Cumartesi, Eylül 21, 2024

En Yalın Haliyle Strateji ve Sistem

Stratejiyi yöntemler bütünü diye tanımlayabiliriz. Diğer bir tanımlama ile hedefe yönelmiş planlı eylemler birlikteliği de diyebiliriz. Herhangi bir stratejinin başarılı olabilmesi amaçlar ile araçların uyumlu olmasına bağlıdır. Seçtiğiniz araçların tüm yönleriyle belirlediğiniz amaca ulaşabilmek için uygun olması gerekmektedir. Yahut elinizdeki araçların niteliklerine göre bir amaç belirlemeniz temel bir kuraldır.

Sistemi ise düzenli bir biçimde birbiri ile etkileşim içinde olan, birbirine bağlı birimlerden ve değişik bölümlerden oluşan, genel bir plana göre kurulan ve belirli bir sonuca ulaşmak için amaca yönelmiş bir bütün olarak ifade edebiliriz.

Bu iki tanım bize sistemin, strateji şemsiyesi içinde yer alan ve amaca ulaşmak için gerekli olan bir araç olduğunu ifade ediyor. Yani özetle; sistemler, amaç değil bir araçtır. Dolayısıyla araçlar, amaçların hizmetçileridir. Stratejiler ise amaca ulaşmak için gerekli olan tüm araçların bir bakıma organize edilme biçimidir. Bu haliyle stratejiler, amaca, sistemler ise daha alt kümede yer alan hedeflere ulaşmaya çalışırlar. İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarından yola çıkarak bir örnek vermek gerekirse; yüksekte çalışma iş izni sistemi bir araç, yüksekte çalışma yapan çalışanların sağlıklarının korunması ise amaçtır. Bu amaca tek bir sistem ile ulaşılması mümkün olmayacağı için eğitim gibi diğer üst ve alt sistemlerin varlığına da ihtiyaç duyulacaktır; ihtiyaç duyulan ve devreye alınan tüm bu sistemlerin belirlenen amaca yönelik organize edilmesi ve yürütülmesi ise stratejidir. Diğer bir tanımla, strateji, amaca ulaşmak için izlenecek olan yoldur.

Elimizde olan diğer bir unsur ise mevzuattır. Mevzuat da yalnızca yapılması istenenlerin belirlendiği ve bununla ilgili ana koordinatları içeren bir kurallar manzumesidir. Böyle olmasına karşın İSG alanında mevzuat; aynı anda hem amaç, hem, strateji, hem hedef, hem sistem, yani hem amaç hem de araçmış gibi bir kabul ile ele alınıyor. Mevzuatın böyle tanımladığımızda nasıl konumlandırmamız gerektiği de ortaya çıkmaktadır. Mevzuat, kurallar içeren bir manzume ise şayet öyleyse mevzuata, ana amacımıza ulaşmak için kümelenmiş alt hedefler topluluğu, yani kısaca hedeftir diyebiliriz. Mevzuat hedef ise şayet öyleyse bizim bir amaca, bu amacı ulaşmak için yöntemlere, yani bir stratejiye ve belirlenen her hedef için bir sisteme ihtiyacımız olacaktır. Böyle ele alındığına denklem bu kadar basit aslında. “Bilim tanımla başlar” sözü bizi burada doğrulamaya yarıyor. Doğru tanımlamayı yaparsanız her unsuru yerli yerine koyma imkanına sahip olur ve eksikleri görmüş olursunuz. Bu denklemde yer alan ve hedef niteliği taşıyan mevzuatı amaç gibi kullanamayız, strateji olmadan amaca ulaşamayız ve sistem olmadan süreci işletemeyiz. Çoğunlukla yapılan hata ise mevzuatın bir amaç kabul edilip, stratejisiz ve sistemsiz şekilde uygulanmaya çalışılmasıdır. Mevzuat, amaç değil, hedef, strateji değil, ideal, sistem değil sonuçtur.

Bu bilgi bize, İSG’nin uygulanabilmesi için her işletmenin, oluşumun kendi yapısına ve niteliğine göre bir amaç, içinde mevzuatın da yer aldığı geniş çapta hedefler, bu amaca ulaşmak için bir strateji ve hedeflere ulaşmak için sistemler belirlemesi ve oluşturması gerektiğini söylemektedir. Bu denklemin, konuyla ilgili devlet kademelerinden başlayarak akademi, iş dünyası ve uygulama dörtlüsü tarafından her merciin kendi yetki ve sorumlulukları nispetinde ele alınması ve bu denklemde yer alan her hususun irdelenip sağlıklı bir işleyişi sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Devlet organları üst bir amaç belirlemez, ulaşılabilir açık hedefler oluşturmaz ve konunun aşağı sağlıklı inmesini sağlayacak sistemler kurmaz; akademiler amaç ile aracı ayırmaz, stratejik düşünme ve sistemsel yaklaşım kazandırmaz; işletmeler hedefleri amaç sanıp süreçleri mekanikleştirir ve uygulayıcılar hedefleri sistemin kendisi kabul edip işletmelere böyle telkin ederse bugünkü kötü manzaranın ortaya çıkması için gerekli tüm yapı taşları tamamlanmış olur.

Bu denklemin varlığından haberdar olmak farkındalık noktasında önemli bir adımdır. Bu denkleme göre düzenleme ve uygulama yapmak çok daha büyük bir adımdır. Bu denklemin yaygınlaşmasını sağlayarak total bir iyileşme ve gelişme sürecine girmek ise devrim niteliğindedir.

Murat Çağlar

Diğer Yazarlar