Salı, Temmuz 22, 2025

Kuraklık HES’leri vurdu, sektör destek bekliyor

HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, hidroelektrik sektörünün afet düzeyinde yaşanan kuraklıktan en çok etkilenen sektörler arasında olduğunu söyledi

İklim değişikliğinin etkileri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’yi de etkisi altına aldı. Gün geçtikçe artan sıcaklıklar kuraklık sorununu da beraberinde getirdi ve bu durum enerji sektöründe de olumsuz gelişmelerin yaşanması neden oldu. Özellikle son yıllarda suya dayalı üretim yapan hidroelektrik santraller (HES), yüzeysel su kaynaklarındaki azalma nedeniyle üretim kapasitesinde ciddi düşüşler yaşadı. Afet boyutuna ulaşan kuraklığın hidroelektrik sektörünü derinden etkilediğini belirten Hidroelektrik Santralleri Sanayi İş adamları Derneği (HESİAD) Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, buna rağmen sektörün hem enerji üretiminde hem de kuraklıkla mücadelede önemli bir rol üstlenebileceğini söyledi. 


“Hibrit izinleri 6 ay içerisinde verilmeli”

HES’lerin iklim krizine karşı daha etkin kullanılabilmesi için bütünleşik planlama, hibrit santral uygulamalarının yaygınlaştırılması ve pompaj depolamalı sistemlerin hızla devreye alınması gerektiğini vurgulayan HESİAD Başkanı Güven, “Bu noktada bütünleşik bir planlamaya ihtiyacımız var. Havzalarda her açıdan etkin ve akıllıca su yönetimi planlaması yapılması, trafo ve iletim hatları açısından gerekli tüm altyapıya zaten sahip olan HES’lerimizde hibrit santral uygulamalarının önünün daha hızla açılması, sınırlamaların kaldırılması, pompaj depolamalı HES’lerin ülkemizde hızlıca devreye alınması gibi bütünleşik bir yaklaşımı devreye alabilirsek iklim kriziyle mücadelede çok daha etkin bir noktaya gelebiliriz. Ayrıca beşte bire düşen üretim rakamları nedeniyle finansal yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanan ve sürdürülebilirliği riske giren HES’ler için sektörün ‘sistem kullanım bedellerinin kaldırılması ve hibritlere gerekli izinlerin 6 ay içerisinde verilmesi’ ile ilgili ciddi bir beklentisi var” diye konuştu. 


“HES projelerinde acil eylem planı hayata geçirilmeli”

Kuraklık nedeniyle, yüzeysel su akışlarında dramatik bir azalmanın söz konusu olduğunu dile getiren Güven, burada makro düzeyde bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Bu durumun orantılı olarak HES’lerdeki enerji üretimine de olumsuz olarak yansıdığını belirtti. Güven, “Geldiğimiz nokta toplam kurulu gücü 32.400 MW’ın üzerinde olan HES projelerine ilişkin acil iklim eylem planlarının yapılmasını zorunlu kılıyor. Enerji arz güvenliğimizde esneklik ve pay olarak büyük önem taşıyan HES’ler, 2025’in ilk altı ayındaki çok ağır kuraklık koşullarına rağmen tüm enerji üretimimizin yüzde 20’sini tek başına karşıladı, kurulu güçteki payımız ise yüzde 27 seviyesinde. Ancak kuraklık sorunu giderek ağırlaşıyor” açıklamasında bulundu. 


“HES’lerin üzerindeki yükü azaltmalıyız”

Güven, Birleşmiş Milletler desteğiyle yayınlanan son raporlar özellikle Akdeniz havzasındaki ülkelerin kuraklıktan etkilenme potansiyelinin çok yükseldiğini ve Türkiye’nin yüzde 88’inin çölleşme riskiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Türkiye’nin 2030’da ‘su fakiri’ ülke kategorisine girmesi ve bu yüzyılın sonu itibarıyla yağışların yüzde 30 oranında düşmesinin beklendiğini belirten Güven, “Bizim iklim değişikliğinin ağır etkilerine karşı elimizdeki kaynakları en etkin biçimde kullanmamız gerekiyor. HES’lerin bu konuda bize sağladığı tüm enstrümanları bir arada ve etkin biçimde kullanacak bütünleşik bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Pompaj depolamalı HES’ler de havza su yönetimi de hibrit santraller de burada aynı önemi taşıyor. Bu yaklaşımı bir an evvel harekete geçirmeli ve HES’lerin üzerindeki yükü azaltmalıyız, aksi takdirde 49 yıllık lisans sürelerinin bitiminde artık kullanılamaz halde kalacak olan hayalet hidroelektrik tesislerle karşı karşıya kalacağız” açıklamasında bulundu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM