Çarşamba, Aralık 31, 2025

2026, denge ve onarım yılı olacak

İş dünyası, 2026’nın belirsizliklerin son bulduğu ve yapısal reformların hız kazandığı bir yılı olmasını bekliyor

Yeni yılla birlikte iş dünyasının ekonomik beklentileri de şekillenmeye başladı. Zorlu geçen 2025 yılının ardından 2026 yılı için yapısal reformlar ve ekonomik dengelenme daha fazla önem kazandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2026’nın Türkiye için ‘reform yılı’ olacağını ifade etmişti. İzmir’in önde gelen kanaat önderleri ve iş dünyası temsilcileri yayımladıkları yeni yıl mesajlarında 2025 yılını değerlendirirken 2026 için öngörülerini paylaştı. İş dünyası temsilcileri, önümüzdeki yılın belirsizliklerin son bulduğu denge ve onarım yılı olmasını beklediklerini ifade etti. 


İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban:

Geride bıraktığımız yıl, bize hem mutluluk hem de sınavlarla dolu değerli deneyimler sundu. Her yaşanan an ve edinilen tecrübe, bizleri daha güçlü ve bilinçli kıldı; gelecek için umudumuzu ve motivasyonumuzu pekiştirdi. Geride kalan yıl boyunca, kamu kurumlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız ve kıymetli hemşehrilerimizle el ele vererek İzmir’imizin gelişimi, refahı ve huzuru için büyük bir gayret gösterdik. Zamanımızı ve imkânlarımızı en verimli şekilde kullanarak şehrimizin sahip olduğu potansiyeli daha ileriye taşımayı amaçladık.

Köklerini geçmişten alan, yüzünü geleceğe çeviren bu güzel kent; tarihî ve kültürel zenginliğiyle her zaman umudun ve yenilenmenin simgesi oldu. Birlik ve beraberlik ruhuyla, devlet–millet dayanışmasının en güzel örneklerini sergileyen İzmir, yoluna kararlılıkla devam ediyor.

2026 yılında da ekonomi, sosyal yaşam, kültür, eğitim ve sağlık başta olmak üzere her alanda İzmir’imizin yaşam kalitesini yükseltmek için aynı azim ve heyecanla çalışacağız. Hedefimiz, bugünün ihtiyaçlarını gözetirken yarının İzmir’ini inşa etmek; gelecek nesillere huzurlu, güvenli ve umut dolu bir şehir bırakmak. Bu yolda atılan her samimi adım ve ortaya konan her emeğin, ortak geleceğimiz için çok değerli olduğuna inanıyorum.

Yeni yıla girerken dileğimiz açık: Daha çok anlayış, daha güçlü dayanışma, daha fazla iyilik… Zorluklar karşısında yılmayan, umudunu kaybetmeyen ve birbirine omuz veren bir toplum olma iradesini diri tutmak. Çünkü biliyoruz ki yarınlar, bugünden atılan samimi adımlarla şekillenir. Bu duygu ve düşüncelerle; 2026 yılının birlik, dayanışma ve kardeşlik duygularımızı daha da güçlendirdiği, İzmir’imizin her köşesinde huzurun hâkim olduğu bir yıl olmasını diliyor; aziz milletimizin ve kıymetli İzmirli hemşehrilerimin yeni yılını en içten dileklerimle kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay

2025’te ülke genelinde yaşanan ekonomik zorluklara rağmen kararlılıkla yolumuza devam ettiğimizi gösterdik. Altyapıdan ulaşıma, afet yönetiminden çevreye kadar birçok alanda attığımız adımlarla kentimizin bugününü güçlendirirken geleceğini de planladık. 2026 yılında Mürselpaşa Alt Geçidi, Buca Onat Tüneli, Şemikler Taşıt Üst Geçidi ve Dostluk Bulvarı Bağlantı Yolu gibi trafik düğümünü çözecek dev yatırımları hizmete açmayı hedefliyoruz. Buca Metrosu’nun ise tünel kazılarını tamamlayacağız. 

İzmir’de afet yönetimini yalnızca kriz anlarına değil, risklerin azaltıldığı, yaşam kalitesinin yükseltildiği ve doğayla uyumlu bir kent modeli üzerine kuruyoruz. Fay ve zemin araştırmalarıyla beraber yapı envanteri çalışmalarımız da hızla sürüyor. Bilimsel veriye dayalı ve çok disiplinli bir yaklaşımla yeni bir Deprem Master Planı yapmak için iki üniversitemiz ile iş birliği protokolü yaptık. Yine 2026 bütçemizde afet yönetimi ve kentsel planlamaya yönelik faaliyetler için 10,2 milyar TL kaynak ayırdık. İtfaiye altyapımızı güçlendirecek, kentsel dönüşüm projelerimizi hızlandıracağız.

İzmir Körfezi’nde sirkülasyonu sağlayarak denizin temizlenmesinde önemli rol oynayacak dip tarama çalışmalarımız 2026’da da tüm hızıyla devam edecek. 4 milyon ton çamurun taranması ile İzmir’de bugüne kadar yapılmış en büyük tarama gerçekleştirilmiş olacak. 20 mağazaya ulaşan İZMAR, 2026’da kentin farklı noktalarında çoğalmaya devam edecek. 

İzmir 2027’de ilk kez bir Dünya Botanik EXPO’suna ev sahipliği yapacak. EXPO 2027 yalnızca bir fuar değil; şehrimiz için kalıcı bir çevresel miras projesi olacak. İzmir, yeşil ekonominin vitrinine dönüşecek. 2026, bu kapsamda hazırlıklarımızın hızlandığı bir yıl olacak. Smyrna Agorası ve Antik Smyrna Tiyatrosu kazıları için 2027 yılı sonuna kadar toplam 34,5 milyon TL destek sağlayacağız. Sürdürülebilir çevre projelerini yaygınlaştırmayı sürdüreceğiz. Aynı zamanda kültür, sanat ve spor yatırımlarıyla İzmir’i yaşamın her alanında nefes alan bir kent haline getireceğiz.


İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener: 

2025 yılı, küresel ölçekte ekonomi politikalarının yeniden şekillendiği, ülkeler arası rekabetin teknoloji, verimlilik ve tedarik zinciri güvenliği eksenlerinde keskinleştiği bir dönem oldu. Türkiye ekonomisi ise; bu küresel tablo içinde, uygulanmakta olan ekonomik programın ortaya koyduğu politika çerçevesi doğrultusunda bir denge arayışı içinde ilerledi. TCMB rezervlerindeki güçlenme, CDS kredi risk priminin gerilemesi, bütçe disiplinini destekleyen adımlar, cari dengenin finansmanında yaşanan iyileşme ve dezenflasyon sürecinin 2025 yılı ikinci yarıda kademeli olarak güç kazanması yılın olumlu gelişmeleri arasında yer aldı. Bununla birlikte yüksek enflasyon, kredi maliyetlerinin pahalı olması ve sanayideki yavaşlama iş dünyasının karar alma süreçlerini zorlaştırdı. 

2026 yılına girerken, ekonomik programın kararlılıkla uygulanması hâlinde fiyat istikrarının güçlenmesini, üretimde daha dengeli bir görünümün ortaya çıkmasını ve yatırım ortamının daha öngörülebilir bir hâle gelmesini bekliyoruz. Bununla birlikte işletmelerimizin; maliyet yönetimi, risk senaryoları, yeni pazar stratejileri ve teknoloji yatırımlarını içeren çok katmanlı bir planlama süreci yürütmesi gerekecek. Yeşil mutabakat, karbon düzenlemeleri, yapay zekâ temelli üretim sistemleri ve iş süreçlerinde dijital entegrasyon gibi başlıklar, 2026’nın rekabet koşullarını belirleyecek temel unsurlar olacak. 


İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli:

Türkiye için 2025, öngörüldüğü gibi zor bir yıl oldu. Ekonomik büyüme yılı yüzde 3.5-4 gibi tamamlayacak gibi. Bu yıl büyümede iç talebin etkisini net olarak gördük. Sanayide ise reel büyüme oranı çok düşük, ihracatın büyümeye katkısı da maalesef sınırlı. Tarımda ise yaşanan don vakalarının etkisiyle rekor bir küçülme yaşadık.2024, rekabette zorlandığımız bir yıldı ama 2025’te bu zorlanmanın sektörel yayılımının arttığını söyleyebiliriz. Enflasyon düşüyor; ancak bu düşüşün toplum tarafından net olarak hissedildiğine dair bir konsensüs henüz oluşmuş değil. 

Geniş kesimler dezenflasyonu hissetmiyor. İyileşmeye rağmen enflasyon beklentilerindeki durum da bunu çok net gösteriyor. Türkiye’nin biraz daha pahalı bir ülke haline geldiği bir yılı yaşadık. Cari açığın, bir miktar bozulmaya rağmen kontrol edilebilir seviyede kalması, 2025 adına pozitif bir gelişme. Bütçe gerçekleşmeleri, kamunun gider azaltıcı değil, gelir artırıcı bir politika izlediğini gösteriyor. Tabii bu değerlendirmeyi yaparken deprem harcamaları gibi majör bir etkiyi göz ardı etmemek gerekli. Ülke ekonomisindeki büyümeyle tarım sektörü büyümesi arasındaki ilişki, tarım aleyhine giderek açılıyor. Bu yıl tarımın milli gelirden aldığı pay muhtemelen tarihi dip seviyeye gerileyecek. 2026’nın bu anlamda bir onarım yılı olmasını diliyoruz. Türkiye’nin bu sektörü tıpkı savunma sanayii gibi kritik sektör olarak ele alması gerekiyor. 


Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Sibel Zorlu:

Türkiye ekonomisinde 2025’in ana gündemi dezenflasyon süreciydi. Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan politikalar, finansmana erişimi ve yatırım iştahını doğrudan etkiledi. Reel sektör açısından yüksek finansman maliyetleri, artan girdi fiyatları ve talepteki yavaşlama sanayi üretimini sınırlayan temel faktörler olarak öne çıktı

2026 yılının ekonomide gerçek bir dengelenme yılı olmasını bekliyoruz. Enflasyonun yüzde 20 bandının altına gerilemesi ve 2027’de tek haneli rakamlar için güçlü bir zemin oluşturulması en büyük temennimizdir. Ancak şunun altını çizmek gerekir ki; sıkı para politikasının başarısı, disiplinli maliye politikaları ve köklü yapısal reformlarla taçlandırılmadığı sürece kalıcı olamaz. Ayrıca, toplumsal refaha yansımayan ekonomik iyileşmenin eksik kalacağını düşünüyoruz. İstihdam piyasasında geniş tanımlı işsizliği de kapsayan daha bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. İş gücümüzün yeni nesil yetkinliklerle donatılması ve atıl kapasitenin üretime dahil edilmesi, öncelikli stratejimiz olmalı. Toplumun taşıyıcı sütunu olan orta sınıfın refah düzeyinin korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin ekonomik dayanıklılığını artıracak. Tüm bu adımlar, hukukun üstünlüğü ilkesinin sağladığı güven iklimiyle birleştiğinde, 2026 yılı Türkiye için çok daha iyi bir yıl olacak.


Ege Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı:

Türkiye ekonomisi 2025’te sıkı para politikaları, finansmana erişim ve maliyet baskılarıyla mücadele ettiği. Buna karşılık üretim, ihracat ve yapısal reform odaklı bir dönüşüm arayışı güçlendi. 2026’ya ilişkin beklentiler, kurumsal reformlar, verimlilik odaklı yatırımlar ve yeşil–dijital dönüşümün uygulamaya geçmesiyle şekillenecek. Özellikle dört ana yapısal alanda adım atılması gerekiyor. Ar-Ge, nitelikli iş gücü ve üretim modernizasyonu desteklenmeli. Hukuki güven, öngörülebilir regülasyonlar ve piyasa özerkliği yeniden inşa edilmeli. Ekonomik refah yalnızca belli merkezlerde değil ülke geneline yayılmalı. Yeni ekonominin kodları; temiz enerji, veri, teknoloji ve sürdürülebilirlik iş dünyasının ana ajandası olmalı. Cesur reformlar, bilimsel akıl ve uzun vadeli vizyon, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek.

EGİAD, 2025’te odağını NEET gençler meselesine çevirdi. 2026’ya girerken ise odağımızı bir kademe ileri taşıyoruz. İlk raporumuzun başlığı, ‘Yaratıcı Yıkım Sürecinde İzmir – Üçüz Dönüşüm ile İşgücü Piyasasının Yeniden Tasarımı’ olacak. Bu raporla özellikle NEET gençler başta olmak üzere kırılgan grupların üretim süreçlerine yeniden dahil olabilmesi için uygulanabilir bir yol haritası ortaya koyacağız. İkinci raporumuzun başlığı, ‘Bölgesel Ekonomik Güvenlik-Tedarik Zinciri Riskleri ve Dayanıklılık’ olacak. Tüm bu çalışmaları 2026’nın ilk aylarında paylaşmayı hedefliyoruz.


Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç: 

2026’nın enflasyonla mücadelede sonuçların alınacağı bir yıl olacağına inanıyorum. Makroekonomik istikrarın sağlanması için yeni yılda yapısal reformları hayata geçirmeliyiz. Yapısal reformlarla desteklenen bir ekonomi politikası; kısa vadeli kazanımların ötesine geçerek makroekonomik istikrarı kalıcı olarak tesis edecek, üretim kapasitemizi güçlendirecek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşmamız için sağlam bir zemin oluşturacak. Ankara Sanayi Odası olarak 2026 yılında da ikiz dönüşüm başta olmak üzere sanayicilerimizi geleceğe hazırlayan proje ve faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 2026 yılına dair umutlarımız büyük, beklentilerimiz yüksek. 


Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır: 

2025, dünyada iç çatışma ve savaşlardan iklim krizine, ekonomik krizlerden ticari savaşlara kadar insanlığı derinden etkileyen gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu, yansımalarını da ülke ve kent olarak hissettik. 2026 yılında, yapısal reformların hızlandığı, iklim değişikliği ve afet risklerini merkeze alan, su ve enerji verimliliğini artıran, tarımı ve üretimi koruyan, finansmana erişimi kalıcı biçimde güçlendiren politikaların hayata geçirilmesini diliyoruz. 2026’da temel hedefimiz, gelir düzeyinin arttığı, maliyet baskılarının azaldığı, alım gücünün yükseldiği, istihdamın ve yatırımların hız kazandığı, dış ticaret gelirlerinin güçlendiği bir ekonomik ortamın oluşmasına katkı sunmak.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM