Çarşamba, Ağustos 6, 2025

Bize Barbar Diyorlar

Bize barbar diyorlar. Orta çağda bu işi o kadar ileri götürmüşler ki, Orta çağ Avrupası’nın sözde uygar insanları, Türkler’in kanının yeşil renkte olduğunu sanıyorlarmış. Şöyle bir bakalım neden biz barbarmışız.

Kurban kesiyormuşuz: Doğru, ben de katılıyorum. Ne koyun ne deve ne sığır ne de horozu yere yatırıp gırtlaklamalısınız. Bunun acısız yolu var. Bir an önce çözüm bulalım. Bu yüzden sinirsel travma geçiren çocuklar tanıdım. Üstelik bunu gösteriş yaparak icra ediyorlar. Yollar kan deryası. Derya bile kan rengine bürünüyor. Gazetelerde boy boy İstanbul Boğazı kıyılarının kızıl rengi sularını görmüyor muyuz? Bağlar, bahçeler sakatat tarlasına dönüyor ve oracığa gömülen atıklar aynı bağları, bahçeleri bu kez sakatat mezarlığına çevirmiyor mu? Koca dana kaçınca peşinden eli bıçaklı, baltalı “dindarlar” koşuşturup, kıstırdıkları yerde hayvancağızı “savaşarak” ağır yaralı ele geçirmiyorlar mı? Bunların hepsi doğru. Buna ben de vahşet diyorum ve bir şekilde çözümlenmesini diliyorum. Bu öldürme biçimi beni de çok rahatsız ediyor ama lütfen sayın Batılı “uygar” milletler, bize barbar yaftasını yapıştırmadan önce biraz da kendinize dönüp baksanız. Bakmazsınız ama ben bakarım ve bakın neler görürüm:

Kan sucuğunu İspanyol nasıl yapıyor bilir misiniz? Kocaman bir domuz ayaklarından ve bedeninden kıpırdayamayacak gibi iyice bağlanıyor. Gırtlağındaki atar damarda bir delik açılıyor. Altına bir kap konuluyor, akan kan orada toplanıyor… Domuz yavaş yavaş ölüyor. Herhalde “Bıçak tutan elleriniz dert görmesin” demiyordu.
Fransız, o dillere destan kaz ciğerini elde etmek için zavallı kazları “gavage” denilen bir sistemle besliyor. Yani, kazın boğazına bir huni dayıyor ve istese de istemese de zorla midesine bol miktarda yem akıtıyor. Ciğer o kadar büyür ki, kazın ayakları yere değmez hâle geliyor. Son perde: Kaz kesiliyor.

Bizim kültürümüzde istakoz yoktur.  Avrupalılardan öğrendik. Istakoz kaynar suya canlı canlı atılıyor. Garibin çığlık gibi ses çıkardığını söylediler. Etini lezzetli bulduğum hâlde bu nedenle ıstakoz yemem.

Yavru foklar (Lütfen bir an için o masum çocuksu bakışlarını gözlerinizin önüne getirin) kürkleri kirlenmesin diye ucu kancalı sopalar ile kafalarına vurularak öldürülüyor ve hemen oracıkta yüzülüp, kıpkırmızı kanlı gövdesi yem olarak ayılara bırakılıyor. Kaçmaz mı hiç hayvancık? Hayır kaçmaz, kaçamaz. Elinde sopayla üstüne gelen çam yarmasının düşman olduğunu öğrenmemiştir henüz, içgüdüleri tehlike alarmı vermez. Verse de o daha ziyade yüzmeye uyarlanmış gövdesiyle kaçamaz ki!

Balinalar zıpkınla vuruluyor. Derhal av gemisine çekiliyor ve hâlâ yaşıyor olsa bile anında parçalanıyor. Galiba o eskidendi; şimdilerde zıpkının ucunda patlayıcı varmış, balinanın içinde… Gümmm!
Boğa güreşlerinde boğaya neler yapıldığını anlatmama gerek var mı?

Güneydoğu Asya’da maymun beyni yendiğini belgesellerden biliyoruz. Maymun canlıyken kafasını bir cendereye sıkıştırıyorlar, kafatasını yarıyorlar, taze ve sıcakken beynini yiyorlar.

Japon sushi lokantalarında balık livardan canlı çıkarılıyor ve canlı canlı doğranıp ikram ediliyor, hattâ canlı canlı kızgın yağa atılıyor. Videosunu seyrettim: kızarmış balık müşterinin tabağında hâlâ ağzını açıp kapatıyordu.

Yetti mi? Devam edeyim mi? Halâ yüreğiniz daralmadıysa internet size yeni bilgiler sunmak için hazır bekliyor. Evet dostlarım, biz başkalarından daha barbar değiliz, hattâ çoğundan daha insancılız.

Burada bahsetmeye yüreğim yetmediğinden yukarıdakilere dahil etmediğim taptaze bir mesele daha var.  İsrail-Gazze derken dünyayı nerelere sürükleyeceğini bilemediğimiz vahşeti hatırlatmadan geçemeyeceğim. Batı, İslâm anlayışında kabul gören hayvan kurban etme geleneğini barbarca davranışlar listesinin başına almaktayken dönüp Filistin’e bakıyor mu? Bakıyor bakmasına da hiç etkileniyor mu? Bre vicdanı körelmişler siz hiç mi insanlıktan nasibinizi almadınız? Nazi Almanyası’nın yaptıklarını daha da acımasızca yapanları görmüyorsunuz? O Yahudiler ki bir zamanlar en acımasız vahşetin tadına baktılar, neden şimdi aynısını, hattâ daha da beterini Gazze’de ve civarında yapıyorsunuz? Çocukları neden öldürüyorsunuz? Bir halkı dünya üzerinden ve tarihinden silmek için mi?

Fransız Le Figaro gazetesindeki bir makalede şu satırları okudum:
«Le lâche dictateur iranien tire délibérément sur des hôpitaux et des immeubles résidentiels en Israël. Ce sont là des crimes de guerre parmi les plus graves, et Khamenei devra répondre de ses crimes» Israel Katz.

(Korkak İran diktatörü İsrail’deki hastanelere ve konut binalarına kasıtlı olarak ateş açıyor. Bunlar en ciddi savaş suçları arasında yer alıyor ve Hamaney suçlarının hesabını vermek zorunda kalacak.)
Utanmıyor musun be adam? Ben daha ne söyleyeyim?

Fazıl Bülent Kocamemi

Diğer Yazarlar