Cumartesi, Eylül 21, 2024

TBMM, 6326 ve Çağı Yakalama Masalı

6326 sayılı yasada yapılan değişiklik turizmde çağı yakalamamızı sağlayacakmış. Bunun kuyruklu bir uydurma olduğunu biz rehberler biliyoruz. Ancak TBMM’de tasarıda değişiklik yapılması lehinde görüş bildiren muhalefet milletvekilleri de genelde bunu anlamışlardı. Hatta hatipler -benim her görüşmemde belirttiğim gibi- kanun değişikliğinin kanunda eksik kalmış ya da beklenen neticeyi vermemiş kısımlar ile ilgili olması gerektiğini belirttiler. Kimi hatip halktan rehberler hakkında bir şikâyet mi aldınız da otobüste rehber olmamasını istiyorsunuz diye sordu. İstatistiki bilgi istemişti vekil. Böylelikle 11.ci madde geri çekildiğinde ne toplu bir şikâyet ne de istatistiki bilgi olduğu net biçimde ortaya çıktı. Bir milletvekili de iktidara dil öğretmede başarılı olamadığını bu tasarıyla kabul etmiş olduğunu söyledi.

Söz alan CHP’li bir hatip de turizmde, hepimizin hemfikir olduğu gibi turizmin dinamik bir alan olduğunu kabul ile yasada değişiklik teklifinin mümkün olduğunu belirtip şerh düşerek bunun 6326’yı daha iyiye taşımak anlamına gelmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Burada yeri gelmişken değişiklik tasarısı aleyhine söz alan tüm milletvekillerine ve İzmirli turizmci olan milletvekilimiz Sayın Seda Kaya Ösen’e- hemşeriliğimizden dolayı özel olarak- bizi savundukları için meslektaşlarım adına teşekkür ederim.

Ben bütün bu konuşmalar dâhilinde çok temel bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Konuya özellikle değinmemin nedeni bir delege olarak bu konuyu gerek bağlı olduğum oda olan İZRO’da yapılan delege resmi toplantısında, gerekse TUREB’in delegeleri davet ettiği uzaktan toplantıda belirtmiş olmam. Bu konu meslek olarak kabul edildiği belirtilen rehberliğin, aktif olarak çalışan rehberin diğer iş kollarında çalışan kişilerin kavuştuğu emeklilik hakkına kendi alanında serbest çalışarak kavuşamaması gerçeğidir.

Oysa TBMM’nin dünkü oturumu bize söz alan hatiplerin 6326’daki değişikliğe atıftan sonra başka konulara geçtiklerini gösterdi. Sosyal medyada bunu yadırgayan meslektaşlarımız oldu. Hatipler sayemizde konuşup derdini anlatma imkânı bulmuş oldu.

Çalışma koşullarının farklılığı göz önüne alındığında rehberlerin nasıl emekli olacakları gibi haklı bir konu hiçbir şekilde gündeme taşınmamış oldu. Turizm firmasında çalışan meslektaşlarımızın bir bordrolu çalışan olarak emeklilik koşulları SGK’ya dâhil olmalarıyla belli iken büyük çoğunluğun günlük sigortalılıkla hayatını kazandığı ve ülkemizde turizmin sınırlı sayıda güne yayıldığı düşünüldüğünde, bu kesim için emekliliğin bir hayal olduğu anlaşılacaktır. Ayrıca hafta sonu tatili, bayram ve hatta gece seyahatleri farkı gözetmeksizin rehberler günün önemli bir bölümünü turu yaptıkları araç içinde geçirmekte ve bu nedenle de kaza riskiyle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Büyük bir ihtimalle bizi TBMM’de canla başla savunanlar da bu ayrıntıları bilmiyorlardı ya da sorunlarımızı onlara aktaranlar tarafından kendilerine hatırlatılmamıştı. Netice olarak olası misyonerlik faaliyetlerinden tutun, yabancı güçlere kadar çok şey konuşuldu ve otobüsten inmemizin doğru olmadığı birilerinin aklına geldi. Bunu şimdilik geri çektiler ama kuşkusuz başka yollar denemek isteyenler olacaktır. Ancak bu mesleği idame ettirecek gençlerin sorununun bırakın çözümünü, farkındalığının yaratılması da bir başka bahara kalmıştır.

Benim bu süreçten çıkardığım sonuç sosyal medyanın gücünün abartılmış olmasıdır. Bu konuyu da #(hashtag) ile sorun çözülmez diyerek anlatmaya çalıştım. Bunu savaş stratejilerindeki hava harekâtına benzetiyorum. Haklılığımızın sesini duyurmak için sosyal medyayı kullanmak elzem ancak savaşı kazandırmıyor. Umarım bu konuda kimse aksini düşünmüyordur. Konuya değindim çünkü meslektaşlarımız arasında birbirini X (eski twitter) kullanımı yüzünden boş yere suçlayanlar oldu.

Bundan sonrası için ne yapmamız gerektiği konusunda her halde TUREB yönetimi çabuk ama acele etmeden bir karar verecektir. Ancak yasa değişikliğinin aynı zamanda yönetmeliği ve birçok başka hususu ilgilendirdiğini aklımızdan hiç çıkarmayalım.

Not: Mevzumuzla ilgili olarak atılacak adımları soranlara “Rehberlerin arasında aynı zamanda acentacılar var, bu nedenle açıklayamıyoruz.” sözünün tatmin edici olmadığı gibi hoş da olmadığını eklemek isterim. Bu sözü temellendirme mecburiyeti vardır.

Nihat Nebil Altınel

Diğer Yazarlar