Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Genel Kurulu’nda ‘2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ görüşmelerinde ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Vergi borçlarının silindiği iddialarına yanıt veren Şimşek, vergiye ilişkin bütün muafiyetlerin Anayasa gereği kanunlarla düzenlendiğini söyledi. Kanunlarla düzenlenmemiş hiçbir verginin istisna ve muafiyetinin söz konusu olmadığını belirten Şimşek, “Vergi harcamalarının tamamı kanunla düzenleniyor. Örneğin, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının 2026’da maliyeti 1,1 trilyon TL. Asgari ücrete vergiyi kaldırdık. Bu bir vergi harcamasıdır. Dolayısıyla hiçbir şekilde, vergi borçlarının silinmesi mümkün değil. 1963’ten beri bütün hükümetlerin uyguladığı uzlaşma müessesesi var. Geçen sene bir kanun değişikliği yaptık ve raporlar hatalı, aksak olsa dahi vergi aslının uzlaşmaya tabi olmayacağına ilişkin kanun değişikliğini biz getirdik. Vergi silinmiyor hiçbir zaman vergi silinmedi” diye konuştu.
Bütçe imkanları çerçevesinde 2026 için vergi ve harç güncellemelerini yeniden değerleme oranında değil, hedeflenilen enflasyon oranında belirleyeceklerini aktaran Şimşek, “Gelir vergisi tarifesi gibi vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan, yani yüzde 25,5 olan yeniden değerleme oranında arttıracağız. Dolayısıyla kamunun fiyatlarını yüzde 16-19 arasında belirlerken, vatandaşın lehine olan hususlarda yeniden değerleme oranında uygulayacağız” dedi.
“Verilerin sağlıklı olmasını istiyoruz”
Bütün bütçe görüşmelerinde Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) ilişkin birçok değerlendirme yapıldığına işaret eden Şimşek, “Hiçbir zaman ne benim ne de ekibimin ne TÜİK’e müdahalesi oldu ne de bu konuda bir talimatım oldu ne de olacak. Çünkü biz verilerin sağlıklı olmasını istiyoruz. Ona göre teşhisi ve tedaviyi doğru yapalım. TÜİK istatistikleri Eurostat gibi uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen yöntem, tanım ve kavramlar kullanılarak hesaplanıyor. Dolayısıyla verilerimiz Birleşmiş Milletler, IMF, OECD, ILO gibi birçok kuruluşla iş birliği içerisinde ve onların da denetimine açık şekilde üretiliyor” ifadelerinde bulundu.
Rezerv kalitesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Şimşek, rezerv artışının “carry trade” kaynaklı olmadığını söyleyerek, “Bütün carry trade’in yani swap stokunun tamamı 20 milyar dolar civarı. Bu da 123 milyar dolarlık artışın altıda biri. Ters dolarizasyon, yüksek dış borç çevirme oranları, ihracat bedeli satış yükümlülüğü, altın fiyatları ve azalan cari açık, bunların hepsi rezerv artışında etkili oldu. Özellikle yurt dışı ve yurt içi swapları kapatmakla birlikte rezerv kalitemiz arttı” dedi.
