Perşembe, Aralık 25, 2025

KalDer Sohbetleri’nde konu: İyi olma sanatı

İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nin katkılarıyla düzenlenen KalDer Sohbetleri’nde “İyi Olma Sanatı: Yaşamdan Kaliteye Yolculuk” tartışıldı. KalDer Merkezi’nde yapılan etkinlikte modern tıp ve yaşam kalitesi arasındaki hassas denge masaya yatırıldı.

KalDer İzmir Şubesi tarafından düzenlenen etkinlikte, bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik halinin sürdürülebilirliği ele alındı. Etkinliğin moderatörlüğünü Medical Point Başhekim Yardımcısı ve KalDer İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Özlem Ecemiş üstlenirken; Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Baha Zengel, Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Dr. Aslıhan Eslek ve Fonksiyonel Tıp ve Sağlıklı Yaşam Bölümü’den Dr. Esra Özsoy Kayaokay konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, iyilik halinin tanımı, bireysel alışkanlıkların yaşam kalitesindeki rolü ve kök neden odaklı bütüncül yaklaşımların önemi vurgulandı.


Ecemiş: Yaşam kalitesinin esası sürdürülebilir alışkanlıklar

Panelin Moderatörü Medical Point Başhekim Yardımcısı Dr. Özlem Ecemiş, yaşamdaki niteliği ve kaliteyi belirleyen temel faktörün küçük ve sürdürülebilir alışkanlıklar olduğunu belirterek, günümüzün tüketim odaklı dünyasında tek bir şifa formülü arayışının yanıltıcı olduğunu söyledi. Ecemiş, sağlıkta doğala yakın beslenme, hareket etmek ve stres yönetiminin çok önemli etken olduğunu ifade etti. Tüketim kültürünün “Bunu al, mutlu ol” ya da “Bunu ye, her şey şifalansın” gibi bir söylemi kullandığını ancak yaşamdaki niteliği ve kaliteyi belirleyen temel şeyin, sürdürülebilir alışkanlıklarımız olduğunu vurgulayan Ecemiş, “İspatlanmış tek anti-aging olan az kalori almak, doğaya yakın beslenmek, hareket etmek ve kronikleşen stresten kaçınarak yönetmek bu bütünün ayrılmaz parçalarıdır” dedi.


Kayaokay: Hasta değilsek sağlıklı mıyız?

Fonksiyonel Tıp Uzmanı Dr. Esra Özsoy Kayaokay, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına atıf yaparak sağlığın yalnızca hastalık ve sakatlığın olmama hâli değil, ruhsal, bedensel ve sosyal olarak tam bir iyilik hâli olduğunu hatırlattı. Kayaokay, modern tıbbın acil durumlar, enfeksiyonlar ve cerrahi müdahaleler gibi hayati konularda insanlığın hayatını kurtardığını; ancak kronik hastalıklar, inflamasyon, stres ve uyku yönetimi gibi modern zaman sorunlarında eksik kaldığını dile getirdi. Fonksiyonel tıp yaklaşımında, iyi olmama halinin veya hastalığın kök nedeninin yaşam tarzında arandığını belirterek, bunun kendilerini beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleriyle çok güzel sonuçlar almaya götürdüğünü söyleyen Kayaokay, “Modern tıp, akut vakalar ve cerrahi müdahalelerde hayat kurtarıcıdır, bunun olmadığı bir sağlık konuşmak güvenli değildir. Fakat biz, günümüzün değişen yaşam şekline uygun önleyici sağlık uygulamalarını da hayatımızın içine koymak zorundayız” dedi.


Zengel: Ortodoks tıp ve koruyucu yaklaşımlar dengesi önemli

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Baha Zengel, günlük pratik yaşantısında kanıta dayalı Ortodoks tıbbını uygulamak zorunda kalan bir hekim olarak, yaşam tarzının bu durumu dengelediğini ve tedavinin koruyucu yaklaşımlarla başlaması gerektiğini vurguladı. Zengel, hastaların artık internet ve yapay zekâ bilgileriyle kaygılı bir şekilde geldiğini, ancak asıl ihtiyacın bilgiyi yönetecek ve onlara doğru olan kısmı aktaracak bir hekime danışmak olduğunu belirtti.

Hekim olarak kanıta dayalı tıbbı kullanmak durumunda olduklarını ancak yaşam tarzının bir denge olduğunu unutmamak lazım geldiğini söyleyen Zengel, “Benim için en değerlisi, kişilerin hasta olmadan, yoğun tedaviler almadan hastalıklardan korunmasıdır. Hastaların yüzde doksanı odamdan ‘Bütün kaygılarım yersizmiş’ diyerek ayrılıyor, bu da hekimlik pratiğinde doğru bilginin aktarılmasının önemini gösteriyor” dedi.


Eslek: Mutluluk sevebilmek ve üretebilmekle mümkün

Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Dr. Aslıhan Eslek ise ruh sağlığındaki iyilik halinin nasıl sağlanacağı sorusuna, Freud’un “Sevebiliyorsanız ve üretebiliyorsanız mutlusunuzdur” sözüyle yanıt verdi. Üretmenin yalnızca bir icat etmek değil, bir şeye değer katmak ve iyi yapmak olduğunu belirten Eslek, kişinin kendisine neyin iyi geldiğini bulmasının önemine dikkat çekti. Ruhsal iyilik halinin, sosyal dayatmalarla mutlu olmaya çalışmak olmadığını belirten Dr. Aslıhan Eslek, “Freud, daha 19’uncu yüzyılda, mutsuzluk modası henüz yokken, sevebiliyorsanız ve üretebiliyorsanız mutlu olduğunuzu söylemiştir. Bize dair olan parçayı bilmek ve güçlendirmek, aslında iyi hissetmemizi sağlayan temel faktördür, bu kısım ne doğru ne yanlış ne daha üstün ne daha alçak, sana dair parçadır” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM