Cuma, Haziran 27, 2025

“Döngüsel ekonomiye geçiş tercih değil zorunluluk”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin haziran ayı olağan toplantısı ‘Döngüsel Ekonomi, Sürdürülebilir Yeşil Kalkınma, Deprem Güvenlikli Sanayi İçin Vizyoner ve Yenilikçi İş birliği Olanaklarını Değerlendirmek’ gündemi ile Odakule Fazıl Zobu meclis salonunda gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başkan Erdal Bahçıvan, günümüzde küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sektörlerin daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital olmasının bir gereklilik halini aldığına dikkat çekerek “Sınırlara ulaştığımız bu çağda doğal kaynakların aşırı tüketimine yol açan ve ‘al-kullan-at’ olarak özetlenen doğrusal ekonomi modelinden süratle döngüsel ekonomiye geçmeliyiz” dedi.

Erdal Bahçıvan, Circle Economy’nin Deloitte ile gerçekleştirdiği 2025 Döngüsellik Boşluk Raporu’na atıfta bulunarak, dünyanın döngüsel ekonomi yolculuğunda beklenen ilerlemeyi kaydedemediğini ve bazı göstergelere göre bu alanda geriye gidişin söz konusu olduğunu belirtti. Bahçıvan, “Rapor, döngüsel ekonomiye geçişin artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini ortaya koyuyor. Biz de önemli iş birliklerimizden biri olan Ipsos Araştırma Şirketi ile yürüttüğümüz İSO Sanayide Sürdürülebilirlik Eğilimi Araştırması’nı 2025’te ikinci kez gerçekleştirerek kamuoyu ile paylaştık. Türkiye genelinde 600’ün üzerinde sanayi firması ile gerçekleştirilen araştırmamızın sonuçları çerçevesinde ‘İSO Sanayide Sürdürülebilirlik Eğilimi Skorları’nı da hesapladık. Türkiye genelinde sanayi firmalarının en yüksek skora ulaştığı alan; 100 üzerinden 50,33 ile ‘Farkındalık’ oldu” dedi. 


Bahçıvan: Yeşil dönüşüm finansmanı mevzuatı hız kazanmalı

Yeşil dönüşümün uluslararası ticaret açısından da öncelikli bir kriter halini aldığını vurgulayan Bahçıvan, Avrupa Yeşil Mutabakatının önemli bir unsuru olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) başta olmak üzere döngüsel ekonomiye geçişe yönelik pek çok yeni standardın küresel ticareti etkileyecek nitelikte olduğunu hatırlattı. Türkiye’de yeşil dönüşümün finansmanına yönelik mevzuat altyapısı, taksonomi, hesaplama, doğrulama ve raporlama ile risk yönetimi ve veri üretimi konusundaki çalışmaların hız kazanmasının, yeşil dönüşüme yönelik uluslararası finans kaynaklarının Türkiye ekonomisine yönelmesi açısından önem arz ettiğine değindi. 


Kurum: Memleketi her türlü çevre felaketinden koruyacağız

İklim Kanunu ile Türkiye’nin iklim kaynaklı krizlere karşı bütünleşik bir alt yapı oluşturacağını, yeşil kalkınmada bağımsız ve öncü adımlar atacağını dile getiren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Sanayicimizin sıkça sorduğu; Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi ve Ulusal Yeşil Taksonomi Yönetmeliği başta olmak üzere birçok mevzuatın yürürlüğe girmesinde kritik bir öneme sahip olan İklim Kanunu’numuz da Meclis Genel Kurulu gündemine geldi. Bu kanun ile birlikte birçok yeni teknolojiyi geliştirme konusunda hiçbir ülkenin tesirinde kalmadan daha özgür bir araştırma geliştirme ortamı sağlayacağız. En temelde şunu da söyleyebilirim. 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefimize çok daha hızlı ve doğru bir şekilde ulaşacağız. Bu yöndeki tüm desteğimizi verdik, kanunumuzun meclisimizden çıkmasını bekliyoruz” diye ifade etti.


“Sanayi ve üretim alanlarımızı savaş şartlarına hazır hale getirmeliyiz”

Bakan Murat Kurum ise şu anda Anadolu coğrafyasının etrafının adeta bir ateş çemberine dönüştürüldüğünü belirterek “Böylesi dönemlerde ülkelerin verdiği refleksler kritik önemde. Üretimde, sanayide çarkların durmaması; stratejik tesislerimizi savaşlarda dahi koruyabileceğimiz bir alt yapıya kavuşturmamız gerekiyor. Sınırlarımızda yaşanan İran-İsrail füze savaşlarından gördük ki; ülkelerin birbirlerine dair ilk hedef aldıkları yerler daima stratejik üretim alanları oluyor. Yani bir ülkenin, önce ayakta kalabileceği unsurlar yok ediliyor. Bu nedenle biz de sanayi ve üretim alanlarımızı konvansiyonel tüm savaş şartlarına hazır hale getirmeliyiz. Yer yerinden oynasa da Türkiye’nin üretim zincirini, tedarik zincirini kimsenin engelleyemediği bir üretim ekosistemini hızlıca inşa etmeliyiz” dedi. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM