Uluslararası sözleşmeler, herkesin yeterli gıdaya erişimini garanti altına alırken, Gazze’de bu hak sistematik olarak ihlal ediliyor
ŞURA NUR SAVRANOĞLU
Birleşmiş Milletler verilerine göre, Gazze’de yaşayan 2,2 milyon kişinin tamamı akut gıda güvencesizliği ile karşı karşıya. Bölgede uygulanan abluka, bombardımanlar ve çeşitli kısıtlamalar sonucu tarım arazileri, su kaynakları ve gıda üretim altyapısı büyük ölçüde kullanılamaz hale geldi. İnsani yardım konvoylarının geçişine izin verilmemesi ve dağıtım noktalarına yönelik saldırılar da bölgede yaşayanların gıdaya erişimini ciddi biçimde kısıtlıyor. Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş’un sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre, son 24 saatte 2’si çocuk 5 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti. Böylece bölgede açlıktan ölenlerin sayısı 103’ü çocuk olmak üzere 227’ye ulaştı. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, TİCARET Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamada, gıda üretim ve dağıtım altyapısının hedef alınmasının sürdürülebilir gıda zincirini imkânsız hale getirdiğini belirtti.
Gazze’de yaşanan gıda krizini, bir gıda mühendisi ve insan hakkı savunucusu perspektifinden nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle bu kriz sadece bir lojistik ya da üretim sorunu değil. Sistematik bir şekilde uygulanan politikaların sonucu. Gazze’de tarım arazileri, meralar ve su kaynakları gibi gıda üretim altyapısı, yıllardır süren abluka, bombardımanlar ve kısıtlamalar nedeniyle çökmüş durumda. Verimli tarım arazilerinin tahrip edilmesi, sulama sistemlerinin yok edilmesi yerel gıda üretimini neredeyse imkânsız hale getirdi. Bu da üretim, işleme ve dağıtım gibi sürdürülebilir bir gıda zincirinin temel unsurlarının kasıtlı olarak baltalandığını gösteriyor. Bu tablo, temel bir insan hakkı olan gıdaya erişimin kasıtlı olarak engellenmesi anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler raporuna göre, Gazze’de 2,2 milyon insanın tamamı gıda güvencesizliği yaşıyor ve bu savaş, abluka ve ekonomik çöküşün birleşimiyle oluşan bir insani felaket. Gıda, yaşamın sürdürülebilmesi için vazgeçilmezdir ve bu hakkın engellenmesi, yalnızca fiziksel bir zarar değil, aynı zamanda insan onuruna yönelik bir saldırı. Gazze’de doğanın tahribatı, örneğin tarım arazilerinin bombalanması, gıda krizini doğrudan derinleştiriyor. doğrudan gıda krizini derinleştiriyor. Bu hem teknik hem etik bir skandal.

Birleşmiş Milletler, Gazze halkının tamamının gıda güvencesizliği yaşadığını açıkladı. Bu tablo, uluslararası gıda hakkı sözleşmeleri açısından nasıl bir ihlal anlamına geliyor?
Birleşmiş Milletler’in açıklamasına göre, Gazze’de yaşayan 2,2 milyon insanın tamamı gıda güvencesizliği ile karşı karşıya demiştim. Bu durum, uluslararası gıda hakkı sözleşmelerine, özellikle 1966 tarihli Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin (ICESCR) 11. maddesine açık bir aykırılık teşkil ediyor. Bu madde, herkesin yeterli gıda hakkını tanır ve devletlerin bu hakkı sağlamak için gerekli önlemleri almasını zorunlu kılar. Ayrıca, 1996 Roma Dünya Gıda Zirvesi’nde kabul edilen Roma Bildirgesi, gıdaya erişimin temel bir insan hakkı olduğunu ve devletlerin açlığı ortadan kaldırmak için taahhütte bulunması gerektiğini vurgular. Gazze’de insani yardımların engellenmesi, sınır kapılarının kapatılması ve gıda dağıtım noktalarına yönelik saldırılar, bu sözleşmelerin ruhuna ve lafzına aykırı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi’nin verilerine göre, 27 Mayıs ve 13 Temmuz 2025 arasında yardım noktalarında en az 875 Filistinli öldürüldü. Bu, sadece gıdaya erişimi engellemekle kalmıyor, aynı zamanda sivillerin yaşam hakkını da ihlal ediyor. Gıda güvencesizliğinin bu denli yaygın olması, uluslararası toplumun ve özellikle İsrail’in, abluka ve savaş politikalarıyla bu sözleşmeleri açıkça ihlal ettiğini gösteriyor.
İnsani yardımların engellenmesi, gıda üretim altyapısının çökertilmesi ve dağıtım noktalarına yönelik saldırılar sizce açıkça bir ‘açlık silahı’ mıdır?
Kesinlikle, bu durumu açıkça bir ‘açlık silahı’ olarak görebiliriz. Gıda zincirinin her aşamasını oluşturan üretim, depolama ve dağıtım süreçlerinin sistematik şekilde hedef alınması, bu durumun bir açlık silahı olarak kullanıldığını ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler Gazze İnsani Yardım Koordinasyon Bürosu’ndan Jonathan Whittall’ın da dediği gibi, ‘İsrail güçlerinin yiyeceğe ulaşmak için toplanan insanları öldürdüğü dehşet verici bir tablo var’. Yardım kamyonlarının geçişine izin verilmemesi, gemilerin engellenmesi ve yardım noktalarına yönelik saldırılar, gıdanın kasıtlı olarak bir savaş aracı olarak kullanıldığını kanıtlıyor. Bu durum etik ve hukuki bir felaket. Açlık silahı, uluslararası insancıl hukuka göre savaş suçu teşkil eder. Cenevre Sözleşmeleri’nin 4. Protokolü, sivillerin temel ihtiyaçlara erişiminin engellenmesini yasaklar. Gazze’de yaşananlar, bu yasağın açık bir ihlali. İsrail hükümeti Gazze’deki insanları açlığa mahkûm ediyor. Bu, sadece teknik bir sorun değil, aynı zamanda insanlığa karşı bir suç.

Gıda Mühendisleri Odası olarak açlığa karşı verdiğiniz mücadelede ne tür ulusal ve uluslararası girişimlerde bulunuyorsunuz? Bu çağrının etkili olması için kimler sorumluluk almalı?
Gazze’deki gibi krizlere dikkat çekmek için bir basın açıklaması yayınladık. Ulusal düzeyde ise, tarım arazilerinin korunması, sürdürülebilir tarım politikalarının geliştirilmesi ve gıda güvenliği mevzuatının güçlendirilmesi için çalışıyor, Süper İzin Yasası gibi tarım arazilerini, meraları, zeytinlikleri, ormanları, sulak alanları ve su havzalarını tehdit eden düzenlemelere karşı çıkarıyor ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na bu konuda daha aktif rol alması için baskı yapıyoruz. Ayrıca, gıda güvenliği ve açlık sorunlarına dikkat çekmek için seminerler, söyleşiler ve kamuoyu bilgilendirme etkinlikleri düzenliyoruz. Bu çağrıların etkili olması için BM, FAO, UNICEF gibi kuruluşlar, Gazze’ye yardım ulaştırılmasını engelleyen ablukayı kınamalı ve sınır kapılarının açılması için diplomatik baskı uygulamalı. Türkiye başta olmak üzere tüm devletler Gazze’ye insani yardım koridorlarının açılması, silah ve mühimmat transferinin durdurulması için uluslararası çağrılarda bulunmalı.
21. yüzyılda gıda gibi temel bir hakkın hâlâ silah olarak kullanılması sizce neyin göstergesi?
Bu yüzyılda gıdanın silah olarak kullanılması, insan hakları ve uluslararası hukuk ilkelerinin çöktüğünün açık bir göstergesi aslında. Teknolojik ilerlemeler, dijital şeffaflık ve bilimsel yeniliklere rağmen, açlık ve yetersiz beslenme sorunlarının devam etmesi, küresel sistemin etik ve yapısal bir kriz içinde olduğunu da gösteriyor bize. Gazze’deki durum, neo-liberal politikaların, savaşların ve iklim krizinin birleşimiyle milyonlarca insanın temel haklardan mahrum bırakıldığını ortaya koyuyor. Bu tür krizleri sadece teknik değil, aynı zamanda politik ve etik bir mesele olarak görmek gerekiyor. Bu durum, aynı zamanda küresel güç dengelerindeki adaletsizliğin ve çifte standartların bir yansıması. Uluslararası kurumların bu durum karşısında etkisiz kalması, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi kavramların anlamını yitirdiğini gösteriyor. Gıda gibi temel bir ihtiyacın silah haline gelmesi, insanlığın vicdanını sızlatan bir ayıp ve modern dünyanın çözmesi gereken en acil sorunlardan biri. Sözün özü, bu krizin çözümü için uluslararası toplumun, devletlerin ve bireylerin ortak bir vicdan ve eylem birliği oluşturması şart. Bu felaketi durdurmak için hepimizin sorumluluk alması gerekiyor.

Gazze’de yerinden edilenlerin sayısı 2 milyona yaklaştı
Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze Şeridi’nde, İsrail’in saldırıları ve zorunlu tahliye emirleri sonucu yerinden edilen Filistinlilerin sayısının 2 milyona ulaştığı bildiriliyor. Birçok kişi birden fazla kez yerinden edilirken, siviller temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun şekilde çadırlarda ya da aşırı kalabalık geçici barınma alanlarında yaşam mücadelesi veriyor. Hijyen malzemelerinin eksikliği, lavabo yetersizliği ve bulaşıcı hastalıkların yaygınlaştığı okullarda binlerce kişi barınmak zorunda kalıyor. İsrail ordusu ise düzenli olarak gerçekleştirdiği hava saldırılarıyla bu geçici barınma alanlarını ve çadırları hedef alıyor. Yerinden edilen sivillerin can güvenliği ve yaşam koşulları her geçen gün daha da kötüleşiyor.
TMMOB: İnsanlık, açlığa seyirci kalamaz!
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından yapılan basın açıklamasında, Birleşmiş Milletler raporlarına atıfla, Gazze’de yaşayanların tamamının gıda güvencesizliğiyle karşı karşıya olduğu ve özellikle çocuklar, hamile kadınlar, yaşlılar ile engelli bireylerin açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatta kalma mücadelesi verdiği belirtildi. Gıda yardımı almak isteyen sivillere ateş açılması sonucu çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekilen açıklamada, bu olayın insanlık tarihi açısından utanç verici bir örnek olarak anılacağı ifade edildi. Açıklamanın devamında ise, “Gıda Mühendisleri Odası olarak; temiz su, güvenilir gıda ve sağlıklı beslenmenin temel bir insan hakkı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Bölgedeki altyapının çökmesi, gıda üretiminin imkânsız hale gelmesi ve insani yardımların engellenmesi, kitlesel ölümleri kaçınılmaz kılıyor. Öncelikli olarak; Acil insani koridorlara açılarak gıda, su ve tıbbi malzeme ulaşımı sağlanmalı, bağımsız uluslararası kuruluşların bölgeye girişi kolaylaştırılmalı, sivil halkın gıda güvencesi BM insan hakları sözleşmeleri çerçevesinde güvence altına alınmalı! Bu kriz, yalnızca Gazze’nin değil; insanlığın ortak utancı. Gıda Mühendisleri Odası olarak, tüm meslektaşlarımızı ve dünya kamuoyunu bu insanlık ayıbına karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.
BM, DSÖ ve AB’den acil müdahale çağrısı
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, 2025 yılı başından bu yana 340’tan fazla çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle tedavi altına alındığını, 49’unun hayatını kaybettiğini bildirdi. Dujarric, su altyapısında da ciddi sorunlar yaşandığını vurguladı. Avrupa Birliği Komisyonu Üyesi Hadja Lahbib, Gazze’nin kıtlığın eşiğinde olduğunu belirterek, insani yardımların engellendiğini ve ateşkes çağrısında bulunduklarını ifade etti. DSÖ Filistin Temsilcisi Rik Peeperkorn ise, sağlık sisteminin büyük oranda işlevsiz kaldığını ve ilaç sıkıntısının sürdüğünü söyledi.