Perşembe, Kasım 20, 2025

İZDENİZ’den İzmir Körfezi’ne ‘modifiye kil’ ile müdahale

İzmir Körfezi’nde artan koku ve çevre kirliliği, deniz ekosistemini tehdit etmeye devam ediyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi kasım ayı olağan meclis toplantısında konuşan İZDENİZ A.Ş. Genel Müdürü Gökhan Marım, İzmir’de devam eden kötü kokuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, sorunun kısa vadede çözülemeyeceğini belirterek, “Zaman zaman kokuyu almaya devam edeceksiniz. Kısa vadede çözülecek bir durum değil. Uygulama ile gemi sayısını arttıracağız” ifadelerine yer verdi.

Körfezdeki kirliliğin uzun yıllara dayanan birikimin sonucunda meydana geldiğini söyleyen Marım, bölgenin artık adeta kritik bir eşikte olduğuna dikkat çekti. Sorunun giderilebilmesi için acil, orta ve uzun vadeli önlemlerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Marım, “Alg patlaması ve balık ölümleri İzmir’de ilk kez 1955 yılında rapor edilmiş. İklim krizinin etkisiyle deniz suyu sıcaklıklarının artması, kirlilik yükünün yükselmesi ve kuraklık nedeniyle tatlı su girişinin azalması sorunu derinleştiriyor. Geçen yıl İzmir’de balık ölümleri 20 Ağustos civarında başladı. Bunun nedeni rüzgâr hızının neredeyse sıfıra inmesi, dalga hareketinin durması ve deniz suyu sıcaklığının en yüksek seviyeye ulaşmasıydı. Özellikle Bayraklı sahilinin yapısı nedeniyle o bölgede yoğun bir alg patlaması görüldü. O dönemde toplam 80 tonun üzerinde balık toplandı. Olayın ardından kapsamlı bir literatür taraması yaptık. ODTÜ’den bir akademik ekiple birlikte rapor hazırlayarak acil eylem planımızı oluşturduk ve bu raporu UNESCO’ya ilettik. UNESCO, hazırladığımız raporu değerlendirerek kil uygulaması, ultrasonik ses cihazı ve hava bariyeri önerilerini bize sundu” dedi.


“Körfez, uydu ve drone ile her gün takip ediliyor”

Mayıs ve haziran aylarında Körfez’in genel olarak iyi durumda olduğunu söyleyen Marım, Bakanlığa yapılan başvurular sonucunda izin sürecinin gecikmesi nedeniyle bu yıl 16 ton balık ölümünün gerçekleştiğini söyledi. Marım, kil uygulamasının geçici bir çözüm olduğunu ancak bilimsel kuruluşlara göre mevcut seçenekler içinde en makul ve en zararsız yöntem olduğunu aktardı.Acil eylem planı kapsamında körfezin her gün uydu ve drone görüntüleriyle takip edildiğini aktaran Marım,Uydu üzerinden yoğunluğun arttığı bölgeleri belirledikten sonra sahaya giderek alg yoğunluğunu ölçüyoruz. İkinci bir ölçüm olarak alglerin fotosentez kapasitesine bakıyoruz. Fotosentez değerinin yüksek olduğu bölgelerde uygulama yapıyoruz ve belirli bir eşik değerin altına düşmesini bekliyoruz. Kil uygulamasında 1 ton su içerisinde 23,2 kilogram modifiye kil kullanıyoruz. Çin’den temin ettiğimiz bu kil, doğal kile göre 10 kat daha az miktarda kullanılıyor. Uygulama ile böylece alglerin çökelmesi sağlanarak doğal dengeye katkıda bulunuluyor” açıklamasında bulundu.


“Gediz Nehri, körfezin başlıca kirlilik kaynağı”

Körfezdeki kirlilik sorununa değinen Marım, dere yataklarından gelen atıklar nedeniyle koku ve alg patlamalarının yaşandığını belirtti. Marım, “Mavişehir’den Bayraklı’ya doğru deniz yüzeyinde sürekli bir alg taşınması söz konusu. İmbat rüzgârları ve dalga hareketi bu taşınmayı artırıyor. Bunun temel nedeni, deniz yüzeyinde oluşan deniz marulları. Körfeze 33 dere karışıyor ve bunların en büyüğü Gediz Nehri. Gediz’in ortalama derinliği, Çiğli Arıtma’nın beş katı seviyesinde. Gediz’den gelen su miktarı, iç körfezi birden fazla kez doldurabilecek düzeyde. Körfezin ortalama derinliği ise yalnızca 10 metre. Yani oldukça sığ bir yapıda. En ufak müdahale sistemi etkiliyor. Kuraklığa bağlı olarak Gediz’den gelen kirlilik son yıllarda daha yoğun. Önceden yüksek yağışla birlikte su seyreliyordu ama son iki yılda seyreltme olmadığı için kirlilik doğrudan körfeze taşınıyor. Verilere göre, Gediz ve Ağır Deresi’nin körfeze giriş noktalarındaki su kalite değerleri 3. sınıf su düzeyinde yani ‘kirlenmiş su’ kategorisinde. Gediz yıl boyunca sürekli akış sağladığı için kirlilik kesintisiz şekilde körfeze taşınıyor” diye konuştu.


“Ragıp Paşa Dalyanı halı gibi deniz marulu ile kaplı”

Deniz marullarının 40–50 cm boyunda olduğunu ve Körfez’in sığ bölgelerinde tutunarak yayıldığını belirten Marım, derin bölgelerde görülmemelerinin ise belediyenin bu marulları yoğun şekilde toplamasından kaynaklandığını ifade etti. İzdeniz olarak 5 adet amfibik (ampibi) araç için ihale yaptıklarını ve toplama kapasitesine katkıda bulunduklarını dile getiren Marım, “Bu yıl yalnızca deniz marulu toplama miktarı 500 tonun üzerine çıktı. Bu körfezi kirleten önemli bir atık yükü. Ragıp Paşa Dalyanı’nın bulunduğu bölgenin tamamen halı gibi kaplı” ifadelerinde bulundu.

“Deniz taksi ihalesini gerçekleştirdik”

Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında gündeme gelen Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden alınan deniz dolmuşları ve deniz taksi süreci hakkında bilgi veren İZDENİZ AŞ Genel Müdürü Gökhan Marım, “Deniz dolmuşları yakın zamanda Antalya’dan İzmir’e gelecek. Deniz taksi ihalesini gerçekleştirdik, ancak finansal bir sıkıntıdan dolayı süreci bekletiyoruz. Protokolü yapılan deniz dolmuşları da İzmir’e ulaşacak. Ayrıca, Bergama tarihi gezi vapurumuzla özel seferler düzenliyoruz. Flamingo gezi turları da başlatıldı. Amacımız, deniz turizmi ile kara turizmini birleştirerek şehre katkı sağlamak” diye konuştu.

“İZSU ile ortak çalışma yürütüyoruz”

Geçen yıl yaşanan yoğun alg patlamaları ve buna bağlı balık ölümlerinin ardından kapsamlı bir çalışma başlattıklarını söyleyen Gökhan Marım, “Son 1,5 yılda belediyemiz birçok altyapı yatırımına hız verdi ve bazılarını tamamladı. İZSU ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda arıtma tesislerinde kapasite artışına gidildi; yağmur suyu ve atık su ayrıştırma projeleri için çeşitli ihaleler gerçekleştirildi. Şu anda iki ayrı ihale kapsamında dip tarama çalışmaları sürüyor. Biz de İzdeniz olarak acil eylem planı çerçevesinde kendi müdahalelerimizi gerçekleştirdik” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM