Eğer hak nedir, batıl nedir, haklı kimdir, haksız kimdir bilmezsen, kimi seveceğini, kime bağlanacağını, buğzedeceğini bilemezsin. Bu da senin imanında gevşeklik, zayıflık olduğunu gösterir
Sevgili okurlarım,
Bu uzun makaleme, Emevi ve Abbasî saltanatına boyun eğmeyen, mezheplerin babası olarak anılan, İmamı-ı Azam Ebu Hanife’nin ( Numan bin Sabit bin Zuta bin Mah ) toplum için söylediği, manası çok derin olan, ifadesini hatırlatarak başlamak istedim. Günümüzde inanç unsurlarını kullanarak, bundan sayılamayacak kadar çok maddi menfaatler elde eden saltanat sahipleri var ki belki sağır kulaklara bir şeyler fısıldarım ümidini taşımaktayım. Türk halkı özellikle emeklileri, asgari ücretle çalışanları, memurları, emekçi kesimi, tamamen yoksulluk sınırının altında yaşarken, artık tüm halkın % 80 oranındaki kesimin “ ERKEN SEÇİM, DERHAL SEÇİM “ ister hale geldiğine şaşırmamak lazımdır.
Türkiye’nin, AKP & MHP iktidarının, ekonomik ve idari uygulamaları altında ezilip inlediği bu yıllarda, halkımızın bazı gerçekleri anlamasının çok değerli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. İktidarın etrafında kümelenmiş olan menfaat gruplarının, günümüzde elde etmiş oldukları rant Cumhuriyetin 100 yıllık tarihinde, hiçbir zaman bu kadar belirgin, açık, seçik olarak halkın gözüne sokularak yapılmamıştı.
AKP iktidarının “ ekonomik politikaları “ ile neticeleri
Doktriner olarak yaklaşıldığında, ekonomi politikasının üçayağı vardır ki bunlar, “ maliye politikası, para politikası ve yapısal reformlar “ olarak bilinmektedir. Bunlardan birisinin eksik olması veya yapılmaması ekonomi politikasının başarısız olmasını gündeme getirecektir. Öncelikle ülkemizdeki AKP iktidarının 2002 yılından 2025 yılına kadar uyguladıkları ekonomik politikalar çerçevesinde, Türkiye’nin nereye geldiğini ortaya koyabilmek amacıyla 2022 – 2023 ve 2024 yılında maliye bakanlığı tarafından açıklanan bütçe rakamları kapsamında, iktidarın başarı durumu IMF tanımlamaları çerçevesinde “gelişmekte olan ülkeler“ ile mukayesesinin yapılması gereklidir. Böylece AKP söylemlerinin gerçek veya gerçek ötesi olduğu daha net görülecektir. IMF kuruluşunun kabul ettiği “41 gelişmiş ülke“ haricindeki 155 ülkeden oluşan gelişmekte olan ülkeler içinde, 15 tanesinin Avrupa’da, 32 sinin Ortadoğu ve Orta Asya’da 45 tanesinin ise Afrika’da yer almakta olduğu belirtilmektedir. AKP iktidarının bu 23 yılık süreçte ne düzeyde başarılı olduğunu ölçmek amacıyla çok önemli bazı kriterler bazında ele alınarak değerlendirilmesi söz konusudur.
AKP iktidarının son “üç yıllık bütçe“ verileri
Hazine ve Maliye Bakanlığının açıklaması olduğu bütçe rakamları esas alınarak AKP iktidarının 2022 – 2023 ve 2024 yıllarını kapsayan ekonomik uygulamaları neticesinde gelinen durumu açıklayabilmek için bir değerlendirme söz konusudur. Türkiye’nin son 2024 yılını dikkate alarak AKP iktidarının, planlı olarak sadece halk için yaratmış olduğu fakirliğin boyutuna, maliye bakanlığı tarafından açıklanmış olan 2024 yılı bütçe sonuçları itibariyle bakmakta yarar vardır. Böylece toplumun kendisini yöneten AKP ve MHP ekibinin ekonomik tercihlerinin daha anlaşılır bir şekilde rakamsal çerçevede değerlendirilmesi gündeme gelecektir.

Bütçe giderlerinin durumu
Son üç yıllık bütçe giderlerinin durumuna bakıldığında, Faiz dışı giderler ( personel giderleri, cari harcamalar, yatırım harcamaları ile transfer harcamaları ) ile faiz giderlerinden meydana gelen, toplam bütçe giderlerinin 2022 yılında 2.942,7 milyar TL seviyesinden % 123.88 oranında artarak 2023 yılında 6.588 milyar TL düzeyine yükselmektedir. 2024 yılında ise, bu giderlerin, 2023 yılına göre % 63.76 oranında artarak 10.777,1 milyar TL olarak gerçekleştiği görülmektedir. Bu gelişmeler kapsamında, bütçe giderlerinin 2022 ile 2024 yılları içinde üç yıllık ortalama %93.74 oranında arttığı hesaplanmaktadır.
