Pazar, Ağustos 10, 2025

İç mekânlar ‘ısı yalıtım’ sistemiyle kurulmalı

Yaz aylarında yüksek sıcaklıkların etkisiyle yalıtımsız binalarda duvarlar fırın gibi ısınıyor, yaşam alanları adeta bir sıcak hava odasına dönüşüyor. Olağanüstü sıcaklık koşullarının yalıtımsız binaların iç ortam sıcaklığını kontrolsüz şekilde artırdığına dikkat çeken Baumit Türkiye Teknik Müdürü Meltem Bayraktar San, etkili ve doğru uygulanmış bir ısı yalıtımının dört mevsim boyunca konfor, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik açısından kritik önem taşıdığına dikkat çekti. 

Türkiye’nin temmuz ayında rekor sıcaklıkları yaşandığına vurgu yapan Meltem Bayraktar San, “Küresel ısınmanın etkilerini bu yaz çok daha yoğun olarak hissettik. Isı yalıtımının bir gereklilik değil zorunluluk olduğunu küresel ısınmanın etkileri ile bir kez daha anladık. Yüksek sıcaklıklar yalıtımsız yapıların iç ortam sıcaklığını çok daha yüksek seviyelere çıkardı. Özellikle akşam saatlerinde dışarısı nispeten serinlese bile, duvarlara nüfuz eden ısı uzun süre içeride hapsoluyor. Böyle bir ortamı serinletmek için kullanılan klimalar ise elektrik faturasını ortalama yüzde 50 artırıyor. Oysa nitelikli bir ısı yalıtımı, dış ortamın içeriye etkisini azaltarak klimaların çok daha az çalışmasını sağlar. Bu da doğrudan enerji tasarrufu ve daha yaşanabilir bir iç ortam demek” ifadelerini kullandı. 


Rekor sıcaklıklara karşı ısı yalıtımı ilk savunma

Ülkemizdeki elektrik tüketiminin yaz aylarında tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını vurgulayan San, bu artışın temel nedeninin yaz aylarında klimaların neredeyse 24 saat kesintisiz çalışır hale gelmesi olduğunu belirtti. Yazın serin kalmanın kışın ısınmaktan çok daha pahalı hale geldiğine değinen San, enerji tüketimindeki bu dramatik yükselişin önüne geçmek için ısı yalıtımının artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu söyledi. 


“Binaları serin tutmanın maliyeti ısıtmaya göre daha fazla”

Isı yalıtımının serinleme maliyetlerini düşürmede hayati bir rol oynadığını söyleyen San, “Akdeniz’de 2050 yılına kadar ortalama sıcaklıkların 2-3 derece, 2100’e kadar ise 3-5 derece artması bekleniyor. Türkiye de bu havzada yer alan ve yaz aylarında ciddi sıcaklık dalgaları yaşayan bir ülke. Bu nedenle ısı yalıtımı sadece konfor ya da tasarruf için değil, iklim krizine karşı alınabilecek en etkili önlemlerden biri olarak değerlendirilmeli. Bu yüzden sıcaklığın daha en baştan yaşam alanlarına girmesini engellemek gerekiyor. Yalıtımsız binalarda klima kaynaklı elektrik tüketimi yüzde 50’ye kadar artabiliyor. Isı yalıtımı sayesinde ise bu oran minimum seviyelere düşüyor. Enerji maliyetlerinin hızla yükseldiği günümüzde, bu fark hem hane bütçesi hem de ülke ekonomisi için çok önemli. Üstelik sadece ekonomik değil, çevresel açıdan da ciddi bir fark yaratıyor. Enerji talebinin azalması, fosil yakıt tüketiminin ve karbon salımının düşmesine katkı sağlıyor. Bu da bizi daha sürdürülebilir bir yaşam modeline yaklaştırıyor” diye konuştu. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM