Çarşamba, Ekim 23, 2024

Algoritma ile tröst yasasını atlamak

Geçtiğimiz günlerde youtube’da videoları izlerken More Perfect Union adlı bir yayına rastladım. Anlatılan konu, ABD’de otel fiyatlarının yüksekliği ve fiyatların birbirine çok yakın olması nedeniyle New Jersey Atlantic City otellerinde Adalet bakanlığının anti tröst yasasına karşı gelmekten bu otellere açmış olduğu dava ile ilgili idi.

İlginç olan şey, bu oteller hiç bir zaman birbirleriyle temas etmemiş ve toplantı yapıp fiyat belirleme gibi bir girişimde bulunmamış olmaları idi. Adalet Bakanlığının açtığı dava, bu otellerin hepsinin “Cendyn” adlı bir yazılım kullanmalarından kaynaklanıyordu. Bakanlığın iddiası, Cendyn yazılımına tüm otellerin bilgilerini yüklemeleri ve bölgedeki otellerin kârlılık ve operasyonel yönetim için bu yazılımın algoritmasının önerilerini uygulamalarının yasaya aykırı olduğunu iddia etmesiydi.

Algoritmanın en önemli özelliği bölgedeki otellere uygulamalarının kârlılığı arttırıcı fiyat eşiğini önermesi idi. 2017 – 2022 tarihleri arasındaki dönem ile ilgili bakanlığın yaptığı araştırmada, otel fiyatlarının %65 oranında artmış olması, daha da önemlisi, eskiden düşük fiyat teklif eden otellerin de artık ortada gözükmemesi ve tüketicinin yüksek fiyat ödemek zorunda kalmış olması idi.

Oteller ve bu yazılım şirketi müdafaalarında hiç bir şekilde otel şirketleri yöneticilerinin biraraya gelmediklerini, yaptıkları önerideki fiyatın da sadece bir eşik ifade ettiğini, otellerin bu fiyatı uygulayıp uygulamamada serbest olduklarını öne sürmekteler. Dava hâla devam etmekte.

Bu dava ile beraber bakanlık Hilton, Hyatt, Marriott, Intercontinental otellerine de 15 büyük şehirde aynı kapsamda anti tröst yasasını çiğnedikleri için dava açmış bulunuyor. Bu davada ise tüm bu otellerin STR (Smith Travel Research) adlı bir yazılım kullanmaları ve yukarıda bahsedilen programda olduğu gibi program algoritmasının otellere bir fiyat önermesi ve bunun yasayı çiğnemek olduğu iddia ediliyor. STR adlı programı kullanmayan otel yok gibi. Hatta dünya genelinde de bu programın kullanıldığı biliniyor.

Fiyatların gereğinden fazla arttığı düşünülen bir diğer konu da konut kiralama bedellerinin belli bölgelerde emlakçılar tarafından kullanılan “Realpage” adlı program. Tüm emlakçıların verilerini paylaştığı bu program da aynı şekilde kiralama işleri ile uğraşanlara bir kira fiyatı eşiği öneriyor. Herkesin bu rakamın üstünde ya da seviyesinde bir bedel istemesi de kira fiyatlarının gereğinden fazla yükselmesine neden oluyor. Bu da ayrı bir dava konusu olarak NewYork’ta devam ediyor.

İlginç olan taraf ise her iki yazılımın, Cendyn ve Realpage’in, “Rainmaker” diye bir şirkete ait olması. Sonuçta bir yazılım şirketi olan Rainmaker, bilgisayar programlarında kullandığı algoritmayı büyük olasılıkla farklı alanlarda uygulanacak programlar üreterek gelir elde ediyor ve bu kapsamda da ticari faaliyetini sürdürüyor. Tahmin edilebileceği gibi, algoritma, programı kullanan oteller tarafından yüklenilen verileri belli kriterlere göre değerlendiriyor ve tüm bölgedeki faaliyetin detayları bir merkezde bulunduğu için de, herhalde başta varsayılan talebe istinaden oda fiyatı gibi önemli bir rakamı önerebiliyor. Bakanlığın tespitlerine göre Atlantic City’de 2017-2022 arasında otellerin doluluk oranı %87’den %78’e düşerek %10 civarında gerilerken, fiyatlar da %65 artmış bulunuyor.

Davanın sonucu ne olur bilemiyorum. Ancak bu kullanılan algoritmaların, daha Yapay Zeka (AI) uygulamalarının, araştırmanın yapıldığı dönemde devreye girmemiş olması düşünülürse, yapay zeka işin içine girince sistemin işleri nereye götüreceğini düşünmek bile zor. Kısaca söylemek gerekirse, bilgisayarlar ve programlar yaşamımızın o kadar içine girdi ki, işletmelerin yönetim kararları da çoğunlukla bilgisayarlar tarafından toplanıp analiz edilebilen veriler oluşturulup şirket yönetimlerine öneri getirebilecek seviyeye eriştikleri gözüküyor.

Aynı programı kullanan şirketler, tek bir programdan gelen değerlendirmeyi nasıl uyguluyorlar bilemeyiz. Ama sonuçta ortak bir noktadan çıkan sonuçlara göre hareket ettikleri için iletişimlerini sanal ortamda aynı programların algoritmalarına göre strateji oluşturmak için kullandıklarına göre, acaba Adalet bakanlığının iddia ettiği gibi antitröst yasalarını çiğnemiş oluyorlar mı?

Davanın sonucunun yansımaları, şayet şirketler aynı programı kullandıkları için antitröst yasasını çiğnediklerine karar verilirse, kanımca ilginç noktalara gidebilir. Hatta 1994 yılından beri yürürlükte olan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’umuzda bile bakarsınız bu doğrultuda değişikliklerin yaplmasını bekleyebiliriz.

Önceki İçerik

Ahmet Sükûti Tükel

Diğer Yazarlar