Bütçe giderleri içerisinde yer alan faiz giderlerinin 2022 yılında 310,9 milyar TL olduğu verilerden takip edilmektedir. 2023 yılında ise % 116.98 gibi yüksek bir orandaki artışla 674,6 milyar TL olduğu görülmektedir. 2024 yılındaki faiz giderlerinin 1.270,5 milyar TL olduğu izlenmektedir ki, bu gelişme bir yıl içindeki yine yüksek kabul edilebilecek % 88.33 seviyesinde artışı işaret etmektedir. Bu veriler kapsamında, faiz giderlerinin 2022 ile 2024 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde ortalama % 102.66 oranında artması söz konusudur.
Özetlemek gerekirse, son üç yıllık açıklanan veriler çerçevesinde enflasyonun ortalama % 62.54 olmasına karşın, bütçe giderleri enflasyon rakamının üzerinde olduğu görülen % 93.74 seviyesinde artış kaydetmiştir ki aradaki farkın % 45 seviyesinde olduğu görülmektedir. Yine bu giderlerin biraz daha detayına bakıldığında, personel giderlerinin 2024 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık % 102 civarında arttığı izlenmektedir. Enflasyon ortalamasının 2024 yılı için % 58.51 olduğu ve asgari ücret ile emeklilerin bu oranın AKP iktidarı tarafından kasıtlı olarak, çok altında tutulduğu dikkate alındığında, personel giderlerinin bu kadar artmasının temelinde, tasarruf genelgesi bilhassa dikkate alınmadan, fazla personel alımı ile bazı meslek gruplarına, enflasyon üzerinde artışlar yapılması söz konusudur. Bunun paralelinde SGK primlerinin de yaklaşık % 80 civarında artış olması bu gelişimi teyit etmektedir.
Bütçe gelirlerinin durumu
Bütçe verileri içindeki gelirlerin miktarları incelendiğinde, vergi gelirleri ile diğer gelirlerden (kamu mallarının satışı, kamu mallarının kira gelirleri, cezalar, bedelli askerlik geliri) meydana gelen toplam gelirlerin 2022 yılında 2.800,10 milyar TL olduğu ve 2023 yılında % 85.98 oranında artarak 5.207,50 milyar TL olarak gerçekleştiği görülmektedir. 2024 verileri çerçevesinde ise toplam gelirlerin 8.670,9 milyar TL olduğu izlenmektedir ki bunun da anlamı bir yıl içindeki % 66.51 oranında artışı işaret etmektedir. Bu veriler ışığında toplam gelirlerin üç yıllık ortalamasının % 76.25 olduğu hesaplanmaktadır.
Toplam gelirler içindeki vergi gelirlerinin 2022 yılında 2.353,4 milyar TL olduğu ve bir yılda % 91.29 oranında artarak 4.501,9 milyar TL seviyesine ulaştığı ve 2024 yılında ise bu tutarın % 62.26 oranında yükselerek milyar 7.304,9 TL miktara çıktığı izlenmektedir. Bu gelişmeler dikkate alındığında ise, vergi gelirlerinin üç yıllık ortalamasının, % 76.78 olduğu hesaplanmaktadır. Diğer gelirlere bakıldığında, 2022 yılında 446.7 TL olan miktarın 2023 yılında 705,60 TL olduğu ve bir yıl içinde % 57.96 oranında arttığı belirlenmektedir. 2024 yılında bu diğer gelirlerin 1.366,0 TL olması ise bir yıl içindeki % 93.59 seviyesindeki artışı anlatmaktadır. Diğer gelirlerin üç yıllık ortalamasının da % 75.78 olduğu hesaplanmaktadır.
Bu gelişmeye ülkedeki enflasyonun TUİK tarafından açıklanan rakamlarına bakıldığında son üç yıldaki ortalamanın % 62.54 olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, bütçe giderlerinin yaklaşık olarak enflasyonun % 50 bütçe gelirlerinin ise, % 22 civarında üzerinde olduğu belirlenmektedir.
AKP iktidarı, böyle bir ekonomik tablo çerçevesinde bile, halkı fakirleştirme politikasını, iktidarının büyük bir kısmında, uygulamaya devam edebilmiştir. 2025 yılında açıkladığı asgari ücretin sadece % 15 civarındaki artışa karşılık ev kiralarında % 58 artışı kabul etmiş, bunun yanı sıra devlet gelirlerinin hepsinde de % 44 oranındaki artışa onay vermiştir. Bu yapılan orantısız ve saçma sapan hiçbir hesaplamaya uymayan artışları yapan AKP hükümetinin halen iktidarda tutunmak için gösterdiği her çabanın toplum tarafından iyi anlaşılması gereklidir. Hükümet istifa sloganlarının dalgalar halinde kitleler arasında, yayılmasının önü açılmış olmaktadır.
Bu tablodaki rakamlar çerçevesinde, bütçe gelirlerinden bütçe giderlerinin çıkarılması ile bütçe dengesi ortaya çıkacağı bilinmektedir. 2022 yılında bütçe dengesinin açık vererek ( 142,6 ) milyar TL olduğu görülmektedir. 2023 yılına gelindiğinde, bütçe açığının % 868.0 oranında artarak ( 1.380,5 ) milyar TL olarak gerçekleşmesi söz konusudur. Bir yıl içinde bu dengenin yine % 52.57 seviyesindeki artışla, bütçedeki açık seviyesinin ( 2.106,20 ) milyar TL tutarını gerçekleştirdiği izlenmektedir. Bu çok ciddi bir bütçe açığını işaret etmektedir.
Devam edecek…