Cumartesi, Temmuz 5, 2025

TÜSİAD’tan ‘bütüncül yaşlılık politikaları’ çağrısı

TÜSİAD, PwC Türkiye iş birliğiyle hazırlanan ‘Yaşlılık Politikaları Araştırması: Demografik Dönüşüm ve İhtiyaçlar’ başlıklı raporu 4 Temmuz Cuma günü kamuoyuyla paylaştı. Türkiye’nin yaşlanan nüfus yapısına dikkat çeken rapor; sağlık ve bakım hizmetlerinden sosyal katılıma, ekonomik durumdan dijital adaptasyona kadar pek çok alanda yaşlı bireylerin karşılaştığı ihtiyaçları mercek altına aldı.  Yaşlıların yaşam kalitesini artırmayı ve sağlıklı yaşlanmayı hedefleyen çalışma, aynı zamanda bu alanda sürdürülebilir politikalar ve iş birliklerine yönelik somut öneriler sunuyor. Bu kapsamda TÜSİAD Genel Merkezi’nde düzenlenen rapor tanıtım toplantısının açılış konuşmasını yapan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Kalkınma Yuvarlak Masası Başkanı Yılmaz Yılmaz yaşlı bireylerin yaşam kalitesinin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Yılmaz, “Tüm dünyada sağlık alanındaki gelişmeler ve demografik dönüşümlerin de etkisiyle yaşlı nüfus oranı hızla artıyor. Yaşlılığı yalnızca bir yaş grubu meselesi olarak değil; kuşaklararası ve bütüncül bir yaklaşımla ele almalıyız” dedi.


Yılmaz: Türkiye ‘yaşlanmış topluma’ dönüşüyor

Türkiye’nin gelişmiş ülkelere kıyasla hala görece genç bir nüfusa sahip olduğunu ve bununla birlikte en hızlı yaşlanan ülkelerden biri konumunda olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “2040 yılı itibarıyla, 65 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 15’i aşmasıyla birlikte, Türkiye’nin, yaşlanmakta olan nüfustan yaşlanmış bir topluma dönüşmesi öngörülüyor. Yaşlı bireylerin iyi olma hali yalnızca sağlık hizmetlerine erişimle sınırlı değil; aynı zamanda bakım hizmetleri dahil güçlü sosyal destek mekanizmalarının varlığı ve ekonomik güvenceyle de doğrudan ilişkili. Gelecekteki tabloyu iyileştirmek istiyorsak, mevcut tablodaki sorunları ve eşitsizlikleri de bugün vakit kaybetmeden gidermeliyiz” dedi.


Eczacıbaşı: Raporumuz, yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarını ele alıyor

TÜSİAD’ın gözlemlerine dair açıklamalarda bulunan TÜSİAD Sağlık Çalışma Grubu Başkanı Nejat Emre Eczacıbaşı ise “Küresel yaşlanma süreci, sağlık ve sosyal hizmet sistemlerinin daha dayanıklı ve kapsayıcı biçimde yeniden tasarlanmasını gerektiriyor. Raporumuz, yaşlanan nüfusun etkilerini ve öne çıkan ihtiyaçları, sağlık ve bakım hizmetleri, sosyal katılım, ekonomik durum, yaşlı bakım finansmanı, dijital adaptasyon ve yaşlı bakım teknolojileri ile yaşlı turizmi boyutlarıyla ele alıyor. Bu çok katmanlı değerlendirme çerçevesinde, veriye dayalı politika önerileri ve paydaşlar arası iş birliğine açık uygulama modelleri öneriyoruz. Raporun ortaya koyduğu veriler ışığında; yaş alma sürecini herkes için daha sağlıklı ve katılımcı kılmayı hedefliyoruz” diye konuştu.


“Türkiye’nin yaşlı nüfusu 2050’ye kadar iki kat artacak”

Yayımladığı raporla yaşlıların dünyasına mercek tutan TÜSİAD, OECD Nüfus projeksiyonlarına göre 2020 yılında dünyada 65 yaş ve üzeri nüfus oranının yüzde 9,3 düzeyindeyken, 2050 yılında yüzde 16’ya çıkmasının beklendiğini ifade etti. Söz konusu raporda öne çıkan bulgu ve politika önerileri ise şu şekilde oldu; OECD Nüfus projeksiyonlarına göre, 2020 yılında dünyada 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı yüzde 9,3 düzeyindeyken, 2050 yılında yüzde 16’ya çıkması bekleniyor. Yine OECD verilerine göre; 2022 yılında Türkiye’de 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı yüzde 9,8 olarak kaydedilirken, 2050 yılında bu oranın iki katına çıkarak yüzde 20 seviyesine ulaşması öngörülüyor. 2040 itibarıyla 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 16,3’e çıkması bekleniyor; Türkiye’nin yaşlanmakta olan nüfustan yaşlanmış topluma dönüşeceği tahmin ediliyor. Türkiye’de yaşlılık politikalarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması, iş birliği modelleri geliştirilerek uygulamaya geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.


Yaşlı bakım hizmetlerinde ‘güvence’ vurgusu

Koruyucu sağlık uygulamaları ile sağlık ve bakım hizmetlerinin, yaşlı bireylerin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması ve erişilebilir hale getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Kurumsal bakım kapasitesinin güçlendirilmesi, evde bakım ve uzun süreli bakım hizmetlerinin geliştirilmesi, gerekli yasal düzenlemelerle kaliteli hizmet sunumunun güvence altına alınması gerektiği ifade ediliyor. Yaşlı yoksulluğunun önlenmesi ve yaşlı bireylerin ekonomik refahının artırılması için sosyal güvenlik sistemi ve sosyal desteklerin kapsayıcı ve sürdürülebilir biçimde yeniden düzenlenmesi öneriliyor. Uzun süreli bakım sigortasının zorunlu hale getirilmesi, 18-65 yaş döneminde primlerin ödenmesi, yoksul bireylerin primlerinin devlet tarafından karşılanması gerektiği belirtiliyor.


“Yaşlıların toplumsal hayata katılımı desteklenmeli”

Genç ve orta yaş grubundaki bireylerin, özellikle kadınların kayıtlı istihdama katılımının artırılması gerektiği; kadınların üzerindeki bakım yükünü hafifletecek kurumsal hizmetlerin yaygınlaştırılmasının önem taşıdığı vurgulanıyor. Üretken ve aktif yaşlanma odağı ile yaşlı bireylerin mesleki eğitim ve beceri programlarıyla desteklenmesi, çalışma hayatına devam etmek isteyenler için istihdam imkânlarının çeşitlendirilmesi ve çalışma ortamlarının yaşa uyumlu hale getirilmesi gerektiği kaydediliyor. Sağlıklı ve aktif yaşlanma hedefiyle yaş dostu şehirlerin planlanması, erişilebilir konutların, ulaşım olanaklarının ve sosyal alanların artırılması gerektiği ifade ediliyor. Yaşlı bireyler için sağlık turizmi olanaklarının geliştirilmesi gerektiği dile getiriliyor. Dijitalleşmenin sunduğu fırsatlarla yaşlı bireylerin kullanımına uygun dijital uygulamaların yaygınlaştırılması, internet erişimi ve dijital okuryazarlığın artırılması öneriliyor. Yaşlı bireylerin toplumsal yaşama katılımını destekleyecek genç-yaşlı dayanışmasını güçlendirecek etkinliklerin hayata geçirilmesi, yaş ayrımcılığıyla mücadele edilecek sosyal ortamların oluşturulması gerektiği belirtiliyor.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM