Sigorta sektöründe birleşme ve satın alma (M&A) işlemleri yeniden hareketleniyor. Küresel ölçekte 2024 boyunca durağan seyreden M&A faaliyetleri, faiz oranlarındaki gerileme beklentisi, yatırımcı güvenindeki artış ve özellikle ABD’de regülasyonların netleşmesiyle birlikte ivme kazandı. PwC verilerine göre, 2025’in ilk yarısında ABD sigorta sektöründe 209 işlem gerçekleşti ve toplam değer 30 milyar dolara ulaştı. Bir önceki dönemde bu rakam 20 milyar dolardı. Kuzey Amerika’da 2025’in ikinci çeyreğinde 125 işlemde 9,85 milyar dolarlık hacim oluştu. Broker segmentinde ise 2025’in ilk çeyreği son 4 yılın en düşük işlem sayısına sahne oldu. Türkiye’de de genel M&A piyasası 2024’ü 423 işlem ve yaklaşık 8,5 milyar dolarlık hacimle kapattı. 2025’te özellikle sağlık, dijital dağıtım ve brokerlik alanlarında uluslararası yatırımcı ilgisinin seçici şekilde sürdüğü gözlemleniyor.
Bu dönüşüm sürecini değerlendiren IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, “2025’in ilk yarısında sermayeyi daha verimli kullanma isteği, teknolojiye olan ihtiyaç ve dağıtım tarafındaki konsolidasyon iştahı birleşme ve satın alma işlemlerini tetikledi. Özellikle E&S (Excess & Surplus) gibi yüksek büyüme potansiyeli barındıran alanlar ve AI yatırımları bu sürecin merkezinde yer aldı” diye konuştu.
Çok kanallı satış modellerinde artış eğilimi var
Murat Çiftçi, önümüzdeki dönemde şirketlerin yatırım yaptığı alanlara bakıldığında üç ana başlığın öne çıktığını belirterek, “İlk olarak risk ve sermaye optimizasyonu var. Reasürans programlarının yeniden tasarlanması, iklim riskleri ve artan katastrofik olayların frekansına göre modellerin güncellenmesi, sermayeyi daha etkin kullanmak açısından kritik. 2024’te işlem sayısı düşük kalsa da, 2025 için bu alanda bir toparlanma bekliyoruz. İkinci başlık, işletme modeli dönüşümü. Uluslararası Finansal Raporlama Standardı 17 (IFRS 17)’nin devreye girmesiyle birlikte raporlama disiplininin yerleştiğini görüyoruz. Bu yeni standart, sigorta şirketlerinin finansal tablolarında şeffaflık ve karşılaştırılabilirlik sağlayarak sektöre önemli bir dönüşüm getirdi. Bunun yanında şirketler artık veri yönetimi, fiyatlama ve hasar süreçlerinde yapay zekâ destekli çözümlerle verimliliği artırmaya odaklanıyor. Üçüncü eğilim ise dağıtım yatırımları. Çok kanallı satış modelleri, kurumsal brokerlik yapılarının güçlendirilmesi ve dijital platform entegrasyonları gündemde. Özellikle Kuzey Amerika’da bu alanda değer bazlı ciddi bir artış eğilimi dikkat çekiyor” dedi.
“Türkiye’de makroekonomik görünüm süreci belirleyecek”
Gelecek döneme ilişkin beklenti ve öngörülerini aktaran Çiftçi, “2025–2026 dönemine baktığımızda, faiz indirimlerinin devam etmesi ve piyasalardaki dalgalanmaların azalması halinde değer bazlı birleşme ve satın almaların canlı kalacağını öngörüyoruz. İşlem sayısı açısından ise daha seçici bir büyüme trendi göreceğiz. Avrupa’da konsolidasyon süreci, regülasyonların çeşitliliği ve dağıtım yapısının parçalı doğası nedeniyle bankacılık kadar hızlı ilerlemiyor. Ancak bu sürecin yavaş da olsa istikrarlı şekilde devam edeceğini söyleyebiliriz. Türkiye özelinde, makroekonomik görünümün dengelenmesiyle birlikte yerel ve global oyuncular arasında ortaklıkların artmasını bekliyoruz. Özellikle sağlık, dijital dağıtım ve veri/analitik gibi niş alanlarda seçici işlemler öne çıkabilir. Bu trend devam eder mi? Evet. Değer yaratma potansiyeli olan varlıklarda M&A hareketliliği sürecek. Ancak özellikle broker tarafında dönemsel dalgalanmalar olabiliyor” açıklamasında bulundu.