Pazartesi, Aralık 29, 2025

Şirketlerin uyum ihtiyacı artıyor

tüik

TÜİK’in yayımladığı dış ticaret istatistiklerine göre, 2025’in ocak–mart döneminde ihracat 65 milyar 323 milyon dolara çıkarken, ithalat 87 milyar 811 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Ocak-eylül dönemine bakıldığında ihracatın 200,6 milyar dolara ulaştığı, ithalatın ise 267,6 milyar dolar seviyesinde seyrettiği görüldü. Yılın son çeyreğine yaklaşırken ivmenin korunduğu, kasım ayında ihracatın 22 milyar 718 milyon dolara yükseldiği izlendi. Ticaret Bakanlığı’nın bültenine göre, ocak–kasım toplamında ihracat 247 milyar 188 milyon dolar, ithalat 329 milyar 675 milyon dolar düzeyine taşındı. Bu görünüm, şirketlerin büyüme hedefleri kadar süreç yönetimi ve uyum kapasitesini de gündemin merkezine alıyor.

Söz konusu dış ticaret temposu, işletmelerin operasyonlarını daha yalın ve denetlenebilir kılma ihtiyacını belirginleştiriyor. Özellikle bordro, insan kaynakları ve yasal uyum gibi alanlarda hata payını azaltan, veriyle yönetilen modeller daha fazla konuşuluyor. Pozitif Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Murat Ayas bu tabloyu şöyle değerlendirdi: “Dış ticaret hacmindeki artış, şirketlerin aynı anda hem hız hem de kontrol üretmesini gerektiriyor. Bu nedenle bordro ve İK gibi kritik süreçlerde standardizasyon, dijitalleşme ve mevzuat uyumu birlikte ele alınmalı. Veriye dayalı, entegre ve dış kaynakla desteklenen modeller, yönetim ekiplerinin stratejiye odaklanmasını kolaylaştırıyor.”


İK süreçlerinde dijitale yatırım

2022 verileri, Türkiye’de işletmelerin yaklaşık yüzde 60’ının personel ve İK yönetimi için bir yazılım kullandığını, yüzde 40’ının ise süreçleri hâlâ manuel yöntemlerle yürüttüğünü gösteriyor. Özlük işlemlerinde fiziksel evrakla ilerleyen şirket oranının kayda değer seviyede olması, denetlenebilir kayıt ve süreç standardı ihtiyacını artırıyor. Buna karşın eğilimin pozitif olduğu; şirketlerin önemli bir bölümünün İK süreçlerinde dijital çözümlere yatırım yapmak istediği görülüyor. Dijital araçların yaygınlaşması, yalnızca hız değil aynı zamanda veri bütünlüğü ve raporlanabilirlik beklentisini de yükseltiyor. Bu nedenle İK ve bordro yönetimi, tekil görevler toplamı olmaktan çıkıp uçtan uca uyum ve verimlilik alanına dönüşüyor.

Bu dönüşümün en kritik noktasının ‘uyum + otomasyon’ dengesini birlikte kurmak olduğunu belirten Ayas, “Mevzuatın sık güncellendiği yapılarda, doğru kayıt ve doğru süreç tasarımı rekabet avantajına dönüşüyor. İK ve bordro süreçlerinin dijitalleşmesi, sadece hız değil; izlenebilirlik ve karar kalitesini de büyütüyor. Şirketler, manuel takipten entegre platformlara geçtikçe yönetim zamanı stratejik alanlara kayıyor. Bu yaklaşım doğrultusunda Pozitif Güç Şirketler Grubu, bordrolama, insan kaynakları yönetimi, SGK danışmanlığı, mali müşavirlik ile vergi ve iş hukuku danışmanlığını entegre bir çatı altında sunuyor. Grup, Arel Üniversitesi TEKMER iş birliğiyle geliştirilen E-İK360 Entegre İnsan Kaynakları Platformu gibi dijitalleşme odaklı projelerle bu dönüşümü sahaya taşıyor” dedi.


Operasyonel verimlilik öne çıkıyor

Bordro yönetimi, yüksek doğruluk ve sürekli mevzuat takibi gerektirdiği için işletmelerde en fazla zaman tüketen operasyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Araştırma bulguları, şirketlerin yalnızca bir bölümünün bordro işlemlerini kendi bünyesinde yazılımla yönettiğini; geri kalanının ise manuel yöntemlere veya dış kaynak kullanımına yöneldiğini gösteriyor. Outsource modellerinin tercih edilmesinde maliyet avantajı, operasyonel verimlilik ve mevzuat karmaşıklığını uzmanlığa devretme motivasyonu öne çıkıyor. Otomasyon tarafında ise bordro ve zaman yönetimi modülleriyle İK operasyonlarında yüksek oranlı zaman tasarrufu elde edilebildiğine ilişkin bulgular dikkat çekiyor. Entegre İK yazılımlarının operasyonel maliyetleri aşağı çektiği, tekrar eden iş yükünü azaltarak ekiplerin çalışan deneyimi ve yetenek yönetimi gibi alanlara daha fazla zaman ayırmasını sağladığı aktarılıyor. Böylece şirketler hem uyum hem verimlilik tarafında daha ölçülebilir bir yönetim düzenine geçiyor.


“Entegre platform yaklaşımını yaygınlaştıracağız”

Pozitif Güç Şirketler Grubu, Türkiye merkezli çok yönlü bir hizmet ve danışmanlık şirketleri grubu olarak bordro outsource ve 360° entegre hizmet modeliyle konumlanıyor. Grup; bordrolama, İK yönetimi, SGK danışmanlığı, mali müşavirlik ile vergi ve iş hukuku danışmanlığı gibi kritik alanlarda entegre çözümler sunuyor. Bu yaklaşımın geleceğe dönük hedeflerini Murat Ayas şu sözlerle aktardı: “Temel hedefimiz, bordro ve İK süreçlerini tekil hizmetler yerine uçtan uca yönetilebilir bir yapıya kavuşturmak ve bunu veriye dayalı hale getirmek. Önümüzdeki dönemde dijitalleşmeyi derinleştirerek ölçeklenebilir çözümler üretmeye ve işletmelerin yasal uyum yükünü daha öngörülebilir bir modele taşımaya odaklanıyoruz. KOBİ’lerden orta ve büyük ölçekli firmalara uzanan geniş bir müşteri portföyünde, iş ortağı yaklaşımını büyütmeyi öncelikli görüyoruz. Ar-Ge ve teknoloji entegrasyonunu merkeze alarak, entegre platform yaklaşımını daha da yaygınlaştıracağız. Sürdürülebilir ve kontrollü büyüme anlayışıyla, şirketlerin strateji ve büyümeye odaklanmasını sağlayan bir operasyon mimarisi kurmayı sürdüreceğiz.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM