Mevcut gündem içerisinde, küresel vizyonda zihni meşgul eden pek çok olay vardır. Gün’den, yıla uzanan bir aktüel takvimin içinden ciddi anlamda elenecek haberler karmaşası bu tip algı operasyonlarından muaf bir zihin için pek de kafa karıştırıcı olmasa gerektir. Mesela tarihin tekerrürden ibaret olduğu dedektörü ile yapılan entelektüel zihni çalışmalar dahi tarihi süreçte yapılan müdahaleler ve tercihlerin kıyas yolu ile daimi yapılabildiği, yapılabileceği konusunda çok sayıda ipuçları verir.
“Dünya gizemli ve kafa karıştırıcı bir yerdir. Kafanızın karışmasına izin vermezseniz, başka birinin zihninin kopyası olursunuz” Noam Chomsky
Geçen hafta dört ülke başkanının imzaladığı ve 20’den fazla devlet ve hükümet başkanının katıldığı bir gösteriye dönüşen toplantıya gelmeden uğradığı durakta barış kavramını eline almış, diline dolamış bir şekilde ortalıkta dolaşıp, onlara verdikleri ‘acaip’ silahların, orduları tarafından harika bir şekilde kullanıldığını iftiharla anlatan bir müdahaleci söylemin sahibi barıştan bahsediyor..Buraya böyle adım adım gelinir.
“Barışa Son Veren Barış”(Modern Ortadoğu Nasıl Yaratıldı), 1989 David Fromkin tarafından yazılan kitaptır. 542 shf.
Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasının ardından Ortadoğu’da yaşanan olaylar, diplomasi hamleleri ve Ortadoğu ülkelerinin kurulma süreçlerini anlatır. Evvelini geçiyoruz, 1914’de başlayan ve 1918’de biten, 16 Anlaşma ile sona eren Birinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki dönemler için gerçekten ‘barışa son veren’ olayların dizinidir. O zamanlar da ‘paylaşım’ adına büyük sanılan veya dikkatleri çeken bazı isimler ve başka başka fikirler vardı. Her iki Dünya Savaşı esnasında ‘üzerinde güneş batmayan imparatorluğun’ savaş kabineleri, savaş bakanlıkları vardı.
Sonrasında, ‘barış için savaş’ dönemleri, anti-kolonyalist ve anti-emperyalist savaşlar için muteber sayıldı. Chomsky diyor ki; “Tarihi çarpıtmanın, yalnızca büyük insanların önemli şeyler başardığı izlenimini vermenin bir amacı vardır. Bu, insanlara güçsüz olduklarına ve büyük bir adamın harekete geçmesi gerektiğine inanmayı öğretir”.
Gerçekten son iki asırdır, küresel hakimiyetin ortaya çıkmaya başladığı, bilhassa ulus devlet sistematiğinde cumhuriyet ve demokrasi kavramları ile yoğrulmuş siyasi, askeri, aristokratik, bürokratik sınıflar üzerinden yerine göre sivrilmiş bir ‘liderlik fihristi’ el altında tutulmuş iken, moda diyelim; artık küresel olarak kamu politikalarına müdahalede finansal fon yöneticileri, askeri-sınai kompleks, yüksek teknolojik sektörler, milyarder iş adamları ön alıyorlar.
Nitekim kurumsal örgütler veya uluslar arası toplantılar ve zirvelerdeki devlet ve hükümet başkanlarının sözde aile fotoğrafları ile uluslararası ve sosyal medyada verdikleri görüntüler, her birinin kendi ülkelerinde hakim olamadıkları, varolan ayrı ve farklı iç sorunsallarından bir nebze uzaklaşmalarını resmediyor.
Chomsky’den devam ediyoruz; “Bir halkı kontrol etmek istiyorsanız sizden daha tehlikeli görünen hayali bir düşman yaratın, sonra kendinizi onların kurtarıcısı olarak sunun”. Görülüyor ki yukarıdaki örnekte Birinci Dünya Savaşı devam ediyorken, Filistin, Suriye ve Irak’ta o günlerin küresel unsuru Britanya’nın; Orta Doğu’da Filistinlilere, Araplara, Yahudilere ve Fransızlara aynı zaman dilimi içerisinde alel usul yaptığı ‘vaad’ tuğlalı eğreti duvarlar vardır. Şimdilerde ise bu günlerin küresel müdahaleci gücünün Başkanının başardığını iddia ettiği 8 adet ‘barış’ ve sonrası var. Belki bir süre sonra ABD’nde ‘savunma’ bakanlığı yerine ‘savaş’ bakanlığı ismi kullanılacak.
Gelecek nesillere düşen ‘hisseden kıssa’ ise; Barış için savaşı da anlamıştık, inşallah bu defa daha büyük savaşlar için barış ile yüz yüze değilizdir.