Cuma, Eylül 20, 2024

Türk Çiftçisinin Üretkenlik Sorunu

Dünya tarımında en önde gelen konulardan biri de çiftçilerin yaşıdır. Genç çiftçilerin tarımdan uzaklaşması karşısında hükümetler değişik yöntem arayışına başlamışlardır. Bu arada Almanya’da özel projeler, genç çiftçileri tarımsal üretimde tutmak üzere potansiyel adayların eş bulabilmeleri için çevrimiçi çöpçatanlık platformları dahi oluşturmuştur. Bazı ülke basınında yer alan “Dünyada Çiftçiler Tükeniyor mu?” veya “Yaşlanma krizi çiftçiliği tehdit ediyor” gibi haber başlıkları boşuna değildir.

Çiftçilerin intihar olayları ise bir başka konu. Gelecek kaygısı, yaşı ilerlemiş çiftçilerin dijitalleşmenin getirdiği yeniliklere ayak uydurmada yaşadığı zorluklar ve bürokratik işlemler gibi nedenler çiftçilerin intihar olaylarında rol oynayan faktörler olarak dile getiriliyor. Uzmanlar son 10 yılda çiftçiler arasındaki intihar olayları ile teknolojinin hızla artması arasında doğru orantı olduğuna dikkat çekiyor. Nitekim çiftçiler arasında intihar oranı sadece İsviçre’de değil diğer ülkelerde de artıyor. Fransa’da yapılan bir araştırma her iki günde bir Fransız çiftçinin intihar ettiğini ortaya koymuştu. İsviçre’de tek bir yılda (2015) toplamda bin 73 çiftçi intihar etmişti!

Türkiye’de de kırsalda yaşayan nüfusun azalmasının ve ortalama çiftçi yaşının yükselmesinin tarımsal üretimi nasıl etkileyeceği konusunda ciddi endişeler var. Kırsalda nüfusun azalmasında daha doğrusu çiftçi nüfusunun yaşlanmasında birçok neden var. Gelişen sosyal yaşamda, genç kızların bir çiftçi eşi olarak hayatını sürdürmek istememesi gibi ciddi bir noktaya gelinmiştir. O nedenle gençlerin kentlere göçü sanki kaçınılmaz görünüyor.

Bir çiftçinin işlediği arazi miktarı Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama 165, İngiltere’de 860, Amerika’da ise 1800 dekardır[1]. Türkiye’de bir çiftçinin sahibi olduğu arazi ise ortalama 70 dekar olarak tahmin edilmektedir. Aslında ülkemizde çiftçi sayısı, oransal olarak birçok ülkeden fazla olup, arazilerimiz miras nedeniyle sürekli paylaşılarak bölünmektedir. Çiftçi başına, toplam 70 dekar arazi, miras yoluyla örneğin 6 parsele bölünüyor. Yani batıdaki dijital tarıma uygun büyüklükte olmaktan çok uzak.

Avrupa’nın tarım arazilerinin yarısından fazlası 55 yaş üstü çiftçiler tarafından ve yaklaşık üçte biri 65 yaş üstü çiftçiler tarafından yönetiliyor. Buna karşılık, toplam arazi alanının sadece %6 sı 35 yaş altı çiftçiler tarafından yönetiliyor. Çiftçilerin yaş ortalamasına bir göz atacak olursak, İngiltere’de 59 ve Japonya’da dünyanın en fazla yaşı olarak 67’yi görürüz.

Maalesef serbest dünya pazarında, artan ve tahminlenemeyen girdi maliyetleri ile ürün fiyatlarının dengesi kolay kurulamıyor. Bu nedenle çiftçinin gelir garantisi yok. İşte tarımdan kopmalar, kaçmaların ana nedeni bunlardır. Ayrıca sosyal açıdan bakıldığında hangi birey, hafta sonu veya genelde tatil yapamadığı mesleği seçmek ister.

Çiftçi sayısındaki düşüşün ülke ekonomisi için ilginç bir tarafı vardır. %1,4 çiftçi oranı ile tarımsal üretimini sağlayan bir ülke ile %18,4 oranı ile aynı üretimi sağlayan ülkeyi karşılaştırdığımızda, ikinci ülkenin %17’lik bir çiftçi nüfusu fazlalığı var olmaktadır. Çizelgede tarımda çalışan sayısı Türkiye’de 5,4 milyon, ABD’de 2,1 olarak izlenmektedir. Bu sayılara bakarak diyebiliriz ki bir Türk çiftçisi beş vatandaşını, bir ABD çiftçisi 159 vatandaşını doyuracak üretim yapmaktadır.

Birçok devlet sürdürülebilir tarımsal üretim için yeni uygulamalara gitmişlerdir. Çiftçiyi üretimde tutmak ve yaşlanan çiftçilerin yerine geçebilecek genç adayları devreye sokabilmek için değişik biçimlerde devlet destekleri devreye sokulmuştur. Örneğin AB’de de 41 yaş altı üreticiler için hektar başına 50 €’luk bir meblağın dışında, daha birçok sübvansiyon kaynağı yaratılmış. Yunanistan’da söz konusu amaç için 420 milyon € ayrılmışken, Slovakya hükümeti genç çiftçi adaylarına başlangıç sermayesi olarak 50.000 € sağlamaktadır.

Batı ülkeleri akıllı tarım veya dijital tarıma[2] çoktan geçti. ABD, Almanya, Brezilya gibi ülkeler, üzerinde verim ölçümü yapan sensörleri olan biçerdöverleri tahıl ve şekerpancarı hasadında kullanılmaktadır. ABD’de işletmelerin %25’e yakını uydu verilerini kullanmaktadır. Verim takibi ABD gibi gelişmiş birçok tarım ülkesinde %80’lere varan oranlardadır. Almanya’da hassas tarım uygulamalarının kullanım oranı %20’lerdedir. Avrupa’da yapılan pilot çalışmalarda; bitkisel üretim süreçlerinde, çiftlikte kullanılan makinelerin birbirleriyle bağlantılı olması ve haberleşmesi sonucu hasılatta %5 ve verimde %20 artış, yakıt tüketiminde %20 azalma gözlemlenmektedir. Patates üretiminde, pestisit kullanımında %15 azalma, su kullanımında    %25 azalma ve toplam girdilerde %19 azalma beklenirken üretimdeki toplam karlılıkta %21 artış beklenmektedir.

Dijital tarıma geçmek Ar-Ge ile sağlanabilir. Türkiye OECD ülkeleri içerisinde Ar-Ge’nin GSYH’ya oranındaki payı en düşük değere sahip ülkelerden biridir. Sektörel bazda da tarım sektörü, diğer sektörlere göre daha düşük Ar-Ge payına sahiptir. Türkiye’nin GSYH içinde Ar-Ge’ye ayırdığı halen %1’in altındadır. 2015 yılında Türkiye’de tüm Ar-Ge faaliyetlerine yapılan yatırım 20,84 milyar TL iken tarımsal Ar-Ge harcaması 0,78 milyar TL ve gıda Ar-Ge harcaması 0,12 milyar TL olarak gerçeklemiştir.

Yalnızca OECD ülkelerinde tarıma verilen yıllık destek 350 milyar ABD dolarını aşmaktadır. Yıllar içinde azalan bir seyir izlemekle birlikte halen AB bütçesinin yarıya yakını tarımsal desteklere ayrılmaktadır. 

Ülkemiz tarımının sürdürülebilirliği, kırsalda yaşam şansı görmeyen potansiyel çiftçi adaylarını üretimde tutabilmek için bir şeyler yapmak durumundayız. O nedenle, yukarıdaki örnekler doğrultusunda amaca yönelik politikalar geliştirmek zorundayız. Tarımımızın geleceği için bütün imkanları seferber etmeliyiz. Bu konuda göçle büyük şehirlerde toplanan vatandaşların oluşturduğu hemşeri derneklerinin kapılarını çalmakta da yarar olsa gerek.


Acaba gelecekte çiftçiye gerek kalmayacak mı?
Lütfen izleyiniz!!!: https://www.facebook.com/share/v/UFmG7oS5tm2sfwNs/?mibextid=CTbP7E


[1] https://imecemobil.com.tr/tarim-ekonomisi/arazi-buyuklugu-ne-kadar-olmalidir/
[2] https://nazimiacikgoz.wordpress.com/2023/05/22/dijital-tarim-nedir

Nazimi Açıkgöz

Diğer Yazarlar