Çevre dostu ulaşımın yaygınlaşmasıyla birlikte elektrikli araç kullanımında da hızlı bir artış yaşandı. Bu doğrultuda apartmanlara şarj istasyonu kurulumu gibi konular sıklıkla gündeme taşınırken mevcut mevzuattaki çelişkilerin uygulamada ciddi sorunlara yol açtığı ifade edildi. Hukuki alt yapının bu değişime yeterince ayak uyduramadığını ve bu konunun yalnızca çevresel değil, aynı zamanda hukuki bir dönüşümü de beraberinde getirilmesi gerektiğini vurgulayan Avukat Elvan Kakıcı Şimşek, “Çevre Bakanlığı genelgesi, apartmanlara şarj istasyonu kurulumu için çoğunluk oyu yeterli. Ancak Kat Mülkiyeti Kanunu hâlâ beşte dört çoğunluk şartını arıyor. Genelgelerle kanunlar aşılmaz. Bu durum, ileride yargı önüne taşınacak pek çok uyuşmazlığın habercisi” ifadelerinde bulundu.
Avukat Şimşek, “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yayımladığı Şarj Hizmeti Yönetmeliği, kamuya açık şarj istasyonlarını düzenlerken; apartmanlardaki bireysel kurulumlara dair boşluklar hâlâ büyük. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2022 tarihli genelgesi, apartman otoparklarına şarj ünitesi kurulabilmesi için salt çoğunluk kararını yeterli görse de bu durum Kat Mülkiyeti Kanunu’yla açıkça çelişiyor. Bu uyumsuzluk, pratikte büyük sorunlara yol açıyor” dedi.
Güvenlik riski büyüyor
Uygulamada karşılaşılan ciddi sorunlardan birisinin de elektrikli araç sahiplerinin kat maliklerinden izin almadan kendi dairelerinden uzatma kablosu çekerek araçlarını şarj etmeye çalışmaları olduğunu dile getiren Şimşek, bu yöntemin yalnızca hukuki açıdan değil; teknik ve güvenlik bakımından da ciddi riskler doğurduğunu belirtti. Şimşek, “Uzatma kabloları, yangın kısa devre ve apartman sisteminin çökmesi gibi büyük riskler doğurur. Özellikle eski binalarda altyapı bu yükü kaldıracak kapasitede değil. Ayrıca bu tür geçici çözümler, tüm apartman güvenliğini tehdit ediyor. Elektrik tesisatları yüksek güçlü şarj cihazlarına uygun olmayan binalarda, bu tür bireysel çözümler arızalara ve hatta can kaybına varabilecek kazalara yol açabiliyor” dedi.
Çözüm: Net hukuki düzenleme ve teknik standart
Sürdürülebilir ve güvenli bir çözüm için uyarılarda bulunan Şimşek, “Kat Mülkiyeti Kanunu’na açık hükümler eklenmeli. Şarj ünitesinin kim tarafından kurulacağı, hangi teknik şartlara tabi olacağı ve maliyet paylaşımı netleştirilmeli. Bu yapılmazsa hem komşuluk ilişkileri zedelenecek hem de yargının yükü artacak. Ayrıca, apartman yönetimlerinin de kendi yönetim planlarını güncelleyerek şarj istasyonu kurulumuna ilişkin kuralları açıkça belirlemesi, teknik onay süreçlerini baştan tanımlaması gerektiği ifade ediliyor” diye aktardı.

Araç sayısı artıyor, altyapı geri kalıyor
Konutlardaki şarj alt yapısının Türkiye’de üretilen elektrikli araç sayısının gerisinde kaldığına dikkat çeken Şimşek, “2025 itibarıyla Türkiye’de elektrikli araç sayısının 400 bini aştığı tahmin ediliyor. Ancak konutlardaki şarj altyapısı bu artışın gerisinde kalıyor. Hukuki netlik sağlanmazsa hem çevre politikaları sekteye uğrayabilir hem de konut yaşamı içinden çıkılmaz bir çatışma alanına dönüşebilir” diye konuştu.
Dönüşüm hukuksuz olmaz
Elektrikli araç şarj sistemlerinin artık sadece bir teknoloji meselesi olmadığını hukuk, altyapı ve toplumsal uyum konusu haline geldiğini söyleyen Şimşek, “Net bir yasal düzenleme yapılmadan, apartmanlarda sağlıklı ve güvenli bir dönüşüm mümkün görünmüyor. Bu konu artık bireysel değil, toplumsal bir mesele. Yasal netlik ve teknik güvenlik sağlanmadan apartmanlarda sağlıklı bir dönüşüm mümkün olmaz” ifadelerinde bulundu.