Çarşamba, Temmuz 23, 2025

Tekstil sektörü alarm veriyor

24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı kapsamında basın mensuplarıyla bir araya gelen Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, basın emekçilerinin toplumsal mücadeledeki yerini vurguladı. Rafi Ay programda yaptığı konuşmasında, “Kuşkusuz medya çalışanları, emek mücadelemizin önemli bir paydaşı. Zorlaşan ekonomik koşullar ve sosyal sıkışmışlık, medya sektörünü de ciddi biçimde etkiliyor. Bu süreçte hem sektörümüz hem de medya açısından basın emekçileriyle dayanışma her zamankinden daha büyük önem taşıyor” ifadelerine yer verdi.

Sektöre dair değerlendirmelerde bulunarak Tekstil ve hazır giyim sektörünün durumuna dikkat çeken Genel Başkan Ay, sektörün üretim ve istihdam gücüne rağmen ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirtti. Ay, “Çalışma hayatında ciddi sorunlar bulunuyor. Genel ücretlerdeki düşüklüğün yanı sıra, sendikalar örgütlenme konusunda da ciddi sorunlar yaşıyor. Ekonomik gelişmeler ve Türkiye’nin enflasyonla mücadele için uyguladığı sıkı para politikasının, imalat sanayiine olan olumsuz etkisi yüzünden istihdam kayıpları yaşanıyor. Firma sayısı düşüyor. Hazır giyim ithalatında dikkat çekici bir yükseliş gözlemleniyor. Bazı Türk firmaların, maliyet baskısı nedeniyle Mısır başta olmak üzere MENA ve Güney Asya ülkelerinde imalata başladığı biliniyor. Küresel ekonomik belirsizlik ve tarife savaşları, imalatçı ülkeleri, küresel markaların da yeni pazar arayışları içinde ithalat rekabeti altında kalmasına yol açma ihtimali bulunuyor. İmalatçı ülkelerin ithalatlarının artışı, dış ticaret fazlasının azalması, işçiler açısından ücretlerin baskılandığı bir sürece yol açma ihtimalinin bulunduğunu gösteriyor” diye konuştu.


Ocak ve Mayıs’ta hazır giyim ithalatı yüzde 23,37 arttı

Hazır giyim sektörünün 2022-2024 dönemi karşılaştırmalı verilerini aktaran Ay, “Hazır giyim ihracatı, 2022’ye göre 2024 sonunda yüzde 10 azaldı. Hazır giyim ithalatı ise aynı dönemde yüzde 55,42 arttı. Bu gidişat 2025 yılında da sürdü yılın ilk 5 ayına ait verilere bakıldığında 2025 Ocak-Mayıs döneminde hazır giyim ithalatı yüzde 23,37 arttı. Aynı dönemde ihracat yüzde 6,24 azaldı” dedi. 

Ticaret dengesizliğinin doğrudan milli gelire olumsuz etkide bulunduğuna dikkat çeken Ay, “2025’in ilk 5 ayında, cebimize girmesi gereken 458 milyon doları kaybettik. Bununla kalmadık, ithalata da 318 milyon dolar fazladan ödeme yaptık. Yani sadece 5 ayda cari açığa 776 milyon dolarlık negatif etki oluştu” diye açıkladı.


“300 Bin Kişi İşini Kaybetti”

Nisan ayı itibariyle, bir önceki yıla göre işyeri sayısının 2 bin 960 azaldığını, istihdamdaki kaybın ise toplamda 67 bin 528 kişi olduğuna değinen AY, sektörün son birkaç yılda dramatik bir istihdam kaybı yaşadığının altını çizdi. Ay, “Tekstil, hazır giyim ve deride istihdam 2022 sonunda 1 milyon 305 bin kişiydi. 2025 Nisan ayı itibariyle istihdam 990 bin kişiye geriledi. Bakın, işkolumuzun istihdam ve işyeri bakımından zirve yılı olan 2022’ye göre 315 bin 107 kişi daha az insan çalışıyor. Yine aynı dönemde 7 bin 805 işyeri artık yok. Her gün iş bulmamız gereken kişi sayısı artıyor, her gün küçük-büyük yeni bir işyeri kapanıyor” açıklamalarında bulundu.


“Örgütlülük oranı yüzde 10”

Sektördeki düşük örgütlenme oranına ve bunun arkasındaki çok katmanlı engellere dikkat çeken Ay, Türkiye’de tekstil, hazır giyim ve deri işkolunda çalışan emekçilerin sendikal örgütlenme oranının yalnızca yüzde 10 olduğunu belirtti. Ay, bu oranın hem işçi hakları hem de toplumsal adalet açısından düşündürücü olduğunu vurguladı.

Sendikaların örgütlenme sürecinde karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin yasal engeller olduğunu ifade eden Ay, “Bir işyerinde sendikanın yetki alabilmesi için çalışanların yarısından bir fazlasını üye yapması gerekiyor. 1000 kişilik bir iş yerinde 500 kişi üye olduysa bir anlamı yok. 501 kişi olmalı. İşte bu, zaten başlı başına bir engel” dedi.


“Menşe saptırma operasyonlarına dikkat edilmeli”

Kayıtlı ticaret dışında, sektörü tehdit eden yeni tür hileli işlemlere dikkat çeken Ay, özellikle menşe değişikliği üzerinden gerçekleştirilen ticaret oyunlarına karşı uyarılarda bulundu. Ay, “Bugün sadece kayıtlı ithalattan değil, menşe değiştirme operasyonlarından da söz ediyoruz. Başta Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere, şirketler vergi avantajı olan ülkeler üzerinden etiket değiştirerek ya da farklı yollarla menşe saptırıyor. Böylece ürün, başka bir ülke malı gibi gösterilip ülkelere sokuluyor. Türkiye bu tür girişimlerde açık hedef haline geldi. Gerçek üretici ülke yerine başka ülkelerin adıyla gelen ürünler, haksız rekabet yaratıyor” diye açıkladı.


“Bu kriz sadece ekonomik değil, sosyal bir yıkım süreci”

Yaşanan sorunların sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir kriz olduğunun altını çizen Ay “Fabrikalar kapanıyor. Sipariş alamıyor. Maaşlar maalesef gününde ödenmiyor. Emekçiler enflasyona karşı ezilen ücretleriyle hayatta kalma mücadelesi veriyor.  Diğer yandan sendikal haklar baskı altında ihlal ediliyor. Emeğin değersizleştirildiği, sosyal adaletin ihlal edildiği bir döneme sürükleniyoruz. Bu süreci izleyemeyiz. Sessiz kalamayız” dedi.

Öz İplik İş Sendikası’nın çözüm önerileri

Sektöre ve çalışanlara ilişkin çözüm önerilerini sıralayan Ay, “Emekçinin örgütlenme hakkı güvence altına alınmalı. Asgari ücret tespit süreci adil ve şeffaf hale gelmeli. Emek yoğun sektörlerde KOBİ’lere verilen destekler, çalışan bazlı artırılmalı ve ölçek ayrımı yapılmaksızın genişletilmeli. EYT ile kaybedilen kalifiye işgücünün dönüşü için teşvik sağlanmalı. Kadınların iş gücüne katılımı desteklenmeli ve artırılmalı. Asgari ücrete insanca yaşamı mümkün kılacak oranda zam yapılmalı” diye aktardı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM