Çarşamba, Temmuz 16, 2025

“AB’nin vize uygulamaları değerler testi haline geldi”

Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nın yükümlülüklerinin karşılıklı olarak gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Türk vatandaşlarının Schengen ülkelerine vize başvurularında ret oranının yüzde 30’u aştığına dikkat çeken Dr. Çınar, Erasmus, iş dünyası, sanat ve kültür alanında kısa süreli vizelerde kolaylaştırıcı sistemler getirilmesini önerdi.


“Vize duvarları, iletişimi değil, kopuşu besliyor”

AB ülkelerine seyahat planlayan Türk vatandaşlarının vize için aylarca randevu alamadığına, randevu alınsa bile bazı ülkelerde ret oranının yüzde 30’u aştığına dikkat çeken Dr. Çınar, Avrupa Konseyi’nin 2023’te yayımladığı raporda, bazı Schengen ülkelerinin Türkiye’den yapılan başvurularda ayrımcı tutum sergilediği açıkça belirtilmiş, vize sürecinin şeffaf, öngörülebilir ve nesnel kriterlere dayanması gerektiği, aksi halde Avrupa’nın kendi demokratik değerlerini inkâr ettiği vurgulanmıştı. Türkiye de 1,5 yıl önce vize süreçlerinin adil ve hızlı yürütülmesi konusunda AB’ye nota verdi. Ancak bu girişimlerin sahada somut bir karşılığı olmadı. Bazı çevreler, karşılıklılık ilkesi gereği Türkiye’nin bazı AB ülkelerine vize uygulamasına geçmesini savunuyor. Ancak bu yaklaşım ticaret, turizm ve diplomatik ilişkilere zarar verme ihtimali nedeniyle fazla destek bulmuyor. Çözüm adına vize kolaylaştırma anlaşmaları yeniden ele alınmalı, Türkiye ile AB arasında 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nın yükümlülükleri karşılıklı olarak gözden geçirilmeli. Ayrıca Erasmus, iş dünyası, sanat ve kültür alanında kısa süreli vizelerde kolaylaştırıcı sistemler getirilmeli. Şeffaflık ve gerekçeli ret zorunluluğu yasal bir çerçeveye bağlanmalı. AB’nin Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamaları, salt bir güvenlik veya göç meselesinden öte, bir değerler testi hâline geldi. İnsan hakları, özgürlük ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeleri savunduğunu iddia eden bir yapının, milyonlarca Türk vatandaşını kapıdan çevirmesi, Avrupa’nın inandırıcılığını sorgulatıyor. Bu kriz yalnızca Türk halkını değil, aynı zamanda Avrupa’nın gelecekteki çok kültürlü yapısını ve karşılıklı iş birliğini de ilgilendiriyor. Vize duvarları, iletişimi değil, kopuşu besliyor” ifadelerinde bulundu.

Dr. Çınar, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin geleceği için sembolik anlamlar taşıyan vize konusunda bulunacak bir çözümün karşılıklı güvenin yeniden tesisi açısından kritik önem taşıdığının altını çizdi. Türkiye’nin Avrupa için Doğu’ya açılan kapı, stratejik ortak ve ortak değerlerin potansiyel taşıyıcısı olduğunu vurgulayan Dr. Çınar, “Hiç şüphesiz o kapılar açıldığında kazanan yalnızca Türk vatandaşları değil, Avrupa’nın kendisi olacaktır” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM