Mehmet Şimşek’in 2016, 2017 ve 2018’de bir kez, 2024 ve 2025’te ikişer kez “en kötüsü geride kaldı” açıklamaları medyada manşet olup duruyor. Yandaş medyanın parlatmasıyla halkımızın bir kısmında olumlu bir beklentinin oluştuğunu söyleyebiliriz.
Bakkala, markete, pazara giden bazı vatandaşlarımızın “yaşasın hükümet” demelerinin bir nedeni de medyadan duydukları, gördükleri. Peki, duyduklarımızın yanında okuduklarımıza önem veriyor muyuz? Tabii ki birçoğumuz için okumak, araştırmak günlük yaşam içinde konu dışı olabiliyor.
Şöyle bir örnek vereyim; Merkez bankasının internet sitesinde enflasyon hedefleri ve gerçekleşme oranları yayınlanıyor. Merkez Bankası önce enflasyon hedefini tanımlıyor. “Enflasyon hedefleri; Merkez Bankası tarafından Türk Hükûmeti ile birlikte, 3’er yıllık dönemler hâlinde belirlenir. Enflasyon hedefi olarak, tüketici fiyat endeksinin sene sonundaki yıllık değişim oranı kullanılır.
Enflasyon hedefinin 2 puan üstü ve altı, belirsizlik aralığı olarak belirlenmiştir. Yıl sonu enflasyonunun belirsizlik aralığı dışında olması durumunda; Merkez Bankası hesap verme yükümlülüğü nedeniyle, Hükûmete açık bir mektup yazar.”
Demek ki enflasyon hedefi Hükümet ile ortaklaşa belirleniyor ve hedefin 2 puan altı veya üstü olduğu zaman Merkez Bankası Hükümete kamuoyuna açık mektup yazıyor Ortaklaşa kararda karar verici olan hükümet. Mektubu yazan Merkez Bankası ama gerçekte Hazine ve Maliye bakanı olsa gerek.
TÜİK 2025 yılında Ekim ayındaki enflasyonu yüzde 2,55, yıllık bazda ise 32,87 olarak açıkladı. Özetle yıl sonundaki enflasyon hedefi yine yüzde 5 olarak tutturulmamış olacak.
İşte yıllara göre açıklanan enflasyon hedefleri ve enflasyonun gerçekleşme oranları.

Görünen o ki Merkez Bankası 8 yıldır “Merkez Bankası hesap verme yükümlülüğü nedeniyle” Hükûmete mektup yazıyor, yenisi de 2025 yılı için herhalde hazırlanıyor.
Peki, bu bilgilere vatandaş ne kadar ilgi duyuyor derseniz, bu rakamlar kimsenin umurunda değil. Zira hedef hep aynı “yüzde 5” ama 2013’ten beri hedefleri tutturmak mümkün olmamış.
Vatandaş günlük yaşamını sürdürmenin derdinde. Peki ülkenin geleceğine kim karar verecek?