Cumartesi, Eylül 21, 2024

“Yeşil Finansman için yatırım ve kalkınma bankası kurulsun”

Hidroelektrik 32 bin MW kurulu güçle Türkiye’de yenilenebilir enerjinin lideri konumunda…


SEDA GÖK

Hidroelektrik Santralları Sanayi İş İnsanları Derneği (HESİAD) Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, sektörde uzmanlaşmış ‘Yeşil Finansman Bankası’, ‘Yeşil Banka’ veya ‘Yeşil Enerji Bankası’ adında bir yatırım ve kalkınma bankasının kurulmasını önerdiklerini söyledi. Güven, “Bu sayede 2053 net sıfır emisyon ve tam bağımsız enerji sektörü hedefine ulaşmak için hem kredi hem de danışmanlık desteği sağlayacak bir banka kurularak yenilenebilir enerji sektörüne uygun finansmanı yurtdışı kaynaklardan ülkemize çekilmesi daha kolay ve cazip olacak. Bu tip bankaların yurtdışından topladıkları kaynağı iyi etüt edilmiş yenilenebilir enerji projelerine aktarabileceği bir yapı kurulabileceği de bir diğer görüşümüz. Bu uygulamalar, ülkemizin yenilenebilir enerji üretimine katma değer sağlayacak bir durum olacak” diye konuştu.

Hidroelektrik Santralları Sanayi İş İnsanları Derneği (HESİAD) Başkanı Elvan Tuğsuz Güven ve yönetim kurulu üyeleri, enerji editörleriyle bir araya geldi.Toplantıda konuşan HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, “Yıllık enerji üretim potansiyelimiz ise 66,980 Gigawatt (GWh). Bu rakamlarla Türkiye yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağı olan hidroelektrik enerji ile sera gazı emisyonlarına neden olmadan elektrik üretiminde Avrupa’da 2., dünyada ise hidrolik kaynaklar bakımından 9. sırada” dedi.

Günümüzde yenilenebilir enerji sektöründeki en büyük sorununun finansman olduğunu vurgulayan Güven, “Piyasa koşulları gereği uygun kaynak yurtdışından uzun vadeli ECA kredileri ve ticari krediler getiriliyor. Bunun en için de en önemli konu mevzuatsal ve serbest piyasa şartlarındaki öngörülebilirlik! HESİAD yönetim kurulu olarak bunun yenilenebilir enerji sektörü genelinde ve finansmanı sağlayacak olan bankalar düzeyinde de teşvik edilmesi gerektiğini; bankaların bilançolarındaki yeşil kredi oranını belirli seviyenin üzerine çıkararak bankayı mali açıdan ödüllendirecek yasal mekanizmaların uygulamaya konabileceğini (daha düşük kredi karşılığı, munzam karşılık vs.) ve yurtdışından uzun vadeli proje kredileri teminine yönelik banka teminat mektuplarının maliyetini düşürmek için yasal düzenlemeler yapılabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Piyasa fiyatlarına müdahalelerde, arz ile talebin buluştuğu noktada oluşması gereken fiyatlara müdahale edildiğinde, serbest piyasanın öngörülebilirliği ve şeffaflık ilkesinin olumsuz etkilendiğini belirten Güven, Azami Uzlaştırma Fiyatı (AUF) gibi uygulamaların getirilmesinin güvensiz bir piyasa ortamı yarattığını söyledi. Güven, “Ayrıca geçmiş dönemde yürürlüğe konan ve maalesef hala yönetmelikte yer alan AUF uygulaması var iken nehir tipi santralların bahar aylarında sıfır fiyata çalışmalarını engelleyecek AUF uygulamasının getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda bir düzenleme yapılmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Zira nehir tipi santralleri üretimlerinin yüzde 70’ini bahar aylarında yaparken fiyatlar AUF uygulaması olmadığı için çoğu saatler işletme ve bakım maliyetlerinin altında sıfır fiyat karşılığını üretim yapılmak zorunda kalınıyor. Birçok santralde üretim yapmadan kapak açmak zorunda kalınıyor ki bu da enerji üretiminde kullanılması gereken kıymetli suyu gereği gibi kullanılmamasına yol açıyor” diye konuştu.


Depolama gündem maddesi

Enerji verimliliği ve depolama konusunda önemli bir gündem maddesi olduğunu ifade eden Güven, “HES’ler uluslararası enerji verimliliği kapsamındaki verimlilik planını en iyi tamamlayan konulardan biri. Bu alanda hem yatırımların hem verimlilik oranlarının artmasını elzem görüyoruz. Altyapısı hazır, hızlı devreye girecek olan, verimliliği ve depolamayı da odağına alan yatırımların önünün açılmasını ülkemiz adına çok önemsiyoruz” dedi.


Kısıtlama vurgusu…

HES’lerin GES hibrit santralleri yatırımlarında çeşitli kısıtlar ile karşılaştıklarını anlatan Güven, “En önemli sorun TEİAŞ’ın HES’lere ilave hibrit GES kurmaları için yeterli kapasite tahsisinde bulunamıyor olması. Diğer taraftan enerji sektörü dışı yatırımcılara lisanssız bağlantı kapasiteleri tahsis edilirken, alt yapısı hazır arazide GES kurmak için kapasitesi, enerji nakil hattı hazır lisanslı yatırımcılara yeterli kapasite verilmiyor. Ayrıca lisanssızlarda aynı bağlantı bölgesi bile aranmazken HES’lere komşu parsellerde GES yatırımı için de bağlantı izni verilmiyor” dedi.

“Su’yu nasıl daha iyi yönetiriz?” başlığı altında görüşlerini ana hatlarıyla aktaran Güven, “Türkiye, hidroelektrik enerji potansiyeli bakımından zengin bir ülke olmasına rağmen, son dönemde iklim değişikliği ve kuraklık gibi faktörler su rejimini ve su yönetimini etkiliyor ve hidroelektrik santrallerin işleyişinde çeşitli zorluklara neden oluyor. Ancak hidroelektrik enerji üretimi, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir role sahip ve ülkemizin karbon emisyon hedeflerine kayda değer katkılar sağlıyor. Türkiye’nin coğrafi yapısı, birçok nehir ve su kaynağını barındırıyor, bu da ülkeyi hidroelektrik enerji üretimi için uygun hale getiriyor. Ancak, iklim değişikliği nedeniyle su rejimindeki belirsizlikler ve kuraklık riski, hidroelektrik santrallerin işleyişini ve verimliliğini etkiliyor. Bu durum, su yönetimi politikalarının ve sürdürülebilir su kullanımının, mevcut iklim şartları, insan / hayvan popülasyonu ve ayrıca tarım yönetimi açılarından doğru su planlanmasının önemini giderek artırıyor. Bunun önemini Ulusal Verimlilik Planı’nda da görüyoruz” dedi.

Hidroelektrik enerji üretiminin Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesinde önemli bir rol oynayabileceğini anlatan Güven, “Yenilenebilir bir kaynak olan hidroelektrik enerji, karbonsuz elektrik üretimine katkı sağlayarak, Türkiye’nin karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine destek olan kaynaklar arasında yer alıyor. Ayrıca, planlı ve koordineli hidroelektrik enerji, diğer fosil yakıt kaynaklarının kullanımını azaltarak, enerji sektöründe çevresel sürdürülebilirliği destekleyen faktörlerden biri. Bu bizim için önemli bir konu, şöyle ki; HES’lerle doğru şekilde uyumlanabilecek hibrit uygulamalar sayesinde ülkece yenilenebilir enerji gücümüz artırılabilir. Bu bağlamda ulusal enerji verimliliğine de katkı sunacak, hali hazırda kamulaştırması, enerji nakil hatları, trafo bağlantıları, alt yapısı tamamlanmış, yetişmiş kadroya sahip hidro elektrik santrallerinde, yaz aylarında global ısınma ile olumsuz etkilenen üretimlerini ve düşen hidro üretim kapasitelerini GES’ten telafi etmek için aynı bağlantı bölgesinde olmak kaydıyla GES yatırımı yapılmasının önünün açılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun önü açıldığında HES’lerin tam anlamıyla yerli ve milli kaynaklardan, çevreci depolamalı santraller olarak üretim yapabilmesi sağlanacak” değerlendirmesinde bulundu.

3-4 Aralık 2024 tarihleri arasında Ankara Divan Otel’de Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi düzenleyeceğiz. Bu zirveyi ilk kez düzenleyeceğiz ve iki gün boyunca hidroelektrikle ilgili her bir konu başlığını hem ülkemizden hem de uluslararası alandan kamu ve özel sektör uzmanlarıyla, sektörün öne çıkan tedarikçi ve paydaşlarıyla birlikte tüm detaylarıyla ele alacağız.
KAYNAKHESİAD
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM