Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademisi’nin iş birliğiyle düzenlenen ‘Gıdanın Geleceği İçin Dönüşüm’ temasını ele alan 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirvede konuşan Dünya Bankası Tarım Ekonomisti Bora Sürmeli, “Dünyada yaklaşık 500 milyon küçük ölçekli işletme küresel gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini karşılıyor. Önümüzdeki 10 yılda talebin yüzde 30 artacağı öngörülürken, bu işletmelerin üretime sağlıklı biçimde devam etmesini sağlayamazsak güvenli ve sürdürülebilir gıda arzını garanti altına alamayız” dedi.
TÜGİS Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık ise gıda israfının iklim krizinin temel unsurlarından biri olduğunun altını çizdi. Artık, ekmek israfının bunun en görünür örneklerinden biri olduğunu belirtti. Artık, “Türkiye’de günde yaklaşık 4 milyon adet ekmek israf ediliyor, bu durum yıllık 2 milyon ton buğdayın dolaylı olarak boşa gitmesi anlamına geliyor. İsraf yalnızca evlerde değil, hizmet sektöründe de karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
“Üretimi taşıyacak kaynaklar zayıflıyor”
Zirve kapsamında düzenlenen “Yatırım Ufukları: Sürdürülebilir Gıdada Finansmanın Geleceği” oturumunda tarımsal desteklerin büyük ölçüde üretim artışına odaklandığını vurgulayan Dünya Bankası Tarım Ekonomisti Bora Sürmeli, günümüzde aynı çizgide ısrar etmenin iklim değişikliği, kaynakların sınırlılığı ve sağlıksız beslenmeyle birlikte ‘gizli maliyetleri’ büyüttüğünü kaydetti. Sürmeli, “Devletler tarım ve gıda sektörüne yılda yaklaşık 650 milyar dolar aktarıyor. Bu tutar son 20 yılda iki katına çıktı ama beklenen verimlilik ve istihdam artışını her zaman üretemiyoruz. Bulgularımız, verilen 1 dolar desteğin yalnızca 35 senti doğrudan üretim artışı ve verimliliğe yansıdığını gösteriyor. Asıl soru artık gıdayı ne kadar ürettiğimiz kadar, nasıl ürettiğimiz. Suya ve toprağa gereken özeni göstermeden üretime devam edersek, bir noktadan sonra üretimi taşıyacak kaynaklarımız zayıflıyor” dedi.

“Aynı döngünün içinde dönüp dolaşıyoruz”
Destek politikalarının yönünün yeniden değerlendirilmesi ve sürdürülebilirlik, verimlilik ve dayanıklılık hedefleriyle uyumlu hale gelmesi gerektiğini belirten Sürmeli, “Doğrudan çiftçiye ödeme ya da yalnızca üretime dönük destekler, teknolojiyle, bilgiyle ve akıllı tarım uygulamalarıyla buluşmadığında verimlilik artışına yeterince dönüşmüyor; aynı döngünün içinde dönüp dolaşıyoruz. Dünyada yaklaşık 500 milyon küçük ölçekli işletme küresel gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini karşılıyor. Önümüzdeki 10 yılda talebin yüzde 30 artacağı öngörülürken, bu işletmelerin üretime sağlıklı biçimde devam etmesini sağlayamazsak güvenli ve sürdürülebilir gıda arzını garanti altına alamayız. Geliştirdiğimiz ‘AgriConnect’ yaklaşımıyla değer zinciri içinde küçük çiftçiyi ve küçük işletmeleri güçlendirmeyi, dayanıklılığı artırmayı ve üretimin sürekliliğini güvence altına almayı hedefliyoruz” diye konuştu.
“Tarım arazileri azalıyor, nüfus artıyor”
“Riskten Dayanıklılığa: Güçlü ve İstikrarlı Tedarik Zincirleri İnşa Etmek” oturumunda konuşan TÜGİS Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, gıda israfının iklim krizinin temel unsurlarından biri olduğunun altını çizdi. “Üretimi sınırsız artırabileceğimiz bir dünyada yaşamıyoruz; tarım arazileri azalıyor, nüfus artıyor” diyen Prof. Dr. Artık, ekmek israfının bunun en görünür örneklerinden biri olduğunu belirtti. Prof. Dr. Artık, “Türkiye’de günde yaklaşık 4 milyon adet ekmek israf ediliyor, bu durum yıllık 2 milyon ton buğdayın dolaylı olarak boşa gitmesi anlamına geliyor. İsraf yalnızca evlerde değil, hizmet sektöründe de karşımıza çıkıyor. Özellikle toplu tüketim ve turizm bölgelerinde dikkatli olunması gerekiyor. Sonuçta gıda israfını azaltmak, yalnızca ‘çöpü azaltmak’ değil; suyu, toprağı ve emeği korumak, iklim risklerini yönetmek ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini güçlendirmek demek” dedi.
