Anayasamıza göre herkes kanun önünde eşittir. Ayrıca Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk olduğuna göre kanun herkese eşit olarak uygulanmak durumundadır.
Anayasamızın 10. maddesi, eşitliği ayrıntılı olarak tanımlıyor: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.”
Anayasamızın 66. Maddesi çok nettir: “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”
Atatürk’ün bir sözünde Türk tanımını anımsatayım: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.” Evet! Burada vurgu yapılan nokta “Türkiye Halkları” değil “Türkiye Halkı”. Türkiye Halkı konusunda Türk Tarih Kurumunun web sitesinde “Atatürk İlkeleri” başlıklı bölümde Atatürk’ün millet görüşü ve tanımı aktarılıyor;
“Ulu Önder milleti 1922’de “İtiraf edelim ki, biz üç buçuk sene evveline kadar cemaat halinde yaşıyorduk. Bizi istedikleri gibi idare ediyorlardı. Cihan bizi temsil edenlere göre tanıyordu. Üç buçuk senedir tamamen millet olarak yaşıyoruz” diyerek, büyük olguyu açık bir şekilde dile getirmiştir. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir”, “Türkiye halkı, ırken veya dinen veya harsen birleşik ve yekdiğerine karşı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve mukadderat ve menfaatleri ortak olan bir toplumsal hey’ettir” diye tarif etmektedir.”
Bir başka deyişle, Mustafa Kemal Türkiye halkını ırk, din ve kültür açısından bir diğerine saygı ve özveri duygularını taşıyan, gelecek ve gelişme için birlikte hareket eden topluluktur diye tanımlıyor Mustafa Kemal Anadolu’da ve Orta Doğu coğrafyasında görev yaparken, savaş yaşarken oradaki yaşayan insan toplulukları hakkında büyük bir birikime sahiptı. Bu birikim Kurtuluş Savaşımızı zaferle sonuçlandırdı ve silah arkadaşları masada işgalcilere bugün bile hakkımızı koruyan anlaşmaları yazdı ve imza attırdı.
Birileri uzun zamandan beri, 1968 öğrenci olaylarında duyduğum şekliyle, Türkiye halkları diyerek ne yapmak istediler? Bugün “eşit yurttaşlık” isteyenler ne demek istiyorlar?
DEM Parti eş genel başkanı 22 Haziran Pazar Akşamı Berlin Cemevi’nde bir konuşma yapıyor. Tuncer Bakırhan şöyle diyor: “
“Biz bir süreç başlatacağız. Bizzat Öcalan’la görüşen, yaklaşık 36 yıldır da bu mücadelenin 19 yaşından beri içinde olan ve görmediği, yaşamadığı şey kalmayan bir insan olarak söylüyorum.
Eşim çocuklarım Alevi, Eş başkanımız Arap Alevi, merkez yürütmemiz, milletvekillerimiz arasında Aleviler var. O masada sadece Kürtler yok bundan emin olabilirsiniz. Eleştirin, öneri sunun ama kararlılıkla mücadele eden, bedel ödeyen, Seyit Rızaların, Mahirlerin, Denizlerin, Sakinelerin siyasal geleneğine; “AKP ile oturuyor, iş tutuyor, anlaşıyor, Erdoğan’ın önünü açacak” demeyin lütfen. Bizi buradan kovun ama bunları demeyin. Sizden rica ediyorum.
Tuncer Bakırhan Öcalan adına konuştuğunu iddia ediyor, İngiliz ajanı Şeyh Said ile Rus generalden Erzincan’da madalya alan, selam duran Seyit Rıza’ya, PKK kurucusu Sakine’ye gönderme yapıyor. Bunların “siyasal geleneğine” diyor. Bunlar tamamen Türkiye’yi parçalamaya çalışan silahlı gruplar.
Tuncer Bakırhan sadece Almanya’da mı bu sözleri sarf etti? 05 Kasım 2024’de Mardin belediyensin önünde “”Çok iyi bilsinler ki Seyit Rıza ne yaptıysa, Şeyh Saitler ne yaptıysa, Mazlumlar, Denizler, Sakineler ne yaptıysa Kürt halkı, Türkiye halkları da onların yaptığını yapacaktır.”
Türkiye halkını bölerek halklara çevirme. Halklar diyerek Kürt halkını ayrıştırmak, diğer inanç sahiplerini de ayaklandırmak. ABD Türkiye ve Orta Doğu büyükelçisinin dediği “Osmanlı millet anlayışına” yönlendirmenin amacı ne olabilir?
Atatürk’ün 1922’de dediği gibi “cemaat halinde yaşıyorduk. Bizi istedikleri gibi idare ediyorlardı. Cihan bizi temsil edenlere göre tanıyordu.”
Var olan ve yaşadığımız eşit yurttaşlık tanımını yok etmek isteyenlerin hedefi bu kadar nettir.
