Salı, Aralık 9, 2025

Aralık Ayında Bahçemiz

Aralık ayına gelince doğanın uykuya daldığını zannetmeyin. Çalışmak isteyenler için bir yığın iş var. Örnek mi istiyorsunuz? Sık sık güllerin kış çeliklerinden bahsediyoruz ya. İşte tam vakti geldi, geliyor. 15 ile 20 cm arasında keseceğiniz dalları bol kumun içinde bir duvar dibinde ya saksıda ya da toprakta açacağınız çukurun içinde bekletirseniz, Mart, Nisan aylarında dikkatlice çıkardığınızda alt uçlarda köklerin oluştuğuna tanıklık edeceksiniz.

Çınar, söğüt, kavak ağacı bu yöntemle çoğaltılabilir. Ama listeyi uzatmak pekiyi ala olasıdır. Yemiş ağaçlarından dut, incir, Frenk üzümü, Bektaşi üzümü; süs bitkilerinden havlu püskülü, fil baharı(filbahri), kızılcık, kelebek çalısı, gelin duvağı diğer adıyla abelia; sarmaşıklardan üzüm, yasemin, Amerikan sarmaşığı, hanımeli bu yöntemle çoğaltılabilir.

Yalnız yaprağını dökmeyen çalıları çoğaltmak için kışın yapılacak çeliklerden ziyade Ağustos sonu, Eylül başında yapılacak yarı odunlaşmış çelikleri tercih etmek daha akıllıca olacaktır.

Bütün söylediklerimize rağmen dağ muşmulası, çoban püskülü, kurtbağrı ya da  köpük çalısı (Skimmia) için bu kural göz ardı edilerek odunsu kısımlardan alınacak çeliklerle kışın köklendirme denenebilir. Bütün bunlar için geç sonbahar haftalarından kış sonuna kadar uygun zaman dilimidir.

Yıl sonuna kadar başka neler yapabiliriz. Bir defa elma, armutları budamak için uygun günler başladı diyebiliriz. Yeni yıldan önce akça ağaçları, sarmaşıkları, huş ağaçlarını budamanız gerekir. Yoksa özsularını kaybediyorlar. Yanlış zamanda budandığında ağlama (ya da kanama) olarak da adlandırabileceğimiz özsuyunu kaybetme sorunsalı sadece bu 3 ağacı etkilemiyor.

Ceviz, manolya, kavak, ıhlamur, sofora gibi ağaçlarda, yapraklar dökülünce özsuları da köklere doğru çekilir fakat arkasından da hemen kış ortasında özsuyu dallara yürümeye başlar. Bu nedenle Ocak başından sonra yukarıda saydığımız ağaçlarda pek budama yapılmaz.

Budama yapıldığında ise kesi yerlerinden bazen ufak sıvı damlaları, bazen de çok önemli miktarda sıvı kaybı olur. Üstelik buradan kaybolan sıvı, şeker ve oligoelementlerden zengin olduğu için gereksiz yere bitkinin güç kaybına neden olur. Kesi yerini su bazlı bir boya ile kapatmak bir parça da olsa söz konusu durumu önleyebilir. Yine de siz siz olun, bu ağaçları Ocak ayı gelmeden budayın.

Bu aydan itibaren ağaç ve çalıları dikmenin keyfini çıkarabilirsiniz. Kaloriferli evleri işin içine katmazsak kapalı mekanlara, camlı balkonlara aldığımız saksılı bitkilere su vermeyi azaltabilirsiniz. Sulama açısından sukulent ve kaktüslere daha da dikkatli olmanız gerekecektir.

Kök sebzelerin, karnıbaharların bostandan toplanmasını da unutmamak gerekir. Soğuk bölgelerde, dondan korkan bitkiler samanla, gazete ve naylon örtülerle korunabilir.

Kağıt, karton, kumaş gibi maddeler olmadan sadece naylon örtüyle kaplanan bitkilerin soğuk yağışlı havalarda daha da etkileneceğini aklımızda tutalım. Hep aklımızda ama bir türlü ufak balık havuzlarını yazmak olanağımız olmuyor.

Olur da böyle bir havuzumuz varsa, üstte biriken “su mercimeklerini” temizlemek hatta bunları gübre gibi toprak yüzeyine yaymak unutmayacağımız işlerden biri olmalıdır. Soğuk bölgelerde, oluşabilecek donlarda havuza zarar gelmemesi için su yüzeyinde yarısına kadar batırılmış plastik bir bidon duvarlara oluşacak basıncı ortadan kaldırabilir. Bidonu bir iple havuzun dibine bağlamayı da unutmayalım.

Bu haftaki fotoğraflara gelirsek. İnternet gazetesinde Fadime hocamızın alıç ağacı ile başlıyoruz. Arkasından Yıldırım Büktel’in aracılığı ile edindiğimiz zarif mi zarif bir haseki küpesi görülecek. Bu fotoğrafın, Türk kültürünün önemli duraklarından Semerkand şehrinde çekildiğini de hatırlatalım. Arkasından Dr. Turgay Bilge’nin “Monardia”sını ve Okşan Kurç’un “horoz ibiklerini” göreceksiniz. Son iki fotoğraf yazılı basında da okuyucuya iletilecek. Böylece yazımızın sonuna da gelmiş olduk.

Keyifli bahçeler…

Oğuzhan Daver

Diğer Yazarlar