yatırımı ile 10 milyon tona çıkarıldı. Ayrıca, 2024 yılı boyunca gerçekleştirilen atık geri dönüşüm uygulamaları ile operasyonel atıkların yüzde 99,6’sı geri kazanıldı. Atık su yönetiminde yeniden kullanım oranı ise yüzde 25’e ulaştı. Öte yandan döngüsel ekonomi anlayışı kapsamında atıktan türetilmiş yakıt projeleri devreye alındı.
Raporda öne çıkan bir diğer önemli gelişme ise grup şirketlerinin finansal ve yönetişimsel performansının yükselişe geçmesi oldu. Batıçim’in kredi derecelendirme notu BBB+’ya, Batısöke’nin ise BBB- seviyesine yükseltildi.
“Geleceği birlikte şekillendiriyoruz”
Batı Anadolu Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Gülant Candaş, sürdürülebilirliği kurumsal stratejilerinin merkezine aldıklarını belirterek şu değerlendirmede bulundu: “İklim krizi, azalan kaynaklar ve küresel belirsizliklerin damgasını vurduğu bir çağda sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, zorunluluk. Biz de bu sorumluluğun bilinciyle; çimento, hazır beton, enerji ve lojistik gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerimizle düşük karbonlu üretimden atık yönetimine, enerji verimliliğinden dijitalleşmeye kadar pek çok alanda somut adımlar atıyor, sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimize entegre ediyoruz. İkinci kez yayımladığımız sürdürülebilirlik raporumuzda bu anlayışın somut ve başarılı yansımalarını paydaşlarımızla şeffaf biçimde paylaştık. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda çevresel ve toplumsal etkileri gözeten kapsayıcı bir kalkınma modeli oluşturmak için çalışıyoruz. Çünkü bu yaklaşım, yalnızca bugünün değil, yarının ihtiyaçlarına da yanıt verecek bir sistem inşa etme hedefimizin temelini oluşturuyor. Daha yaşanılabilir bir gelecek için bugünden sorumluluk alıyor, sürdürülebilirliği yalnızca bir çevre politikası olarak değil, bölgemizin kalkınmasına katkı sunan bütüncül bir yaklaşım olarak benimsiyoruz.”
