Dijital reklama yönelen markalar görünürlük kazanmayı hedeflerken, görünmeyen bir tehdit olan “ad fraud” (reklam sahtekarlığı) ile karşı karşıya geliyor. Spider AF’nin 2025 küresel raporuna göre 2025 yılında 41,4 milyar dolar değerinde reklam bütçesi sahte trafik, bot ağları ve tıklama çiftliği (click farm) tarafından emiliyor.
Markalar televizyon ve açık hava gibi geleneksel mecralardan dijitale geçerek yeni fırsatlar yakaladı. Ancak bu avantajın yanında, ad fraud olarak adlandırılan yeni bir tehdit de hızla büyüyor. Botlar, sahte cihazlar ve organize tıklama ağları dijital ekosistemin görünmeyen yüzünü oluşturuyor. Dijital yatırımlar hızla artarken, bu bütçelerin ne kadarının gerçek kullanıcıya ulaştığı hala tartışmalı. Sektör verileri, her geçen gün daha fazla kaynağın botlar, sahte gösterimler ve manipüle edilmiş trafik tarafından tüketildiğini ortaya koyuyor.
Harcanan para boşa gidiyor
Ad fraud birçok farklı yöntemle uygulanıyor. Her biri bütçeyi görünmeyen altyapılara yönlendiriyor. Otomatik sistemlerin kullanıcı davranışlarını taklit ettiği bot trafiği, insan gücüyle üretilen click farm ağları, sahte yayıncı kimlikleriyle yürütülen alan adı sahteciliği (domain spoofing) ve görünmeyen reklam yerleştirmelerini içeren reklam istifleme/piksel doldurma (ad stacking/pixel stuffing) markaların bütçesini sessizce eritiyor. Bağlantılı televizyon ekosisteminde ise emülatör cihazlarla yapay izlenmeler oluşturularak sahte performans raporları üretiliyor. Sonuçta markalar raporlarda başarılı görünürken, gerçekte hedef kitleye ulaşamıyor, harcanan para görünmeyen bir mali açığa dönüşüyor.
Kayıp ne?
Spider AF’nin 2025 küresel raporuna göre dijital reklam dünyasında 41,4 milyar dolar tutarında sahtekarlık kaynaklı kayıp yaşanıyor. Bu bulgular, Association of National Advertisers (ANA) ve Juniper Research gibi uluslararası endüstri raporlarının da dijital reklamcılıkta geçersiz trafik oranlarının küresel ölçekte yükselmekte olduğuna ilişkin değerlendirmeleriyle örtüşüyor.

Yalnızca finansal değil
Sektör verilerine göre, dijital reklam yatırımları son yıllarda hızla artarken, reklam trafiğinin yüzde 15–20’sinin geçersiz (invalid traffic) olduğu tahmin ediliyor. Denetim ve doğrulama mekanizmalarının yeterince gelişmediği pazarlarda bu oranın yüzde 20 bandına kadar çıktığı belirtiliyor. Bu oran, toplam yatırım hacmine uygulandığında yaklaşık her 5 birimlik yatırımın 1’inin gerçek kullanıcıya ulaşmadan bot ağları, sahte tıklamalar ve manipüle edilmiş gösterimlere gittiğini gösteriyor. Union İstanbul’a göre bu tablo, yalnızca finansal değil, aynı zamanda marka güveni, veri şeffaflığı ve reklam performansının sürdürülebilirliği açısından da alarm verici bir nitelik taşıyor.
Dijital reklamcılıkta dünya genelinde milyarlarca dolarlık görünmeyen bir kayıp yaşanıyor. Bu risk, pek çok pazarda toplam yatırım hacminin yaklaşık beşte birine karşılık geliyor.
Markalar kendini nasıl koruyacak?
Union İstanbul’a göre, bütçeyi kısmak değil, görünmeyen trafiği kontrol altına almak çözüm için yeterli bir seçenek olarak görülüyor. Bugün bir markanın dijitalde başarılı olabilmesi için sadece daha fazla görünür olması yeterli değil, görünürlüğünün gerçek, verisinin doğru, raporlamasının şeffaf olması gerekiyor. Rapora göre reklam doğrulama araçlarının devreye alınması, yapay zekâ destekli analizlerin kullanılması, yayıncı zincirinin denetlenmesi ve sözleşme süreçlerinde kalite güvencesi sağlanması artık kaçınılmaz hale geldi.
