Cuma, Eylül 20, 2024

Hangisi, yoksa ikisi mi?

İstanbul’da Kent Lokantaları var. Sayısı gittikçe artırılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruyor ve işletiyor. İstanbullular Kent Lokantası’na gidiyor, 40 TL’ye yemek yiyorlar. ‘Karnını doyurmuyorlar’ üstelik, hesaplanmış kalori ile besleniyorlar. Dört çeşit yemek, yanında ekmek ve su… 

Gıdaya erişimin gerek pandeminin gerekse son iki yıldaki hiper enflasyonun yıkıcı etkisiyle gittikçe zorlaştığı günümüzde Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’daki Kent Lokantası uygulaması çok kıymetli. Tabiî ki yoksulluğu yönetmek değil, yenmek, refahı yaymak gerekiyor. Ancak bunu gerçekleştirene kadar da kent yoksulluğuna çare de üretmek gerekiyor. Bu bağlamda Kent Lokantaları çok işlevsel. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi ise ağır ekonomik koşullarda maalesef kent yoksulu kategorisine düşen üniversite öğrencilerine okul önlerinde gezici ekipmanla yemek veriyor. Bu da kıymetli. Özellikle kent dışından gelip İzmir’de eğitim gören öğrenciler için altın değerinde. Okulda ve yurtlarda verilen yemek besleyici ve doyurucu değil çünkü. 

Bu noktada İzmir Büyükşehir’in geçen dönem kurduğu İzmirli Kahve zincirinden söz etmek isterim.  Buradaki kahveler 50-75 TL arasında. İzmirlilerin bu fiyata “take away” kahve alabileceği sayısız kahve zinciri varken İzmirli Kahve zincirini doğrusu yadırgıyorum. Acaba diyorum, gittikçe pompalanan modaya mı uyuyoruz? Belediye işletmesinin sunduğu pahalı yeni tür kahveler çok mu zorunlu bir gereksinim?

Oysa, açılan bu İzmirli Kahve büfeleri pekala hızlı yemek servisi yapılan ayaküstü yemek büfelerine dönüştürülebilir. Örneğin adı da “İzmirli Lokanta” ya da “Halkın Lokantası” olabilir. Burada dört çeşit olmasa da hergün iki çeşit yemek, yanında küçük bir tatlı veya meyve sunulabilir, fiyatı da 35 TL yapılabilir. Üretimi de Grand Plaza A.Ş. yapabilir.  Aşırı talep olabileceği de öngörülerek bu yemek için engelli, 70 yaş üzeri yurttaşlar ve 25 yaş altındaki devamlılık gerektiren okullarda okuyan üniversite öğrencilerine öncelik verilebilir kuyrukta. 

Bu arada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın ekmeğin fiyatını 5 TL’ye çekmesi yerinde ve anlamlı. Keza sudaki indirim de yerinde. Belediye sübvansiyon yapacaksa ekmek, su ve ulaşımda yapmalı zaten öncelikle. Ekmekle ilgili şu da yapılabilir belki; fırınlarla anlaşma yapılarak üretim artırılabilir ve ekmek satış büfelerinin sayısı yoksul semtlerde, yoğun emeklisi olan muhitlerde çoğaltılabilir. 

İzmirliler tartışarak belediyeye yol gösterebilir; 35 TL’ye hızlı yemek yenecek İzmirli Lokantası veya Halkın Lokantası mı, 50-75 TL’ye İzmirli Kahve mi? Yoksa her ikisi mi? 

Muzaffer Ayhan Kara

Diğer Yazarlar