Türkiye ve dünya genelinde iklim değişikliği kendini gösterirken, İzmir de kuraklıktan payına düşeni alıyor. Barajlardaki su seviyesi gün geçtikçe azalırken, aralık ayı boyunca da su kesintileri kentte etkili olacak. İzmir’de yağmurların da son 6 yılda azalmasıyla beraber kuraklık etkisini gösterecek. TİCARET Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Meteoroloji 2. Bölge Müdürü Musa Deveci, Ege Bölgesi genelinde su yılı yağışlarının son 6 yıldır normalin altında seyrettiğini söyleyerek, “Bölgenin su yılı yağışı 436,3 milimetre, normali 604,7 milimetre ve 2024 su yılı yağışı 504,3 milimetredir. Yağışlarda normaline göre yüzde 28, 2024 su yılı yağışına göre yüzde 14 azalma gerçekleşmiştir” dedi.
“Kuraklığın geçmiş yıllara göre yoğun hissedilmesinin nedeni artan nüfus ve yağış rejimindeki değişiklikler olarak ön plana çıkmaktadır” açıklamalarında bulunan Deveci, su kaynaklarının verimli kullanılması, toplumun bilinçlendirilmesi, tarımda daha az su isteyen kurakçıl çeşitlere yönelinmesi ve dijital damla sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasının önemine dikkati çekti. Deveci, yağmur hasadı gibi binalarda su depo yapılarına geçilmesinin zorunluluk haline gelebileceğini dile getirdi.
“Yağışlar, bölge genelinde 6 yıldır normalin altında”
Ege Bölgesi’nin ekim itibarıyla başlayan su yılı yağışının 436,3 milimetre olduğunu söyleyen Deveci, normalin ise 604,7 milimetre, 2024 su yılı yağışının ise 504,3 milimetre olduğunu dile getirdi. Yağışlarda verilere göre bir azalma olduğunu kaydeden Deveci, “Yağışlarda normaline göre yüzde 28, 2024 su yılı yağışına göre yüzde 14 azalma gerçekleşmiştir. Bölge geneli su yılı yağışları son 6 yıldır normali altında seyretmektedir” dedi. Ege Bölgesi’nin Akdeniz iklim kuşağında yer almasından ötürü kış aylarında yağışların arttığını söyleyen Deveci, en faza yağışın aralık ayında düştüğünü söyleyerek, söz konusu ayın uzun yıllar ortalamasının metrekare başına 146,5 kilogram olduğunu söyledi. Deveci, “Özetle Ekim-Mayıs ayları arası yağışlı dönem denilebilir” ifadesini kullandı.

“Kuraklık, iyi izlenmeli”
Kuraklığın hissedilmesinin nedenlerini açıklayan Deveci, “Burada kuraklığın geçmiş yıllara göre en yoğun hissedilmesinin nedeni artan nüfus ve yağış rejimindeki değişiklikler ön plana çıkmaktadır. Örneğin yağışların kısa sürede ve yüksek miktarda gerçekleşmesi gibi. Kuraklık için karar vericilerin süreci iyi izlemesi de son derece önemlidir çünkü kuraklık tabiri caizse sinsi gelişen meteorolojik bir afettir. Toplum tarafından hissedildiğinde gerekli önlemleri almak için geç kalınmış olabilir” dedi. Deveci, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün düzenli olarak hazırlayıp yayınladığı, kısa ve uzun vadeli tahminlerin suyla ilgili otoriteler tarafından düzenli olarak takip edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
İklim senaryolarını anlattı
İklim değişikliğiyle ilgili Türkiye için olumlu ve olumsuz olarak farklı senaryolar bulunduğunu dile getiren Deveci, RCP4.5 ve RCP8.5 senaryolarını paylaştı. 2099 yılına kadar olan zamanı kapsayan senaryoları anlatan Deveci, “RCP4.5 senaryosuna göre 2016-2099 döneminde Türkiye yıllık toplam yağış anomalisinin ortalama olarak yüzde 3 ile yüzde 6 aralığında azalması beklenmektedir. Yağış anomalisindeki ortalama değişimin yüzyılın ilk yarısında yüzde 1 ile yüzde 6 aralığında, yüzyılın ikinci yarısında ise yüzde 5 ile yüzde 6 aralığında olması öngörülmektedir” dedi.
Diğer senaryoyu açıklayan Deveci, “RCP8.5 senaryosuna göre 2016-2099 döneminde Türkiye yıllık toplam yağış anomalisi değişiminin ortalama olarak yüzde +3 ile yüzde -12 aralığında olması beklenmektedir. Yağış anomalisindeki ortalama değişimin yüzyılın ilk yarısında yüzde +5 ile yüzde -1 aralığında, yüzyılın ikinci yarısında ise yüzde +1 ile yüzde -18 aralığında olması öngörülmektedir” ifadelerini kullandı.
