Kasım ayı biraz hareketli başladı. Yazılarımız, yayımlanma sırasını ve vaktini şaşırdılar. Bu nedenle bizde ne yapacağımızı bilemez hale geldik. Bütün bunların tek sebebi biziz. Ailemizin yaşlıları tek tek hastalanınca, bizim de yazma düzenimiz şaşırdık. Bir de baktık ki, Kasım ayı içinde bayağı yol almışız. Meğer bu ay başında neredeyse ananevi hale getirdiğimiz Ay takviminden bahsetmeyi unutmuşuz. İtiraz sesleri kulaklarımızı sağır etmese de, bir de baktık 17 tane Ay takvimi meraklısının e-postası birikmiş.
Bu ay 5 Kasım tarihi Ay’ın Dünyamıza en yakın, 20 Kasım ise en uzak olduğu günlerdir. Bunun yanında 1; 14 ve 28 Kasım tarihleri de Ay düğümüne uygun olduğundan bu 5 gün herhangi bir tarımsal eylemde bulunmuyoruz.
1 ile 7 Kasım arasında çıkan Ay dönemi; 8 ile 22 Kasım arasında inen Ay dönemidir. Bunlarla beraber 23 ile 30 Kasım tarihleri arasında ise tekrar çıkan Ay dönemidir. Budama yapacak bahçe severlerin dikkatlerine sunarız.
Kasım ayında ağaç budama eylemine yavaş yavaş başlayabiliriz. Geçen ay sonbaharda yapılacak bahçe işlerinden bahsetmiştik. Yıllık bitki ekecekler, ilkbaharda tek yıllık ya da iki yıllık bitki ekilecek yerlere bolca kompost ve yanmış gübre atabilirler.
Unutmayın ilkbahar tasarımlarına şimdiden başlamalıyız. Yoksa Nisan, Mayıs aylarında havalar güzelleşince ister istemez canımızın çektiği ürünleri daha pahalıya almak zorunda kalıyoruz.
Turp, havuç gibi kök sebzelerin tohumlarını meraklıları toplayarak kese kağıtlarında saklayabilirler. Hoş, don olmayan bölgelerde ya da, naylon ile kaplı bahçe köşelerinde hatta seralarda hemen havuçları ekmekte de bir zarar yok. Burada bir ayrıntıya değinmeden geçmek istemiyoruz.
Yavaş yavaş toplanmaya hazır hale gelen marul, yeşil salata gibi yeşillikleri üzerini bir müddetliğine kapattığınız zaman beyazı daha fazla, daha sulu, daha kıtır yeşillikler elde etmemiz kolaylaşıyor. Yoksa daha yeşil ama su tutma yetisi daha az ürünler elde ediliyor. Bu yöntemi uygulamanın tam da zamanı.
Bu yöntem Hollanda, Almanya, Belçika ve Kuzey Fransa’da çokça uygulanıyor. Üstelik bu bölgelerde hindiba (Fransızcası endive ya da chicon, İngilizcesi ise chicory) önce saksılarda yetiştirildikten sonra karanlık bodrum katlarında beyazlanmaya bırakılır. Daha sonra tarlalara ekilerek biraz daha büyütülür ve müşterinin tüketimine sunulur. Kabaca işlem böyledir. Daha sonra sadece yemek için olmasa da, beyazlaşmış olan hindibalar kavrularak kahve niyetine içilebilir, ya da kahveye belli oranlarda katılabilir.
Bu hafta fotoğraflara bir göz atalım isterseniz. İnternet gazetemizde önce geçen hafta sitayişle bahsettiğimiz ters lale ya da ağlayan gelin soğanlarını gösterelim istedik. Aslında çok daha tombul olarak aklımızda kalmış ama bu seneki ürün böyle demek ki. Arkasından Okşan Kurç’un “horoz ibiği çiçeği” var. Üçüncü fotoğrafımız Mehmet Önderin turunculaşan, kızaran Amerikan sarmaşıkları var. Son fotoğraf yine Okşan kardeşimizden, göreceli olarak soğuğa dayanıklı bir sukulent: Malephora crocea. Son 2 fotoğrafı kağıda basılı gazetemizde de bulacaksınız.
Keyifli Bahçeler…
