Cumartesi, Kasım 22, 2025

Hedef; Türk zeytinini markalaştırmak

İzmir Ticaret Borsası ve Torbalı Belediyesi iş birliğinde düzenlenen ‘2025-2026 Sezonu Zeytin ve Zeytinyağı Açılış Töreni’nde markalaşma sürecinin önemine değinildi

İzmir Ticaret Borsası (İTB) ve Torbalı Belediyesi iş birliğinde düzenlenen ‘2025-2026 Sezonu Zeytin ve Zeytinyağı Açılış Töreni’ Torbalı’da bulunan Metropolis Antik Kenti’nde gerçekleştirildi. Törende 2025-2026 zeytin ve zeytinyağı sezonunun açılışı yapılırken, zeytinde markalaşma sürecinin önemine değinildi. Ayrıca Türk zeytinin dünyada marka olmasının hedeflenmesi gerektiğinin altını çizdi.


“İzmir’in Türkiye zeytinciliğinin en güçlü merkezlerinden”

Törenin açılışında konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Uluslararası Zeytin Konseyi verilerine göre dünya zeytinyağı üretiminin içinde bulunduğumuz sezonda 3 milyon 260 bin ton seviyesinde olması, yani geçen sezona göre yaklaşık yüzde 9 daralması bekleniyor.  Ülkemize baktığımızda ise dünya üzerinde en büyük zeytin varlığına sahip 5 ülkeden biriyiz ve üretimde ilk üçte yer alıyoruz. 2024–2025 sezonunda ülkemizde 3,6 milyon ton zeytin ve 475 bin ton zeytinyağı üretileceği tahmin edilmişti. Ancak 2025–2026 sezonu için yapılan ilk tahminler, ülkede belirgin bir düşüşün olacağına işaret ediyor. 2,45 milyon ton toplam zeytin ve 310 bin ton zeytinyağı üretimi bekleniyor. Bu düşüşte hem iklim değişikliği hem de kuraklık ve aşırı sıcaklıkların etkisi belirleyici oldu” ifadelerini kullandı.

İzmir’in Türkiye zeytinciliğinin en güçlü merkezlerinden biri olmaya devam ettiğini belirten Kestelli, “Torbalı ilçemizde hem verim hem kalite açısından ülkemizin gurur duyduğu bölgeler arasında yer alıyor. 21 milyon zeytin ağacı varlığı ile ilimiz İzmir, ülkemiz toplam ağaç sayısının yüzde 10’nuna sahip.  Torbalı ilçemizde yaklaşık 2 milyon zeytin ağacı ile önemli üretim merkezlerimizden birisi konumunda yer alıyor” dedi. 


“Torbalı’da 70 bin 420 dekarlık zeytin alanımız bulunuyor”

Törende konuşan Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir ise Ege Bölgesi’nin sebze ve meyvesinin yüzde 17’sini üreten bir ilçe olduğunu belirterek, “Torbalı, işlenmemiş elmas gibi kıymetli. İzmir’in önde gelen STK’larıyla birlikte bu elması doğru bir şekilde işleyip Torbalı’yı Türkiye’nin marka kentleri arasına sokacağız. Bugün Torbalı’da 70 bin 420 dekarlık bir zeytin alanımız bulunuyor. Bunun 9 bin 650 dekarı sofralık, 6 bin 770 dekarı ise yağlık zeytin üretimine ayrılmış. İzmir’de yüz ölçümüne göre en çok işlenen arazi olarak kayıtlara geçmiş durumda. Torbalı’da bizim belediye olarak 450 dekar bir zeytinliğimiz var. Bunun yanında bin dekarda sulak arazimiz bulunuyor. Sulak araziyi ekip biçmek günümüz koşullarında çok büyük risk ve belediye olarak da oraya ayıracak oraya konsantre olacak çok da vaktimiz bulunmuyor. Ekonomik çıkmazdan dolayı bin dekarlık sulak arazimizi işlemekte zorlanıyoruz.  Geçen yıl Torbalı Belediyesi olarak bin dönüm domates ekseydik tarlada kalacaktı. Bu nedenle riski hem minimuma indirmek hem de Torbalı’nın zeytin alanında ilerlemesi için belediye olarak kolları sığardık. Bugün marka patentini aldığımız Torbalı Belediyesi’nin ürettiği Metropolis Zeytinyağı’nı tanıtmaktan son derece gururlu ve mutluyum. Bunu çok daha büyüteceğiz” ifadelerini kullandı.

Torbalı Belediyesi olarak geçen yıl 50 ton zeytin topladıklarını ifade eden Demir, “Bu 50 ton zeytinden de yaklaşık 7,5 ton zeytinyağı elde ettik. 2025-2026 yılını ele aldığımızda 250 TL fabrikalara, 300 TL’de perakende olarak zeytincilerimiz ürünlerini satışa çıkarttılar. Baktığımız zaman geçmiş yıla istinaden yüzde yirmi oranında bir artış görüyoruz. Ama enflasyona baktığımız zaman çok daha ileri seviyede bir artış olması gerekiyor” dedi.


