Salı, Aralık 9, 2025

AB Bürokrasisi

Avrupa Birliği Kamu Savcılığı Ofisi (EPPO) geçen günlerde, AB tarafından finanse edilen genç diplomatlar için düzenlenen eğitim programıyla ilgili ihalede yolsuzluk soruşturması kapsamında Avrupa Koleji  ve AB Dış İlişkiler Servisi (EEAS) binalarında arama yapıldığını ve üç kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Soruşturmaya yakın kaynaklar, şu an Avrupa Koleji Rektörü olarak görev yapan eski AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini ve eski EEAS Genel Sekreteri Stefani Sannino’nun gözaltına alınanlar arasında olduğunu doğruladı.

Eski Sırp diplomat Zoran Milivoyevic, AB’nin eski  dış politika şefi Mogherini’nin yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınmasının College of Europe skandalıyla sınırlı kalmaması, önceki görev dönemlerinin de soruşturulması gerektiğini ve soruşturmanın tamamlanmaması halinde AB kurumlarının meşruiyetinin zedeleneceğini belirtti. Bir tarafı ile Avrupa kurumlarının şeffaflığı ve güvenilirliği açısından telafisi güç bir güven kaybına neden olabileceği söyleniyor.

Sırp diplomat, bu olayın Brüksel’in iddia ettiği “Avrupa Değerleri ve Standartlarına” ne kadar uzak olduğunu açıkça ortaya koyduğunu vurgulayarak,”Avrupa Birliği başkalarından, bu standartlara uymayı titizlikle isterken, kendisi bunlardan giderek uzaklaşıyor” dedi. 

1980’li yıllarda ekonomi politik literatürde, ‘lobitokrasi’ deyimi oldukça revaçta idi. Bireyler ve özel çıkar guruplarının hükümetlerin kararlarını etkilemeye yönelik her türlü girişimin uzlanımı olarak kabul gördü. Lobicilik, ikna, inandırma ve tanıtma teknikleri uygulayarak, karar verme mekanizmaları üzerinde baskı oluşturma ve politik kararları bir gurubun veya bir ülkenin lehine ya da aleyhine değiştirebilme becerisidir. Çeşitli çıkar gurupları tarafından hükümet kararlarını etkilemeyi amaçlayan faaliyetlerdir. Zamanla küreselleşmeden nasiplenerek, sivil toplum kuruluşları sistematiğini oluşturdular. 

Türkiye’de de hayli çalkantılı bir siyasi-ekonomik türbülans içinde(1979), o dönemden beri Türk Sanayici ve İşadamları Derneği(TÜSİAD)ın Ecevit Hükümeti’ni deviren ilanları diye anılan yine dönemin Devlet Planlama Teşkilatı(DPT) Müsteşarı Turgut Özal’ın mimarlığında ülkede serbest piyasa ekonomisinin devreye girmesinin yolunu açan 24 Ocak 1980 kararlarına temel oluşturmasıdır. Nitekim genel istikrarsızlık ülkeyi 12 Eylül darbesine taşıyacaktır. 

80’li yıllar F.A Hayek’in refah devleti karşıtı, bireyciliği, sosyal devlet ilkesinin güçten düşmesi, Thatcherism’in öncülüğünde özelleştirme, sıkı para politikaları; ABD’nde Neoliberal yaklaşımının Reagan”Yıldız Savaşları” projesi ile Varşova Paktını(Sovyetler’i) darlaması, “kamu-karma” ağırlığından “özel teşebbüs- piyasa” ekonomisine doğru küresel salınım etkilerini Milenyum ve ötesine taşıyacaktı.

Henüz hatırlardadır, tabi siyasi tarafı vardır da. Amerika Birleşik Devletlerinde Elon Musk’ın mevcut Trump hükümetinin resmi danışmanlığını Mayıs 2025 tarihinde bıraktığı zamanlarda gündemin en flaş manşeti ‘geçmiş dönemler ve hükümetler ile(en fazla da Biden Hükümeti ile)1954 yılında kurulan, 1980’lerde güçlü bir örgüt haline gelen AIPAC(American Israel Public Affairs Committee)-Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi nezdinde meydana gelen uygulamalar hakkında olduğu şeklinde kayıtlara girmişti.

Gelelim tekrar günümüze, normal şartlar altında soruşturmalar, yalnızca iddiaya konu kurumlar ile ilişkin kalmayıp yani AB yönetim ve bürokrasisinde (College of Europe) ilişkin sınırlı yolsuzluk iddiaları ile yetinilmemeli. Bir kişi bir yerde yolsuzluk ağına dahil olmuşsa, önceki görev dönemleri de aynı tür hukuksuzluklarla ilişkili olabileceği varsayımı ile hareket edilmesi beklenir.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar