Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY tarafından, şirketlerde küresel hazine yetkililerinin değişen rolünü anlamak üzere hazırlanan “DNA of the Treasurer” (Küresel Hazine Yetkililerinin DNA’sı) başlıklı raporda; küresel hazine yetkililerinin değişen iş gereksinimlerini karşılamak ve kişisel, işlevsel ve kurumsal düzeylerde daha fazla etki yaratmak için rollerini nasıl şekillendirebileceklerine dair önemli çıktılar ele alınıyor. Rapora göre; uzun süredir devam eden küresel dalgalanmalar şirketleri yeni büyüme yolları arayışına yönlendirirken, küresel hazine yetkililerinin etkisinin artacağı yeni bir dönemin altı çiziliyor.
Dünya genelinde bin 200’den fazla üst düzey küresel hazine yetkilileri görüşlerini inceleyen araştırma, katılımcıların büyük çoğunluğunun rollerinde kapsamlı değişiklikler beklediğini ortaya koyuyor. Bu değişim, şirketlerin hızla evrilen ortamda uyum sağlama ve yeni büyüme fırsatlarını yakalama ihtiyacından kaynaklanıyor. Araştırmaya katılan küresel hazine yetkililerinin yüzde 83’ü rollerinin 2030’a kadar dönüşeceğini öngörüyor. CFO’ların yüzde 84’ü önümüzdeki yıllarda finans yönetiminde rollerin değer yaratma ve iş büyümesini destekleme konularına daha fazla odaklanacağını düşünüyor. CFO’ları, ek nakit yaratma, stratejik içgörüler sunma, şirket genelinde projelere katkı sağlama ve finans yeteneklerini geliştirme alanlarında daha aktif bir dönem bekliyor.
Yetki ve sorumluluk krizi: Nakit akışında %29’luk sahiplik bariyeri
Finans liderlerinin gelecekteki sorumluluklarına dair değişen bakış açısı, büyük ölçüde şirket içindeki CFO’ların beklentileriyle şekilleniyor. Ancak bulgular, küresel hazine yetkililerinin yalnızca yüzde 52’sinin kendilerini halihazırda değer yaratan profesyoneller olarak gördüğünü ve değer yaratmanın önünde banka ve yatırımcı ilişkilerini yönetme (%33), operasyonel sorumluluklar (%33) ve gerekli becerileri geliştirmeye zaman bulamama (%32) gibi engeller olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, finans liderlerinin mevcut yetkinlikleri ile potansiyel değer yaratma kapasiteleri arasında belirgin bir kopukluk olduğu ortaya koyuluyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 27’si finansal risk yönetimi stratejilerinin şirket kararlarını iyileştirdiğini söylerken, sadece yüzde 29’u ise işletme sermayesi ve nakit akışı üzerinde tam sorumluluğa sahip olduğunu belirtiyor.
Tüm bu zorluklara rağmen küresel hazine yetkililerinin, teknoloji kullanımında oldukça iyi konumda oldukları görülüyor. Katılımcıların yüzde 70’i yapay zekayı günlük operasyonlarında kullanıyor. Ötde yandan yüzde 82’si veri analitiği ve görselleştirme araçlarını kullanırken, yüzde 30’u veri ve teknolojiyi değer yaratma aracı olarak görüyor. EY Finansal Muhasebe ve Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Ozan Özarıkça, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmelerde şunları söyledi: “Gelecek, finans liderleri için çok büyük fırsatlar sunuyor. Geleceğin CFO’su işletme için yeni değer sağlayıcı konumunda olabilir. Küresel hazine yetkilileri, finansal risk ve nakit yönetimi yoluyla kurumsal dayanıklılık oluşturarak, veri ve teknolojinin dönüştürücü gücünden yararlanarak ve yetenek yönetimini güçlendirerek yepyeni bir rol üstlenebilir. Bu heyecan verici fırsatı değerlendirmek için, küresel hazine yetkilileri nakit ve likidite yönetimine yönelik ileri görüşlü yaklaşımlar benimsemeli, risk yönetimi uzmanlıklarını geliştirmeli, yeni teknolojik araçlara yatırım yapmalı ve ekiplerini geliştirmeli. Ayrıca, kendi bakış açılarını ve beceri setlerini de geliştirerek finans fonksiyonunu kendi içinde niş bir birim olmaktan ziyade, kurumsal düzeyde karar alma süreçlerine değerli içgörüler getiren önemli bir stratejik oyuncu olarak konumlandırabilir.”