“Zeytin ağaçları bizden sonra da var olsun istiyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zafer Levent Yıldır, “Metropolis Antik Kenti’nin tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor. Zeytin deyip geçmeyelim. Bu tarihle birlikte zeytin ve kültürü burada yerleşmiş. Burası zeytin konusunda çok zengin, toprakları çok bereketli topraklar. Onun için insanlar burada yaşamayı tercih ettiler. Torbalı bugünde geçmişte olduğu gibi İzmir’in tarımsal çeşitliliğini temsil eden en canlı merkezlerden biri olarak üretimi, emeği ve bereketiyle ön plana çıkıyor. Bu üretim kültürünün ilerleyişinin en temel şartı zeytinliklerin korunması. Zeytin Yasası’nda madencilik ve enerji yatırımları dikkat çekiyor. Bu nedenle sanki zeytin ağaçlarımız önemsenmiyormuş gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Günümüzde hemen hemen her konuda bazı yeni kavramlar hayatımızda, dolayısıyla bir şeyleri yaparken başka şeylerin var olup olmaması nasıl sağlanacak düşünmek zorundayız. Eğer ihtiyaçları gidermek için doğayı yok ediyorsak onu tahrip ediyorsak bunun üzerine uzun uzun düşünmemiz lazım. O ağaçlar bizden önce de vardı, bizden sonra da var olsunlar istiyoruz. Onları korumanın kendi geleceğimizi ve yaşamımızı korumakla aynı anlama geldiğini düşünüyoruz” dedi.


“Pazar markalaşmaya izin vermiyor”

Zeytin ve zeytinyağı sektöründe son gelişmeleri değerlendirdiği bir konuşma gerçekleştiren İTB Yönetim Kurulu Üyesi Erol Avni Bozkurt ise zeytinin 19 milyon yıllık kutsal bir bitki olduğunu belirtti. Zeytinin 10 yılda anca verim alınabilen bakımı oldukça meşakkatli bir ürün olduğunu ifade eden Bozkurt, “Bu yıl sofralık zeytin fiyatları kalitelerine göre, 30-120 TL arasında değişti. Aşağı yukarı 60 TL ortalama yemeklik zeytin fiyatı çiftçinin satış fiyatı geldi diyebiliriz. İşçilik, gübre ilaç gibi maliyetlere bakıldığında 60 TL yüksek bir fiyat değil. Sanayici ve ihracatçı tarafına baktığımızda dünyanın en yüksek fiyatıyla maliyetiyle aldığı zeytini ihraç etmek zorunda. Buradaki en büyük sıkıntı baskılanmış dolar kuru. Bu dolar kuru normal koşullara erişmedikçe tarımla ilgilenen herkesin sıkıntısı olacak. Maalesef pazar pek markalaşmaya izin vermiyor. Marka olmak çok daha farklı bir şey. İspanyol zeytini, İtalyan zeytini dediğimizde bu bir markadır. Bizim ülke olarak hedeflememiz gereken şey Türk zeytinini marka haline getirmek” diye konuştu.


“Markalaşmak bir hikaye anlatmak demek”

Hiç Urla Kurucusu Duygu Özerson Elakdar da zeytinyağında markalaşma sürecine ilişkin, “Zeytinin markalaşması konusu çok önemli ve dikkatle ele alınması gereken bir konu. Markalaşmak bir hikaye anlatmak demek. Konu zeytinyağı olduğunda bende gördüm ki hepimiz çok iyi bildiğimizi düşünüyoruz. Ama bu bilgilerin birçoğu yanlış. Özellikle zeytinyağının işlenmesi ve tadımına dair konular. Çünkü zeytinyağı geleneksel tarihimize dokunan bizim tarihimizin birebir unsuru olsa da aslında teknolojik ve bilimsel bir süper gıda. Dolayısıyla dünyada her gün yeni bir araştırma yapılıyor ve zeytinyağıyla ilgili yeni bir şey öğreniyoruz. Statik ve eski bilgilerimize dayanarak kurabileceğimiz bir bilgi donanımımız yok. Buna asla güvenmemeli ve sürekli kendimizi geliştirmeliyiz” ifadelerinde bulundu.


“Lisanslı depoculuğa geçişi hızlandırmalıyız”

Sektörün gelişme potansiyeli ne kadar yüksekse, çözüm bekleyen yapısal meselelerin de bir o kadar fazla olduğunu belirten İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Tağşiş ve merdiven altı üretim hem tüketici sağlığını hem de dürüst üreticiyi zedelemeye maalesef devam ediyor. Depolama altyapısının yetersizliği kalite kaybına ve ekonomik zarara neden oluyor. Bu noktada lisanslı depoculuğa geçişi hızlandırmamız gerekiyor. Malum kronikleşen sorunumuz olan artan maliyetler ve finansmana erişim zorlukları rekabet gücümüzü sınırlıyor.  Markalı ihracat oranının düşük kalması ise dünya pazarında gerçek potansiyelimize ulaşmamızı engelliyor. Artık biliyoruz ki iklim değişikliği verimi ve kaliteyi tehdit eden en kritik unsur. Bunun için kültürel uygulamalar ve adaptasyon modelleri geliştirilmeli ve desteklenmeli. Sürdürülebilirlik, teknoloji, kalite ve markalaşma merkezli bir dönüşümü hep birlikte gerçekleştirmeliyiz” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM