Çarşamba, Eylül 10, 2025

Hayvan ve et ithalatı son 5 yılın zirvesinde

Türkiye’nin hayvancılıkta izlediği yanlış politikaların ülkeyi her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hale getirdiğini söyleyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, 2025 yılının ilk 7 ayında gerçekleşen kırmızı et ve canlı hayvan ithalatına ilişkin verileri değerlendirdi.

Milletvekili Sarıbal, 2010 yılından bu yana yaklaşık 10,8 milyon baş canlı hayvan ve 458 bin ton kırmızı et ithal edildiğini, bunun karşılığında toplam 13,1 milyar dolar ödendiğini ifade etti. Milyarlarca dolarlık ithalata rağmen kırmızı et fiyatlarının düşmediğini, dar gelirli yurttaşların da ucuz ete ulaşamadığını vurguladı. Milletvekili Sarıbal, yalnızca 2025’in Ocak-Temmuz döneminde yapılan ithalatın önceki yılı geride bıraktığını belirterek, “2025 yılının Ocak-Temmuz döneminde ise toplam 506 bin canlı hayvan ve 39 bin ton kırmızı et ithal edilmiş ve 1 milyar 54 milyon dolar ödenmiştir. 2024 yılında toplam 227 bin canlı hayvan ve 47 bin ton kırmızı et ithalatına 700 milyon dolar ödendi. Yani yalnızca 7 ayda 354 milyon dolar daha fazla döviz yurtdışına çıkmış. 2025 yılının ilk 7 ayında hayvancılık ithalatı için ödenen bedel önceki yılın ithalatından yüzde 51 daha fazla. Geçen yıla göre canlı hayvan ithalatı 226 bin baştan 506 bin başa çıkmış, yani iki kattan fazla artmış. TÜİK verilerine göre 2022’den sonra ithalat hızla artmış. Yalnızca 7 ayda son 5 yılın zirvesine çıkmış. Türkiye hayvancılıkta dışa bağımlılığını azaltmak yerine, tam tersine daha da artırıyor” diye konuştu.


“Yeme her yıl 4 milyar dolar ödeniyor”

Hayvansal üretimde en büyük gider kalemi olan yem maliyetlerinin, toplam üretim maliyetlerinin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturduğunu kaydeden Sarıbal, “Türkiye her yıl ortalama 4 milyar doların üzerinde yem hammaddesi ve katkı maddesi ithal ediyor. Bu tablo, hayvancılığın dışa bağımlı olduğunu açıkça gösteriyor. İktidar bunu bir tercih olarak sürdürüyor. Oysa hayvancılık, meracılığa dayalı olmalı. Dünyada yeme bağımlı hayvancılık yapan ülke sayısı çok az; ne yazık ki bunlardan biri de Türkiye. Endüstriyel yem hayvancılığı sürdürülebilir değil” ifadelerini kullandı. 


“Üretici ithalat baskısına karşı korunmalı”

Hayvan varlığı azalırken, ülkenin dışa bağımlılığının daha da arttığına vurgu yapan Sarıbal, Türkiye’de hayvan varlığının, artan nüfusa kıyasla yetersiz kaldığına değindi. 1980 yılından bu yana Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 90 artarak 45 milyondan 86 milyona ulaştığını, aynı dönemde toplam hayvan sayısının 85 milyon baştan 70 milyon başa gerilediğini dile getiren Sarıbal, “Bu durum, hayvansal üretimde arz yetersizliğini ortaya koymakta ve sektörde yapısal sorunlara işaret ediyor. Destek politikalarının büyük ölçekli endüstriyel işletmeler yerine küçük aile işletmelerini merkeze alacak şekilde yeniden düzenlenmesi önem taşıyor. Kaldı ki hayvancılığa yönelik desteklerin miktarı zaten çok düşük düzeyde. 2025 yılı tarımsal destek bütçesi 135 milyar TL olup çiftçilerimize ilk altı ayda 89,7 milyar TL ödendi. Ödenen miktarın yalnızca yüzde 18,7’si yani 16,8 milyar TL’si hayvansal üretim desteği. Çözüm olarak süt ve et gibi stratejik ürünlerde piyasa dengeleri titizlikle izlenmeli; üretici örgütlerinin etkinliği artırılarak, üreticilerin hem iç hem de dış piyasalardaki dalgalanmalara ve ithalat baskılarına karşı korunması sağlanmalı” diye konuştu. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM