Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), pazar çeşitliliğini artırmak ve ihracatçıları yeni alıcılarla buluşturmak için son üç yılda yoğunlaştırdığı heyet programlarını 2026’da arttırarak devam ettirecek. 2025’te 31 ülkeye 32 heyet programı düzenleyen TİM, 2026’da 38 ticaret heyeti ile ihracatçıları beş kıtada alıcılarla buluşturacak. Birliklerin yapacağı etkinliklerle heyet sayısı 200’ü aşacak.
2026 yılı için planladıkları ticaret heyeti programının tanıtım toplantısında konuşan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, TİM olarak heyet programlarını 2026’da daha da yoğunlaştıracaklarını belirterek “2026’da toplam 38 adet heyet programı düzenlemeyi hedefliyoruz. Bir başka ifadeyle sadece TİM olarak her ay ortalama en az üç ticaret heyeti gerçekleştireceğiz. Birliklerimizin düzenleyecekleri heyetlerle sayı 200’ü geçecek. Yeni yılla birlikte gelişmiş pazarlarda, yeni nesil ‘TİM Vizyon Heyetleri’ dönemini başlatacağız. Artık programlarımızı sadece B2B görüşmelerle sınırlı tutmayacağız. Sektörel panellerde pazarın en önemli oyuncularını ve kanaat önderlerini bir araya getireceğiz. Yani heyet düzenlediğimiz ülkeye ‘satıcı’ olmaktan öteye sektörün geleceğini tartışan, vizyon belirleyen ve yön veren bir ‘çözüm ortağı’ olarak gideceğiz” dedi.

“Yoğun bir heyet programı yürütüyoruz”
TİM Başkanı Gültepe, fuarları ve heyet programlarını Türkiye’nin üretim potansiyelini dünyaya tanıtma imkânı sağlayan en önemli platformlar olarak gördüklerini söyleyen Gültepe, şöyle devam etti: “Made in Türkiye markası bugün dünyada kalitenin ve güvenin adı olarak biliniyor. Bu güveni kazanmak elbette kolay olmadı. TİM olarak bu imajı daha da güçlendirmeyi, Made in Türkiye markasına güveni pekiştirmeyi, ülkemize borç biliyoruz. İşte bu nedenle dünyanın neresinde olursa olsun, ihracatımıza katkı vereceğini değerlendirdiğimiz fuarlarda ihracatçı birliklerimizle yerimizi alırken aynı zamanda yoğun bir heyet programı yürütüyoruz. İhracatçılarımızı, Ticaret Bakanlığımızın, TİM’in ve birliklerimizin kurumsal güvencesinde potansiyel alıcı konumundaki firmaların doğrudan karar vericileriyle buluşturuyoruz. 2025’te birliklerimizle, toplamda 200’e yakın heyet programı ve 300’ü aşkın fuar katılımı gerçekleştirdik. Sadece TİM’in düzenlediği organizasyonlarda 546 firmamızı 31 ülkede 4 bine yakın alıcı ile bir araya getirdik. Yaklaşık 9 bin ikili iş görüşmesinde ihracatçılarımız alıcılarla bir araya geldi.”
“Birçok sektörde rekabetçiliğimiz zayıfladı”
Güncel gelişmeleri de değerlendiren Mustafa Gültepe, üretim ve ihracat açısından özellikle son iki yılın zor geçtiğini hatırlattı. Türkiye’de üretim maliyetlerinin dolar bazında Asya’daki rakip ülkelere göre yüzde 60-65, Doğu Avrupa’dan yüzde 15-20 daha pahalı olduğuna dikkat çeken Gültepe, şunları söyledi: “Bir süredir dünyaya sadece ürün değil enflasyonumuzu da ihraç etmeye çalışıyoruz. Tabi kimse bunu satın almıyor. Dolayısıyla iddialı olduğumuz birçok sektörde rekabetçiliğimiz zayıfladı. İhracat artışında arzu ettiğimiz çift haneli oranlara bir türlü ulaşamıyoruz. Bu yıl 11 aylık ihracatta yüzde 3,7 artıdayız. 2025’i 270 milyar doların üzerinde bir ihracatla tamamlayacağız. 11 ayda geçen yılın aynı dönemine göre, 8,7 milyar dolar fazlamız var. Bu artışta en büyük katkıyı otomotiv, savunma sanayi ve kimya sektörlerimiz verdi. 4,2 milyar dolarlık parite katkısını da eklediğimizde tablo daha da netleşiyor. Verilerden de anlaşılacağı üzere ihracatı tabana yayma konusunda sıkıntılarımız devam ediyor. Son dört çeyrekte net ihracat büyümeye negatif yönde katkı verdi. Oysa her defasında ifade ettiğimiz gibi sağlıklı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme için katkıyı üretimden ve ihracattan almamız gerekiyor. Üretim ve ihracattaki gerileme imalat sanayi istihdamına da olumsuz yansıyor. SGK verilerine göre Eylül 2022’de yaklaşık 4 milyon 507 bin olan imalat sanayi istihdamı Eylül 2025’te, 3 milyon 925 bine geriledi. Bu sonuç, üç yılda imalat sanayi istihdamında 582 bin kayıp anlamına geliyor.”
Gültepe, küresel ticarette 2026 yılının da zor geçeceğini, jeopolitik risklerin yanı sıra ticaret savaşları ve korumacılık önlemlerinin ihracatın yönünü belirleyen unsurlar olacağını söyledi. Küresel risklerin ve korumacılık önlemlerinin arttığı bu süreçte yeniden rekabetçi koşullara dönmenin kritik önem taşıdığını vurgulayan Gültepe, “Dolayısıyla ihracatı önceleyen politikaları devreye almalıyız. Rekabetçiliğimizi kazanabilirsek Orta Vadeli Program’da (OVP) 2026 için öngörülen 282 milyar dolarlık mal ihracatı hedefini rahatlıkla yakalayabiliriz” dedi.
“Tedarik merkezi Türkiye’ algısını güçlendireceğiz”
TİM Başkanvekili Ahmet Güleç de yaptığı sunumda heyet programlarında ihracatçıların talep ve beklentileri doğrultusunda yenilikler yaptıklarını söyledi. 2026 için planladıkları 38 programın 22’sinin genel ticaret heyeti, 16’sının ise sektörel buluşmalar şeklinde olacağını bildiren Güleç, şöyle devam etti: “Genel ticaret heyetlerimiz eski sistemde devam edecek. Gelişmiş ülkeler için planladığımız sektörel buluşmaları ise konferans, zirve ve iş görüşmeleri şeklinde düzenleyeceğiz. Bu konferans ve zirvelerde gittiğimiz ülkenin sektörlerinde önde gelen iş insanlarını bir araya getireceğiz. O isimler bizim organizasyonlarımıza katıldığında, bizimle bir arada olduğunda hem o ülkenin hem de diğer ülkelerde alıcılarda ‘tedarik merkezi Türkiye’ algısını güçlendireceğimizi düşünüyoruz.”

“İhracatçılara destek için 45 milyar TL kaynak ayrıldı”
Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya da konuşmasında Bakanlık olarak ihracatçılara her türlü desteği verdiklerini söyledi. Kılıçkaya, “2025’te mal ihracatı için 25,5 milyar, hizmet ihracatı için ise 7,5 milyar olmak üzere toplamda 33 milyar TL destek kullandırdık. 2026’da mal ihracatı için 33, hizmet ihracatı için 12 milyar TL’lik kaynak ayrıldı” dedi.
